İngiltere hükümeti Bibby Stockholm adlı devasa gemiye ilk mülteci grubunu gönderdi.
500 kadar mültecinin iltica başvuruları sonuçlanana dek Dorset bölgesinde demirli olan büyük bir gemide tutulması planlanıyor.
İnsan hakları grupları, mültecileri böyle bir gemide, cezaevine benzeyen koşullarda tutmanın "insanlık dışı" olduğunu söyleyip, tasarıya karşı çıkmıştı.
Gemi, tek kişilik kabinlerde 222 kişiyi alacak şekilde yapılmıştı. İçişleri Bakanlığıysa, 506 mülteciyi çok kişilik odalara yerleştirmeyi planlıyor.
Bu, gemide difteri gibi bir salgın olması durumunda birçok kişinin enfekte olabileceğini belirten bir hükümet içi belgesine rağmen plan uygulamaya konuldu. Nitekim daha önce Kent'teki Manston işlem merkezinde bir adam difteriye yakalandıktan sonra ölmüştü. Braintree'deki başka bir merkezdeyse, mültecilerde verem, uyuz ve iskorbüt saptanmıştı.
Ayrıca yangın güvenliği sorunları, İtfaiye Birliği tarafından "potansiyel bir ölüm yolculuğu" olarak adlandırılan gemiye taşınma tarihinin ertelenmesine yol açmıştı.
Gemiye yanaşacağı Portland limanının sahibi olan aile şirketi, mavnayı 18 aylığına yanaştırmak için 2.5 milyon sterlini cebe indirdi. Firmanın ırkçı UKİP partisiyle bağları var.
İngiliz hükümetinin, bir diğer mülteci düşmanı planıysa, Manş Denizi üzerinden bot veya teknelerle ülkeye giren düzensiz göçmenleri engellemeye yönelik 7 Mart’ta açıkladığı yasa tasarısı. Bu tasarı göçmenlerin yakalandığı anda gözaltına alınmasını ve adli soruşturma olmaksızın 28 gün içinde kendi ülkelerine ya da Ruanda gibi güvenli kabul edilen üçüncü ülkelere sınır dışı edilmelerini öngörüyor.
Mültecileri Ruanda'ya sürme planı belirsizliğini korurken, şimdi de yoksulluktan, baskıdan ve iklim kaosundan kaçan çaresiz insanları güney Atlantik'teki ıssız bir volkanik ada olan Ascension Adası'na göndermeyi planlıyorlar. Birleşmiş Milletler (BM), İngiliz parlamentosundan geçen tartışmalı Yasa Dışı Göç Yasa Tasarısı'nın ülkenin uluslararası insan hakları ve mülteci hukuku kapsamındaki yükümlülükleriyle çeliştiğini bildirdi.