Mutlu Hoca ile dayanışma büyüyor

13.02.2020 - 09:21
Haberi paylaş

Savaşa karşı çıktığı için tutuklanan ve 14 Ekim’den beri hapiste olan HDP Şişli ilçe eş başkanı Mutlu Öztürk’le dayanışma gösterenlerin sayısı artıyor.

HDP kurucularından Mutlu Öztürk, 13 Ekim 2019 tarihinde, partisinin 7. kuruluş yıl dönümü etkinlikleri için gittiği Beşiktaş ilçe binası önünde gözaltına alındı. 14 Ekim’de tutuklandı. Gerekçesi, toplantı ve gösteri yürüyüşü yasasına muhalefet; terör örgütü propagandası. Toplantı ve gösteri yürüyüşü yasasına muhalefetten tutuklama kararı verilemeyeceği için, bu son kısım eklendi. Mahkeme, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” cümlesini “örgüt propogandası” olarak değerlendirdi.

O günden bugüne, öğretmenlik yaptığı okullardaki öğrencileri, dostları ve yoldaşları Mutlu Hoca’nın özgürlüğü için kampanya yürütüyor.

Mutlu Öztürk’ün bir sonraki davası 21 Şubat’ta Çağlayan Adliyesi’nde görülecek. Barıştan yana olan herkese bu gün için de dayanışma çağrısı var.

DSİP üyesi Eli Haligua, mutluhocayaozgurluk.com internet sitesi için bir yazı kaleme aldı:

Mutlu Hoca ile komşu olan Mutlu olur

Ben radyoda çalışırken, verdiğim aralarda, Elmadağ’da o zamanlarki adıyla Ölçek şimdiki Papa Roncalli sokağın sonunda Veli Amca’nın kahvesinde kahve içerdim arkadaşlarımla. Orada biri vardı öğrencileriyle sohbet eden, belli ki öğrencilerinin çok sevdiği bir öğretmen. İşte o hoca Mutlu Hoca’ydı. Ben o sıralarda Mutlu Hoca’yı tanımıyordum. Sadece öğrencileriyle ilişkisini takdir ettiğim biri olarak ilgimi çekiyordu.

Uzun yıllar hem iş hayatım hem de evim Elmadağ’da olunca, o öğretmenin aynı zamanda komşum olan Mutlu olduğunu öğrendim. İnsan hakları mücadelemizde, mahallelilik hâlimizde karşılaşa karşılaşa, bir şekilde demlenerek tanıştık kendisiyle. Tam bir tanışma anı söyleyemem. Bu kendiliğinden olan tanışma hâlinde hep ne kadar değerli bir insanla tanıştığımın farkındaydım.

Daha sonraları Mutlu ile HDP Şişli’de beraber parti faaliyeti yapmaya başladık. Sokakta selamlaştığım -o beğeniyle izlediğim öğretmen ile- iki arada bir derede yolda karşılaşmalarımızda politika konuşur olduk. Ben yurtdışına taşındıktan sonra kendisinin HDP Şişli’ye eşbaşkan olduğunu öğrendim. Hem kendisi hem de HDP için çok sevindim.

Beraber mücadelemizin değerli yanlarının yanı sıra Mutlu’yu ismine yakışır hâlleriyle hatırlıyorum. İstabul’a dair anılarımda Pikap’ta bira içmeye giderken camın önünde profilden onu gördüğüm anlar var. Sonra içeri girip merhabalaşmamız, gecenin iletleyen saatlerinde onun masasına gidip sohbet ettiğimiz, barıştan, insan haklarından konuşmalarımız var zihnimde.

Mutlu, sadece barış istediği için 3 aydır özgürlüğünden mahrum bırakılmış durumda. Yakında davası var. Umarım Mutlu bir an önce bu haksız tutukluluktan kurtulup ait olduğu sokaklara döner ve insanlara değer katmaya devam eder.

Geçen günlerde bir öğrencisinin kendisine yazdığı mektubu gördüm. Kim bilir belki Veli Amca’da kahve içerken öğretmenleri ile ilişkilerine imrendiğim öğrencilerinden birisidir. Mektupta yazanlar manidardı: “Şimdi bugün öğretmenler günü ya! Benim hayatımda tek sevdiğim öğretmenim de hapiste. Onu n’apıcaz?”

Mutlu Hoca'nın son tarih dersi

Mutlu Öztürk’ün öğrencilik döneminden arkadaşı Cemal Yardımcı da dayanışma kampanyasına destek olmak için bir yazı kaleme aldı:

Mutlu ile aynı koridorlarda dolaştık, aynı ortamlarda tartıştık, aynı alanlara yürüdük. Aynı umudu, aynı özlemi taşıyoruz. Bu yüzden özgürlüğünün elinden alınmış olması bende adaletsizliğe karşı tepkinin yanı sıra, kardeşini koruyamamış olmanın öfkesi gibi duygular da uyandırıyor. 

Mutlu yıllardır gençlere tarih anlatıyor. Bunu yaparken ne kadar çok insana değdiğine, onları nasıl zenginleştirdiğine, iyileştirdiğine tanığım. Onu daha az tanıyanlar da buradaki yazılarda bunu gösteren bir sürü örnek bulabilir. Mutlu, iyi bir hoca olduğu için dersleri sınıfların, ders saatlerinin dışına taşardı. Şimdi de öyle. Tarih dersini dört duvarın, parmaklıkların ardından, yaşayarak anlatıyor.

Mutlu Hocanın son tarih dersi, devletin medeniyet, adalet, hukuk giysilerinden nasıl hızla soyunabileceği, çıplak bir şiddet aygıtına nasıl kolayca dönüşebileceği üzerine. Kontrolü elinden kaçırmakta olan bir devletin yasalarını ve hukuku ayaklar altına alacağını, tertemiz ve apak olduğu aşikar olan birini özgürlüğünden yoksun bırakmaktan çekinmeyeceğini anlatıyor Mutlu Hoca. 

Varlığını sürdürmek için gerilim ve çatışmaya ihtiyaç duyan bir iktidarın barış talebini suç haline getirmek için elinden geleni yapacağını anlatıyor.

Mutlu Hocaya yöneltilecek suçlama kaçınılmaz olarak gülünç tutarsızlıklar, saçmalıklar, tuhaflıklar, “bölünmez bütünlük” gibi basmakalıp laflar içerecek. Ancak, “bölünmez bütünlük” bölünmeyecekse eğer, bu kör şiddet sayesinde değil, Mutlu Hoca gibilerinin yüzü suyu hürmetine bölünmeyecek. Belki bu trajikomik durum yüzünden, belki başka sebepten, her halükarda Mutlu Hocanın dersini o kocaman gülümsemesiyle bitireceğinden şüphem yok.

Bültene kayıt ol