Sosyalist İşçi gazetesi İrlanda’da 25 Mayıs’ta gerçekleşen kürtaj yasağı referandumu hakkında İrlanda Sosyalist Ağı üyesi ve Kârdan Önce İnsan Platformu üyesi Memet Uludağ ile bir röportaj gerçekleştirdi.
Sosyalist İşçi gazetesi İrlanda’da 25 Mayıs’ta gerçekleşen kürtaj yasağı referandumu hakkında İrlanda Sosyalist Ağı üyesi ve Kârdan Önce İnsan Platformu üyesi Memet Uludağ ile bir röportaj gerçekleştirdi.
Referandumda halka kürtaj yasağını içeren anayasa maddelerinin değiştirilip değiştirilmemesi sorulmuştu. Evet oyları değiştirilmesi yani kürtaj yasağının kaldırılması isteğini temsil ediyordu. Kilisenin oldukça güçlü olduğu Katolik İrlanda’da halkın %67’si Evet diyerek kürtaj hakkını savunmuş oldu.
Bu referandumun ve sonucunun anlamı nedir?
Memet Uludağ: İrlanda’da kazanılan kürtaj hakkı, hem devlet ve kilise egemenlerinin bugüne kadar gelen baskıcı ve yasakçı yapısı hem de gelecek mücadeleler açısından tarihi bir zaferdir. Bu zafer, 1800’lerden beri yasak olan kürtajın 35 yıl önce anayasaya eklenen bir maddeyle iyice imkânsız ve yasak hale geldiği günden beri verilen mücadelenin bir sonucu.
1995’te boşanma, 2015’te de eşcinsel evliliği haklarını referandumla kazanan çoğunluğu Katolik İrlanda halkı 25 Mayıs’ta yapılan referandumda kürtaj hakkını %67 ile kazandı. 18-24 yaş arası gençlerin %85 oranında Evet dediği referandumda 40 bölgenin 39’unda ve işçi sınıfının yoğun olduğu pek çok bölgede büyük oranlarda evet oyu çıktı.
Kadınların öncülüğünde, çok bileşenli bir kampanya ile kazanılan bu sonucun önemini anlamak için İrlanda’da devlet-kilise ve egemen sınıf arasındaki tarihsel güç ilişkisini anlamak gerekli. 1922’de kurulan devletin o dönemde yaşanan sivil savaş sonrası hakimleri karşı-devrimci, muhafazakar güçler oldu. Kilise kurumu ile el ele veren bu güçlerin hedefinde hep kadınlar ve fakir işçi sınıfı vardı. Eğitim-sağlık gibi sosyal ve kamusal alanların pek çoğunda kilise otoritesinin doğrudan veya dolaylı kontrolü bugüne kadar devam etti. Kürtaj hakkı kadınların sadece bedensel özgürlüklerini kazanması değil, aynı zamanda devletin ve muhafazakâr egemen güçlerin en büyük kalelerinden birinin yıkılması anlamına da geliyor.
Nasıl bir kampanya gerçekleştirildi?
25 Mayıs’ta kadınlar, gençler, erkekler büyük bir mücadele ile kadınları ikinci sınıf gören eski İrlanda’yı tarihin çöplüğüne gönderdiler. 35 yıldır kürtaj hakkına karşı ayak direyen politik egemenler ve bugün varolan neoliberal sağcı hükümet tabandan gelen baskı nedeni ile bu referandumu ilan etmek zorunda kaldı. Bu toplumsal baskı kürtaj hakkı konusunda karneleri kırık pek çok merkez sağ-sol örgütü de harekete geçmek zorunda bıraktı. İrlanda başbakanı ve bakanlarının medyada boy göstermeleri ve zafere ortak olma girişimleri aslında yükselen bu radikal taleplerden çekinmelerinden dolayı.
Bu mücadelenin en aktif unsurlarından biri sosyalistlerdi. Kârdan Önce İnsan (People Before Profit) olarak biz bu kampanya boyunca tabandan örgütlenme ve kitlesel mücadele yöntemini izledik. Bir yandan politik olarak kürtaj hakkının kadınlar için bir bedensel tercih ve en temel hak olduğunu savunurken, diğer yandan da çok bileşenli kampanya boyunca ülkenin her bölgesinde kapı kapı dolaşıp yüzbinlerce bildiri dağıttık. Bu zorlu süreçte kapı önlerinde, sokaklarda insanlarla konuşmaktan kaçınmadık.
Kürtaj olmanın 14 yıl cezası olduğu ülkede 1980’lerden beri 170 binden fazla kadın gizli yollarla başka ülkelere gitmek zorunda kalıyordu. Özellikle fakir-işçi sınıfı kadınlar için bu ekonomik olarak da bir baskı oluşturuyordu. Artık İrlanda kadınları bu zulmü yaşamak zorunda kalmayacak. Şimdi vereceğimiz mücadelelerde ‘kadınların tercih hakkı’ sadece kürtaj olma hakkı değil, doğurdukları çocuklar için ev, sağlık, eğitim ve diğer haklardır da diyeceğiz.
30 yıl önce ilk defa kürtaj hakkı için mücadeleye başlayan İrlanda’lı aktivist Crea’nın dediği gibi: “Artık bizim yaşadığımız baskıcı İrlanda’da değiliz, yeni bir İrlanda var önümüzde. Devletin, kurumların ikinci sınıf göremeyeceği, ellerini, yasalarını bedenimizden çekmek zorunda kaldıkları bir İrlanda bu. Yolumuza yaşamın her alanında, ekonomik ve sosyal haklarımız için mücadelelerle devam edeceğiz.”
(Sosyalist İşçi)