İngiltere'nin Southport şehrinde bir dans kursunda meydana bıçaklı saldırıda üç kız çocuğunun trajik bir şekilde öldürülmesinin ardından ülke çapında faşistler sokak saldırılarını başladı.
Aşırı sağcılar, katilin Suriyeli bir göçmen olduğunu iddia eden paylaşımlar yaptı. İngiltere'deki faşist hareketin liderlerinden Tommy Robinson bu yalana sahip çıktı ve kalkışma çağrısı yaptı. Son genel seçimlerde meclise girmeyi başaran aşırı sağcı UK Reform Partisi'nin lideri Nigel Harris'te bu yalanı tasdik etti.
Oysa 29 Temmuz'daki bıçaklı saldırıyı yapan 17 yaşındaki Galler doğumluğuydu. . Suriye'yle, Müslümanlıkla alakası yoktu.
Iırkçılar önce Southport'ta mültecilere saldırıya geçti. Ardından saldırılar başka şehirlere yayıldı. Mültecilerin kaldığı binalar, işlettiği dükkanlar, sosyal yardım kuruluşları, mülteci dernekleri ve bir kütüphane ateşe verildi. Ve olaylar bir pogroma dönüştü.
Ta ki 7 Ağustos'a kadar. Devrimci sosyalistlerin ve ırkçılık karşıtı kampanyaların çağrısı bu kez antifaşistler sokağa çıktı.
İngiltere'de yayınlanan Socialist Worker (Sosyalist İşçi) gazetesi yazarı Charlie Kimber'in 7 ve 8 Ağustos tarihlerinde yayınlanan iki yazısını sizler için özetledik.
---
Pogrom, ırkçı terör bir sürpriz değildir.
Şu anda birçok açıdan son bir asrın en tehditkâr faşist meydan okumasıyla karşı karşıyayız.
En tepeden gelen ırkçılığın yarattığı kirliliği sürekli varoldu.
Muhafazakârlar bütün bir seçim kampanyasını, şimdi aşırı sağ eylemlerde ortaya çıkan "Gemileri durdurun" sloganına odaklanarak yürüttü. Ancak suçlanması gereken sadece Muhafazakârlar değil.
İşçi Partili İçişleri Bakanı Yvette Cooper, cami saldırılarının meydana gelmesi ve göçmenlerin kaldığı otellerin yakılmasından iki haftadan kısa bir süre önce The Sun gazetesine özel bir yazı yazmaya karar verdi.
Mesaj şuydu: İşçi Partisi, savurgan ve anlamsız göçmen karşıtı programlar yerine, Britanya sokaklarında göçmen karşıtı baskıyı serbest bırakacaktı. Yakalanması ve sınır dışı edilmesi gereken çok sayıda "yasadışı" olduğunu düşünüyorlar!
Irkçıların beslendikleri kaynaklar
1970'lerin ortalarındaki neoliberalizm döneminden bu yana İşçi Partisi ve Muhafazakar Parti hükümetleri, işçi sınıfından insanların yaşamlarında kayda değer iyileştirmeler sunma iddiasında bile bulunmadı. Bunun yerine sadece değişen kemer sıkma ve kesinti programları sundular.
Aynı zamanda, temel hizmetler çürürken ve sıradan insanlar çocuklarının geleceklerinin mahvolduğunu görürken bile inanılmaz derecede zenginleşen en tepedeki yüzde 1'lik kesim için bir servet alemine başkanlık ettiler.
Birbirini izleyen hükümetler, büyük eşitsizliğe duyulan öfkeyi saptırmak için göçmenler ve mülteciler üzerinden ırkçılığı körükledi. İnsanların nefretlerini zenginlerden ve şirketlerden ziyade göçmenlere ve Müslümanlara yönelttiler.
Politikacıların muhalefeti bölmek için kullandıkları bu kullanışlı aracın ırkçılıkta ve nihayetinde ırkçı terör yaratmaya adanmış ağlarda kendine bir yuva bulması kaçınılmazdı.
İslamofobi, "teröre karşı savaş" ve Tony Blair-George Bush'un Irak savaşından önce de vardı. Ancak Orta Doğu'da ve daha geniş coğrafyalarda sonu gelmeyen saldırılara kılıf olarak büyük bir ivme kazandı.
