LGBTİ aktivisti Barış Sulu, HDP Eskişehir milletvekili adayı oldu.
Marksist.org'un Barış Sulu ile gerçekleştirdiği röportaj şöyleydi:
Öncelikle neden HDP’den aday oldun, onu sormakla başlayalım.
Ben HDP henüz partileşmeden önce HDK sürecinde de oradaydım, içindeydim. Henüz kuruluş aşamasında ilk toplantıya katıldım. Orada yirmiye yakın dilde herkese hoş geldin denildi. Türkiye'de yaşayan bütün toplulukların birlikte olduğu bir oluşum olduğu çok belliydi. Burada LGBTİ bireyler de çok önemli yer teşkil ettiler. Dışarıdan kimse davet edilmedi, herkes kendi isteğiyle bir araya geldi. Burada yerinin olduğunu hissederek, burada benim de söz hakkım var diyerek geldi herkes. HDK iki senenin ardından HDP’ye dönüştüğünde, bu durum aynı şekilde devam etti. Burası zaten kendi sözümü üretebileceğim bir oluşumdu, partileşmesi başka alan açtı ve siyasi arenada söz üretebiliyor olması çok önemliydi.
LGBTİ camiasının HDP’ye bakışı nasıl?
LGBTİ’leri de bir gruba sokamıyoruz. Cinsel kimlikten sonra siyasi kimlik var, dinsel kimlik var, bir sürü kimlikten bir araya geliyoruz. LGBTİ olunca HDP’li oluyorsun diye bir şey yok. AKP’nin içinden bile AK LGBTİ diye bir oluşum çıktı, bir şeyler yapmaya çalışıyorlar, Ülkücü LGBT’ler diye sanal bir grup var. Çok fazla CHP’li LGBTİ birey var. Hatta büyük bir eşcinsel tanışma sitesi var, LGBTİ bireyler arasında anket yapmışlardı geçen seçimlerde, yüzde 40’ı CHP’ye, yüzde 25’i AKP’ye oy vereceğim demişti. Yani LGBTİ kişiler tek bir partiye oy vereceğim demiyor.
Söz üreten insanların çoğu LGBTİ camiası içinde HDP’yi destekliyor, böyle olunca da LGBTİ’ler sürekli HDP ile anılıyor. Ama aslına bakarsanız öyle bir şey yok. Orada kendilerini rahat hissettikleri için, kendileri söz üretebildikleri ve birileri onları dinlediği için oradalar. Biz orada kendi sözümüzü üretiyoruz, toplantılar yapıyoruz. Bunu da hep birlikte yapıyoruz.
HDP pek çok özgürlük mücadelesini ortaklaştıran, bir araya getiren bir oluşum. HDP’nin LGBTİ mücadelesinin daha sağlam bir zemine oturmasına katkıda bulunacağını düşünüyor musun?
Tabii ki örgütlenme anlamında karşılıklı bir sürü şey öğreniyoruz. Türkiye’de LGBTİ hareketi 20 yıldır örgütlü ve 30 yıldır söz üretmeye çalışıyor. Bizim örgütlenme şeklimiz de bambaşka, bizden öğreneceği çok şey var insanların. Bizim de başka siyasi gruplardan öğreneceğimiz çok şey var elbette. 30 yıllık savaş dediğimiz süreçte bugüne gelininceye kadar çok şey kaybedildi, çok şey yaşandı. Bunların aynısı LGBTİ’lerin başına da geldi. Bunun üzerinden biz de nerdeyse aynı şeyleri yaşadık, yok sayıldık, görmezden gelindik, evlerimiz basıldı, barlardan toplandık, arkadaşlarımız öldürüldü. Aynı şeyler aslında, aynı sorunları yaşadık. HDP içindeki gruplar da aynı zeminden geldiği için, mücadele anlamında birbirlerinden öğreneceği ve birbirlerine katacağı çok şey var.
Eskişehir’den milletvekili adayısın. Sence seçilme şansın nedir?
Ben çok umutluyum. Bu seçimlerde meclisin birbirinden çok farklı grupları bir araya getireceğine inanıyorum. Son dönemlerde yaşadıklarımız hep bunun işareti. Mesela mecliste açık kimliğiyle Süryani milletvekili de olacak gibi görünüyor. Kürt politikacılar zaten var, bu sefer artık LGBTİ de olacak, feminist milletvekili de olacak, hayvan haklarını savunan milletvekili de olacak, çok farklı gruplar bir araya gelecek. Bu seçimler Türkiye’nin farklı sesleri dinleyebilmesi için bir şans olacak.
