Devrimci Sosyalist İşçi Partisi'nin (DSİP) adliye baskınıyla ilgili basın açıklamasında, operasyonun başarısız olduğuna dikkat çekildi. "Adliye'de gerçekleştirilen türden eylemler ne hak kazanmaya, ne talepleri ifade etmeye ne de siyasal demokrasinin alanının genişlemesine yarar" denildi.
Basına ve kamuoyuna,
DHKP-C üyeleri Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol'un Çağlayan Adliyesi'nde Berkin Elvan'ın polis tarafından öldürülmesiyle ilgili davaya bakan savcı Mehmet Kiraz'ı rehin almasının ardından yaşanan gelişmeler, bir devlet terörü uygulamasıyla sonlandı.
Sekiz saat boyunca süren görüşmelerin aniden kesilmesi ve hem savcının hem de DHKP-C üyelerinin öldürülmesi, devletin ne rehine krizinden ne de müzakereden anladığını göstermiştir.
Bu tür kriz anlarında, başarı, rehin alanların da rehinenin de burnu kanamadan sorunun çözülmesidir. Adliye'de yaşanan ise tam da bu nedenle başarısız bir operasyondur. Devletin başında bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Operasyon başarılıdır" demesi, bu açıdan tam bir saçmalıktır.
Operasyon başarılı değildir.
Olaya karışan herkesin öldüğü, öldürüldüğü bir operasyona başarılı diyebilmek için, ölümler karşısında vicdanı zerre sızlamıyor olmak gerekir.
Devlet, yine bildiğini okumuştur.
Polis yine destan yazmıştır!
Erdoğan yine destan yazan polisi övmüştür.
Operasyonun tüm ayrıntıları kamuoyuna açıklanmalıdır.
Görüşmelerin, sekiz saat sürmesine rağmen, neden bir anda kesildiği ve sürecin neden bir katliamla sonuçlandığı açıklanmalıdır.
Öte yandan biliyoruz ki, Adliye'de gerçekleştirilen türden eylemler ne hak kazanmaya, ne talepleri ifade etmeye ne de siyasal demokrasinin alanının genişlemesine yarar.
Berkin Elvan'ın katillerinin açığa çıkartılması, ancak ve ancak Berkin Elvan'ın cenazesinde bir araya gelen kalabalıkların yeniden bir araya gelmesiyle, davanın kitleler tarafından izlenmesiyle, davaların kitleler tarafından izlenmesinin yollarının yaratılmasıyla mümkün olur.
Haklar ve özgürlükler, kitlesel demokratik eylemlerin yaygınlaşmasının ürünü olabilir. Sendikaların, kitlesel örgütlerin, demokratik platformların devreye girmesi, devletin gizlediği polislerin açığa çıkmasını da sağlar, yasama-yargı-yürütme alanında yer alan devlet görevlilerinin devleti aklama, devlet sorumlularını gizleme çabalarını da teşhir eder.
Bireysel şiddet eylemleri, mücadele eden aktivistlerin mücadeleye yabancılaşmasına, işçilerin gelişmelere şüpheyle yaklaşmasına, devletin kaos atmosferi yaratmasına, medyanın korku duygusunu güçlendirmesine, sağcı bir tepki ikliminin oluşmasına, devlet terörü için zemin sunulmasına neden olur.
Bireysel şiddet eylemleri, devletin elini güçlendirir, demokrasinin mevcut sınırlarını bile geri çekmek isteyenlere, nobranlara fırsat sunar. Özgürlük mücadelesinin olanaklarını daraltır. Başbakan Davutoğlu, "operasyon"dan hemen sonra yaptığı basın toplantısında, İç Güvenlik Paketi'nin neden gerekli olduğunu anlatma fırsatı bulmuştur.
Bir katliama dönüşen operasyona karışan tüm özel harekatçılara görevden el çektirilmelidir!
Operasyon emrini veren siyasiler istifa etmelidir!
"Operasyon başarılıdır" açıklamasını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tüm yurttaşlardan özür dilemelidir.
Berkin Elvan'ın ölümünden sorumlu olan tüm polisler hakkında yargılama süreci hızlandırılmalıdır!
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) Merkez Komitesi