Ve her görüşten siyasetçi Filistin için yapılan kitlesel yürüyüşleri nefret ve antisemitizm odakları olarak gösterip, kınadı. İsrail'in soykırımına karşı düzenlenen bu görkemli seferberliklere çok sayıda Müslüman katıldı ve bu nedenle onlara yönelik saldırı daha geniş bir İslamofobi ile iç içe geçiyor.
Aşırı sağcı saldırıların merkezinde mülteciler, göçmenler ve İslamofobi yer alıyor.
Bir diğer olgu ise Reform UK adlı partinin varlığıdır. Nigel Farage'ın aşırı sağcı partisi genel seçimlerde dört milyon oy aldı.
Rehavete ya da paniğe yer yok. Aşırı sağ kükreyerek harekete geçerken, on binlerce insan da cesurca onlara karşı çıkmaya başladı.
İşçi sınıfı hareketinin önünde birbiriyle bağlantılı bir dizi görev var. Bunlardan en acil olanı, faşistleri ve müttefiklerini geri püskürtmek için en büyük ve en kararlı birleşik cepheyi inşa etmektir.
Bu, saldırı altındaki mülteciler ve Müslümanlar için bir ölüm kalım meselesi olmakla birlikte, tüm işçi sınıfının birliği ve mücadele yeteneği açısından da hayati önem taşımaktadır.
Sisteme duyulan bu öfke, sola ya da sağa yönelebilir. Biz onu sola doğru yönlendirmeliyiz.
İngiltere'nin büyük bir bölümünde on binlerce insan, düzinelerce göçmen sosyal yardım merkezine, hukuk bürolarına ve mülteci destek kuruluşlarına yönelik faşist saldırı tehdidine tepki olarak sokağa çıktı.
Aşırı sağcılar genellikle ortada yoktu ya da polisin arkasına sinmişlerdi.
7 Ağustos'un örgütsel merkezinde Irkçılığa Karşı Durun, Filistin için yürüyen pek çok insan ve devrimci sosyalistler vardı.
Irkçılık karşıtı gösteriler medyanın mesajını değiştirmeye zorladı ve bu son derece memnuniyet verici. Ancak aynı medya ve hükümet gerçeği sistematik olarak örtbas ediyor.
Medya ve İşçi Partisi hükümeti saldırıların bastırılmasını polisin başarısı gösteriyor. Irkçılık karşıtlarına evine dönün diyor
Korku taraf değiştirdi
7 Ağustos günü öğleden sonra özellikle ve doğal olarak Müslüman, siyah ve Asyalı kesimler arasında gerçek bir korku vardı. Irkçılık karşıtı eylemler bu korkuyu en azından geçici olarak kırdı.
O gecenin "korkunun taraf değiştirdiği" gece olduğunu söylemekte haklıydık.
İşçi Partisi'ne gelince, neredeyse tüm milletvekilleri insanları ırkçılık karşıtı protestolardan uzak tutmak için ellerinden geleni yaptı.
Sendika liderlerinin aşırı sağa karşı açıklamalar yaptığını görmek güzel ancak 7 Ağustos günü çok az insanı doğrudan harekete geçirdiler.
7 Ağustos günü on binlerce kişi sokağa çıktı ve yüz binlerce kişi onları alkışladı. Milyonlar Filistin için yürüdü.
Bu yeni bir hareketin -kararlı ırkçılık karşıtları, militan sendikacılar, Filistin dayanışmasının inşacıları- bir araya gelişi gibiydi. Bir şey doğuyor, şu anda sahip olduğumuzdan çok daha iyi, daha büyük, radikal sol olasılık.
Şu anda sokaktaki insanlar arasında farklılıklar var. Bazıları keskin ve önemli.
Ancak ırkçılık ve emperyalizmle mücadele etmek isteyen ve grevleri destekleme, çevresel yıkımla mücadele etme, trans özgürlüğünü destekleme, yoksulluk, sömürü ve baskıyla mücadele etme ihtiyacı konusunda hemfikir olan çok sayıda sosyalist var.
Irkçılık karşıtı hareket şimdi 7 Ağustos protestoları üzerine inşa edilmeli, Irkçılığa Karşı Duruş güçlendirilmeli. Tommy Robinson ve Reform UK'e verilen desteğin altı oyulmalıdır.