Selahattin Demirtaş, LGBTİ’leri destekleyen, onlarla ortak bir mücadele yürütmeye çalışan bir parti eşbaşkanı. Türkiye’de herhalde böyle bir parti başkanı görmedi daha önce. Sen neler söyleyeceksin?
Evet, daha önce LGBTİ’lerle beraber yürüyeceğini bu kadar açık açık söyleyebilen bir parti başkanı olmadı. Eşcinsel, trans kelimelerini ağzına almaya korkuyordu insanlar. Biz milletvekilleri ile uzun zamandır görüşmeler yapıyoruz. O kelimeleri telaffuz ederken bile zorlanıyordu insanlar. Bir siyasetçi çıkıp böyle bir açıklama yapıyor, LGBTİ’lerin var olduğunu söylüyor. Bu bile çok büyük bir adımın atıldığının göstergesi zaten.
Son yıllarda işçi eylemlerinin arttığını görüyoruz. Birçok grev yaşandı ve baskılarla durduruldu ama önümüzdeki günlerde işçi mücadelesinin yükseleceğini söylemek zor değil. Bu hareketin LGBTİ mücadelesine destek sağlayacağını düşünüyor musun? Nasıl bir ortaklaşma olabilir?
Yıllar önce Tekel eylemleri yaşandığında, biz Ankara’da onlara nasıl destek olabiliriz diye düşünmüştük. Örgütlendik ve yemek dağıttık işçilere. Yanlarında olduğumuzu hissettirmek için biz de buradayız dedik. İşçi dediğin kişi sadece işçi değil, cinsel yönelimi de var. TEKEL direnişi "LGBTİ işçiler de var, biz de varız, biz de sizi destekliyoruz ve biz de ezilen kesimdeniz. Sizi etkileyen politikalara bizi de etkiliyor" demek için çok iyi bir fırsattı, bunu sürekli vurgulamamız gerekiyor. Biz de aynı sorunları yaşıyoruz, hatta biz de sizin içinizdeyiz, soyutlanmış bir grup değiliz, okuldayız, işteyiz, her yerdeyiz ve mecliste de olacağız.
Peki siyasi geleceğin için ne gibi planların var? Seçildiğin takdirde ne yapmayı düşünüyorsun?
Ben uzun yıllardır mücadele ediyorum ve insanlar sorgulasınlar istiyorum. Çünkü hiçbir şey bilmeden benim hayatım hakkında söz üretiyorlar. Ve ben o anda siyaset yapmaya başlamış oluyorum zaten. Cinsel kimliğimi anlatmaya başlayınca siyaset yapmaya başlıyorum, çünkü politik bir söylem üretiyorum. Bu topraklarda ben de varım, tramvayda sizle beraber seyahat ediyorum, o kadar yakınız aslında. Hiçbir şekilde bilgi sahibi olmadan böyle önyargılarla karşılaşmak üzücü oluyor ve bu algıları yıkmak için politika üretmek gerek. 17 yaşımda yıllar önce nükleer santrallere karşı düzenlenen eylemlere katıldım, sonra LGBTİ kimliğimi buldum ve eşcinsellerle ilgili söz üretmeye başladım. Ardından HİV pozitif bireyleri tanıdım. Onlarla ilgili çalışmaya başladım. Ondan sonra seks işçilerini gördüm, ardından trans erkeklerle ilgili bir film çektim. Sesini duyuramayan herkesin sesi olmak gerek; yıllardır sürdürdüğüm mücadelem boyunca bunu öğrendim. Politika dediğin şey kendini yenilemektir, konuşulması gereken çok şey var.
Meclise girdiğin takdirde ilk yapacağın şey ne olacak?
İlk yapacağım şey kesinlikle anayasa yazım süreciyle ilgili olacak. Anayasa yazımı tıkandı ve bu konuda geçen dönem en çok tartışılan kısım cinsel yönelim, cinsiyet kimliğini de düzenlemesini beklediğimiz eşitlik maddesiydi. Bu eşitlik maddesinin artık bir an önce anayasada yer alması gerekiyor. Anayasada açık açık cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin yer alması gerekiyor.
Marksist.org okurlarına ne diyeceksin?
Bu seçimler inanılmaz önemli. Siyaset çok fazla, her şey gündem, çünkü halledilmeyen çok fazla sorun var. Bu seçimlerde birçok alandan insan söz üretecek. Bu yüzden ben AKP'nin durdurulması için HDP'nin en büyük şans olduğunu düşünüyorum. Şu an baktığımız zaman herkesin suratı asık, tedirgin, korkuyor. Bunu değiştirmek lazım, bu yüzden de oylar HDP'ye diyorum.
Biz de öyle diyoruz ve Barış Sulu'ya başarılar diliyoruz.