“Halfeti ve Ankara'daki işkence iddiaları soruşturulsun”

08.06.2019 - 10:51
Haberi paylaş

İşkence Karşıtı Dünya Koalisyonu, Halfeti ve Ankara’daki işkence iddialarına ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir mektup gönderdi.

Merkezi Cenevre kentinde bulunan İşkence Karşıtı Dünya Koalisyonu'nun (OMCT), 6 Haziran'da Ankara'ya yolladığı açık mektupta işkence vakalarına dair bağımsız ve etkin soruşturma yapılması talep edildi.

Birleşmiş Milletler'le ortak projeler yürüten İşkence Karşıtı Dünya Koalisyonu, gözaltında keyfi uygulamalar ve kötü muameleleri takip ederek yöneticileri uyaran en geniş küresel örgütlenme.

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre OMCT'nin Erdoğan yolladığı açık mektup şöyle:

“Halfeti ve Ankara'da işkence iddiaları

Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Binali Yıldırım, Sayın Bekir Bozdağ, Sayın Süleyman Soylu'ya  

Cenevre, 6 Haziran 2019 

Ekselansları,  

Ülkenizde meydana gelen son işkence iddiaları ve diğer kötü muamele iddialarıyla ilgili derin kaygımızı acil bir şekilde dile getiriyoruz. 18 ve 21 Mayıs 2019 tarihleri arasında, çocuklar da dahil olmak üzere en az 51 kişi, güvenlik güçleri ile PKK arasında meydana gelen, o esnada bir polis memuru ve PKK'li olduğu iddia edilen iki kişinin yaşamını yitirdiği ve iki polis memurunun da yaralandığı silahlı çatışmadan sonra Urfa'nın Halfeti ilçesinde gözaltına alınmıştır. İnternette dolaşan görüntülerin ve görgü tanıklarının da ifadeleri göstermektedir ki, bu kişiler gözaltı esnasında yere yatırılmış, ters kelepçe yapılmış ve saatlerce bu şekilde yerde bekletilmiştir. Yine iddialara göre, polis memurları bu vatandaşları tekmelemiş, yumruklamış ve silah kabzaları ile darp etmiştir. İddiaya göre darp, vatandaşların sorgu için götürüldükleri Urfa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube'de de devam etmiştir. Söz konusu vatandaşların bir kısmı avukatlarına polis tarafından tehditlere maruz kaldıklarını, gözlerinin bağlandığını, ve kendilerine elektrik verildiğini söylemişlerdir. Ayrıca, gözaltında tutulanların, polis memurlarının gözetimi olmaksızın bir doktor tarafından muayene edilmelerine izin verilmediği ve tutuklandıktan sonraki 24 saat içinde avukatlara erişiminin engellendiği bildirilmiştir. Sonunda bir avukatın görmesine izin verildiğinde ise bu görüşme güvenlik kamera sistemleri ile izlenmiştir. Tutukluların bazılarının müdafisi olan avukatlar, tutukluların çoğunun gözle görülür yaralanma izleri, kesikler, vücutlarında, bacaklarında ve yüzlerinde morluklar olduğunu, ancak daha ağır işkencelere maruz kalma korkusuyla konuşma korkusu yaşadıklarını bildirmiştir. 

Bu yazının yazıldığı esnada bu gözaltıların 33'ü serbest bırakılmış, kalan 13 kişi ise tutuklanarak Şanlıurfa Hilvan T Tipi Hapishanesine götürülmüştü. Bu 13 kişiden 12'si Terörle Mücadele Kanunu’nun 7’inci maddesi uyarınca ‘terör örgütüne üyelik’ iddiasıyla, kalan bir kişi ise Türk Ceza Kanunu’nun 299'uncu maddesi uyarınca ‘Cumhurbaşkanına Hakaret’ suçlaması ile tutuklanmıştır. 

Ayrıca, 27 Mayıs 2019 tarihinde, Ankara Barosu, Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Mali Suçlar Soruşturma Bürosunda gözaltında tutulan düzinelerce işten çıkarılmış diplomatın işkence vakası hakkında bir bildiri yayınladı. Tutuklananların altı tanesinin ifadesini içeren rapora göre, tutuklular sorgu esnasında psikolojik baskıya maruz kalmış ve itiraf imzalamaya zorlanmıştır. 

Altı kişiden beşi, gözaltında tutuldukları süre zarfında işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını bildirmiştir. Avukatlarına, karanlık bir odaya alındıklarını, duvara dayandıklarını, kelepçelendiklerini ve yerde sürünmeye zorlandıklarını, dövüldüklerini, kafalarına copla vurduğunu ve cinsel işkenceyle tehdit ettiklerini söylemişlerdir. İşkencecilerin yüzlerini karanlıkta göremediklerini, ancak tutuklulardan birinin bu kişilerin kendilerini 'dışarıdan profesyonel bir ekip' olarak tanımladıklarını duyduğunu bilinmektedir. Görüşülen 5 kişinin de polis memuru huzurunda bir doktor tarafından muayene edildiğini ve tıbbi raporların hiçbirinde çürük, yara veya herhangi bir zarar belirtisi göstermediğini belirtmiştir. 

İşkencenin ve diğer zalim, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya cezanın Türkiye iç ve dış hukuku çerçevesinde yasak olduğunu hatırlatmak isteriz. 

Bu nedenle, halen gözaltında tutulanların güvenliğini ve fiziksel bütünlüğünü sağlamak ve derhal bağımsız  tıbbi bakım sağlamak için gerekli tüm önlemleri almanızı tavsiye ediyoruz. Ayrıca, tüm faillerin sorumlu tutulmasını sağlamak için tüm güvenilir işkence iddiaları hakkında derhal, bağımsız ve baştan sona soruşturmalar yapılmasını istiyoruz. 

Saygılarımızla,  

OMCT Avrupa Yürütme Kurulu”

Bültene kayıt ol