Adalet Bakanı Gül, düşünce ve ifade özgürlüğünün güvenceye alınacağını söyledikten saatler sonra, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu 2012-2017 yılları arasında attığı Twitter mesajlarından dolayı 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Kaftancıoğlu hakkındaki vahim karar, İstinaf Mahkemesi'ne gidecek. Eğer cezalar burada onanırsa Canan Kaftancıoğlu, muhalif fikirlerini ifade ettiği için 6 yıldan fazla hapis yatacak. Aldığı cezadan dolayı siyasi yasaklı haline gelecek, ancak milletvekili olabilecek.
İfade özgürlüğünün ayaklar altına alınmasının son örneği, Canan Kaftancıoğlu davası. Kaftancıoğlu'nun yazdığı tweetler, yazıldığı dönemde birçok kişinin dile getirip yazdığı, suç olarak kabul edilmeyen muhalif görüşler. Dün düşüncelerini açıkladığı için bugün "terör propagandasıyla" en üst sınırdan cezalandırılması, ifade özgürlüğünün dramatik gerileyişinin ifadesi.
Kaftancıoğlu'na ceza yağdıran 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlara da ceza yağdırmış, HDP'li Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder'in hapse konulmasına da karar vermişti. Siyasi yargılama furyasının sonuncusu, meclisteki ana muhalefet partisinin İstanbul il başkanını susturmaya yönelirken, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, 1. yargı paketini tanıtıyordu.
Vaatler ve pratik arasındaki çelişki
Çağlayan Adliyesi önünde Canan Kaftancıoğlu'nun yargılanması yüzlerce kişi tarafından protesto edilirken, Ankara Hâkimevi’nde yargı muhabirleriyle bir araya gelen Abdülhamit Gül meclis açılınca gündeme getirecekleri paketi şöyle tanıttı:
"Yargı reformunda birinci paketimiz düşünce ve ifade özgürlüğünü daha da güvenceye alıcı, tutuklamadaki keyfiliği, uygulamadaki farklılığı ortadan kaldıran düzenlemeler içeriyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ilk bölümü, düşünce ve ifade özgürlüğünün içinde yer aldığı demokratik hakların AB standartlarında güvenceye alınmasından bahsediyor. Belge, aylar önce yayınlandı ve sonbaharda yasalaşacak. Yerel seçimler öncesi AKP tarafından vaat edilen adil yargılama sözü, henüz mahkeme salonlarına girmedi.
İktidarın hışmına uğrayan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun yargılanması, yine iktidar medyasının kışkırtması sonucu gelişmişti. İstanbul yenilgisinin ardındansa bir intikam davasına dönüştü. Yargıya müdahale eden AKP iktidarı, düşünce ve ifade özgürlüğünü güvence altına alabilir mi? Kaftancıoğlu davası ve kamuoyunda tartışılan birçok siyasi davaya bakıldığında bu sorunun yanıtı hayır.
12 Eylül darbesi sonrası dönemde birçok baskıcı yönetim ve uygulama, düşünce ve ifade özgürlüğü için mücadele edenler sayesinde son bulmuştu. Düşünce, ifade, toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüğü, bugün de aşağıdan mücadelelerle kazanılacak.