Gebze'de hapishanede açlık grevi yapan çocuklarına destek için bir araya gelen annelere yönelik polis müdahalesi, görüntülerin kamuoyuna yansımasının ardından büyük tepki çekmiş ve bunu yapanlar hakkında soruşturma başlatılmıştı. Ancak birçok yerde annelere benzer muamele sürüyor.
Cezaevlerinde çok sayıda mahpus, Abdullah Öcalan'dan haber alınabilmesi için tecride karşı açlık grevinde.
Gebze'de açlık grevcilerinin aileleri, 9 Nisan'dan beri adalet nöbeti tutuyor.
Bugün cezaevine doğru yürüyen ailelerin önü polis tarafından kesildi. Polisin “Valiliğin kararı var, bu alanda eylem yapamazsınız. Yasak” sözlerine aileler, “Biz bu konuda ısrarcıyız, eylemimizi yapmaktan vazgeçmeyeceğiz. Çocuklarımızın yaşam hakkını savunuyoruz” şeklinde karşılık verdi.
Bir süre devam eden tartışmanın ardından yürümek isteyen anneleri ablukaya alan polisler, HDP Gebze İlçe Eşbaşkanı Damla Bağcı ile yönetici Oktay Erol’u gözaltına aldı. Polisler HDP Milletvekili Nuran İmir’i de gözaltına almak istedi. Gözaltıların yapılması üzerine polis ablukasında bulunan aileler oturma eylemi yaptı. Gözaltına alınan arkadaşları serbest bırakılana kadar eylemlerine devam edeceklerini belirten ailelere polis, “Arkadaşlarınızın ifadeleri alınacak bırakılacak” dedi.
Bir süre daha eylemlerine devam eden ailelere polis müdahale etti. Polisler aileleri darp edip, yerlerde sürükleyerek gözaltına aldı.
Kızıltepe'de yerlerde sürüklendiler
Kızıltepe'de de açlık grevlerine dikkat çekmek isteyen anneler, yerlerde sürüklenerek gözaltına alındılar.
Polis tarafından yerde sürüklenen barış annesi Hevlet Öncü, şiddetin artmasının sessizlikten kaynaklandığını vurgulayarak, “Her zaman eşitlik ve barışı istedik. Ama zulümle karşılaştık. Her defasında incitildik” dedi.
Diyarbakır'da eylemler
Polisin annelere dönük sert müdahalesini taktıkları beyaz tülbentlerini yere atarak protesto eden Barış Anneleri, "Çocuklarımız açlık grevinde ve bedenlerini ölüme yatırmışlar. Biz anneyiz ve ciğerimiz yanıyor. Çocuklarımızın ölmemesi için onların sesi oluyoruz” dedi.
Açıklama yapan Barış Anneleri Diyarbakır Meclisi üyesi Müşeer Ülker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sık sık dile getirdiği “Cennet annelerin ayakları altındadır” sözlerini hatırlatarak, AKP’ye tepki gösterdi. AKP’ye seslenen anne Ülker, “Hani cennet annelerin ayaklarının altındaydı. Hani annelerin hakkı vardı? Hani annelerin yüreği yanmayacaktı? Hani anneler ağlamayacaktı? Her insan gibi biz annelerin de hakları vardır. Çocuklarımızın sesiyiz. Kanımızın son damlasına kadar çocuklarımızın yolundayız” şeklinde konuştu.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Diyarbakır Şubeler Platformu da açlık grevindeki çocukları için Gebze Cezaevi önünde başlattıkları nöbet sırasında, polis şiddetine maruz kalan annelere ilişkin basın açıklaması yaptı. Merkez Yenişehir AZC Plaza önünde yapılması planlanan açıklama, polisin izin vermemesi nedeniyle Sanat Sokağı'nda yapıldı. Yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleşen açıklamada, "Analar yaşama ses oluyor, ellerinizi annelerin üzerinden çekin" pankartı açıldı.
İstanbul ve Van'da insan zinciri
Van'da Özgür Kadın Hareketi (TJA) Gebze Cezaevi önünde ve Mardin'in Kızıltepe ilçesinde annelere dönük polisin sert müdahalesine tepki ve açlık grevlerine destek amacıyla Sanat Sokağı'nda insan zinciri oluşturdu. Eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Muazzez Orhan, Barış Anneleri, Tutuklu Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) üyelerinin yanı sıra çok sayıda tutuklu yakını katıldı.
İstanbul'da da HDP, Beşiktaş'ta bir insan zinciri eylemi yaparak açlık grevlerine dikkat çekmek istedi.
Kartal'da yapılmak istenen eylem ise polis saldırısı ve gözaltılarla sonuçlandı.
Sezgin Tanrıkulu'ndan tepki
Gebze'deki saldırıyla ilgili olarak “Görüntüleri izleyince insanlığımdan utandım” diyen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Nasıl böyle bir kötülük yapılır. Nasıl bir kamu görevlisi, bir polis memuru annelere bu şekilde tacizde bulunur. İnsan vicdani ile bağdaşmayan bir tutum içerisinde olur. Tabi ki orada olan kadınlar annelerimizdir ama o annelerin cezaevlerinde tutuklu bulunanların anneleri oldukları biliniyor. Ve bir adım ötesi de Kürt anneleri oldukları biliniyor. O zalimlik bir kimliğe yapılıyor. Beni asıl üzende budur. Beyaz tülbentli annelerin kim oldukları belli ve o zulmü onlara yapıyorlar. Bunun adı zalimliktir. Bunun kamu görevlisi açıklamasıyla mümkün değil. Bu tekil bir olaydır ama bir zihniyetin yansımasıdır. Sonuna kadar bunlarla mücadele etmeye devam edeceğiz. Devlet memurları yasasında üzerimize düşen neyse onu yapacağız gerekli başvurularda bulunacağız” dedi.
(Mezopotamya Ajansı'ndaki haberlerden derlenmiştir)