Karabağ’ın kendi kaderini tayin hakkını tanıyın! Yeni bir soykırıma hayır!

26.09.2023 - 11:22
Haberi paylaş

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi'nin (DSİP), Karabağ'da yeniden alevlendirilen savaşa dair değerlendirmesi:

Yüzyıllardır Ermeni halkının yaşadığı Karabağ’da (Arshak) Azerbaycan’ın başlattığı askeri harekat insani bir kriz yaratmış durumda. Azerbaycan yönetimi, son saldırıdan önce 120 bin Ermeni’nin yaşadığı bölgeye yönelik dokuz aydır abluka uyguluyordu. Ermeni halkının gıdaya ve ilaca ulaşımını hatta uluslararası yardım kuruluşlarının TIR’larını dahi engelliyordu. Azerbaycan kış mevsiminde bölgenin elektriğini de keserek bölgede sivilleri hedef alan hak ihlalleri gerçekleştirmekten çekinmiyordu. Şimdi de abluka altındaki bölgeye saldırı başlatmış durumda.

Ulus devletlerin etnik sınırları sorunun kökeni

Karabağ bölgesi resmi olarak, SSCB döneminden beri son derece tartışmalı olan bir kararla Azerbaycan’a ait olarak bilinse de bölge özerk bir yönetime sahipti ve karşılıklı milliyetçiliğin yükseldiği ve pogromların yaşandığı SSCB’nin dağılma sürecinde Ermeni halkı Azerbaycan’a bağlı olarak yaşamak istememişti. Azerbaycan, saldırganlığına gerekçe olarak bölgenin kendi toprağı olması şeklinde açıklıyor ve savaşı aynı Rusya’nın Ukrayna’da yaptığı gibi teröre karşı bir operasyon olarak açıklıyor.  

Azerbaycan lideri Aliyev, Ermenistan’ı dahi Batı Azerbaycan olarak tanımlayan konuşmalar yapıyor. En son 61. doğum günü sırasında Karabağ’dan sonra sıranın “tarihi Batı Azerbaycan’a geleceğini” söylemiş olması Ermenistan’a yönelik saldırgan çizgisini de açıkça ortaya koyuyor. Azerbaycan ve İsrail, Türkiye’den aldığı silah desteği, Rusya’dan aldığı politik destek ve Avrupa Birliği gibi Azerbaycan’dan fosil yakıt alan ülkelerin sessizliği sayesinde bu ırkçı ve yayılmacı çizgiyi sürdürerek tüm dünyanın gözleri önünde ağır bir insani krize yol açmış durumda.

Emperyalist rekabetin tetiklediği son kriz

Karabağ’da yaşananlar, bölge devletlerinin izlediği politikaların yanısıra küresel emperyalist rekabetin de bir sonucu olarak savaş politikalarının kurbanı olmuş durumda. “İktidar bölgesinde” kendisinden bağımsız bir güce izin vermemekte kararlı olan Rusya, 2008 yılında Gürcistan’a müdahale etmiş, Orta Asya ülkelerindeki rejim karşıtı gösterilerin bastırılmasına destek vermiş ve en son Ukrayna’yı işgal etmişti. Ermenistan bugün iki nedenle Rus emperyalizmi tarafından cezalandırılıyor. İlki, bölgede Rusya’ya bağlı yoz ve yolsuz bir rejime dönüşmüş olan geleneksel Ermenistan siyasetine karşı bir halk hareketiyle iktidara gelen Paşinyan’ın ve bölgede görece demokratik bir rejimin var olmasının oluşturduğu “kötü örnek”. İkincisi ise Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında Putin için yakalama kararı veren Uluslararası Ceza Mahkemesine üyelik başvurusu yapması, Paşinyan’ın eşinin Ukrayna’ya destek ziyaretinde bulunması ve en son ABD ile Ermenistan askerlerinin Erivan’da küçük çaplı bir askeri tatbikat yapmış olması.   

Yeni bir soykırıma hayır!

Karabağ’da yaşayan binlerce Ermeni canını kurtarmak için kaçıyor. Hafızalarında 1915 soykırımını taşıyan ve en son 2020 yılındaki ikinci Karabağ savaşında yaşanan katliamların yaraları taze olan Ermeni halkı Azerbaycan yönetiminin kendilerine eşit ve adil davranmayacağının farkında.

Daha şimdiden bölgeden sivillere yönelik katliam haberleri geliyor. Ermeni halkının neredeyse tamamı Azerbaycan vatandaşı olmaktansa Ermenistan’a göç etmeyi düşünüyor. Katliam politikaları da zorla göç ettirme uygulamaları da uluslararası hukuk açısından soykırım suçu demektir. Bu muhtemel suçun işlenmesine acilen engel olunmalıdır. 

Filistin’de, Karabağ’da ya da başka bir yerde, çatışmalara ve karşılıklı milliyetçiliğe son verecek tek çözüm halkların kendi kaderini tayin hakkıdır. Her halk nasıl yaşamak istediğine kendisi karar verebilmelidir. 

Liderlerin masa başında çizdiği suni sınırlar, yayılmacı politikalar, tarihsel toprak hakkı iddiaları ve emperyalist rekabet Karabağ’daki insani krizin ana nedenleridir.

Azerbaycan silahlı birlikleri Karabağ’dan derhal çekilmelidir.

Karabağ’da bağımsızlık, özerklik veya başka bir devlete bağlı olup olmamak konusunda hiçbir tarafın müdahalesinin olmadığı özgür bir referandum yapılmalı ve herkes karara saygılı duymalıdır.

Türkiye, bu krizde oynadığı kışkırtıcı rolden vazgeçmeli Ermenistan ve Karabağ ile ilişkilerini iyileştirmeli ve Ermenistan sınırını açmalıdır.

26.09.2023

Bültene kayıt ol