İran: Haysiyet ve özgürlük mücadelesi

12.01.2023 - 11:36
Haberi paylaş

İran’da yaklaşık üç aydır büyük bir mücadele dalgası yaşanıyor. Rejim kurşunla, gaz bombasıyla, hapis tehdidiyle, işkence tehdidiyle, göz altı dalgalarıyla ve en son idam kararlarıyla saldırmasına rağmen gösteriler cesurca sürüyor. Mahsa Amini’nin öldürülmesinin 40’ncı gününde olduğu gibi eylemler zaman zaman çok kararlı ve yığınsal hale geliyor. 

İran İnsan Hakları kuruluşlarının verdiği bilgilere göre, 28 Aralık Çarşamba gününe kadar, 69’u çocuk 508 kişi öldürülmüş. 667 öğrenci olmakla 18666 kişi gözaltına alınmış. 161 kent ve 144 üniversite protestolara katılmış. Toplam 1218 protesto gösterisi düzenlenmiş. Bu sayılar hareketin boyutu hakkında fikir veriyor.

Aralık ayında üç aktivisti idam eden rejim, şimdi iki protestocu protestocuyu daha idam etti.

Büyük bir değişim

İranlı tarihçi ve sosyalist Peyman Jafari bir çok İranlı aktivist gibi hareketin şimdiden bir dizi kazanım elde ettiğini söylüyor. İran’da binlerce insanın zihniyetinde yaşanan değişim, kadın hakları konusunun en ön plana çıkmış olması, gerçekte ahlak polisinin sokaklardan çoktan çekilmiş olması bu kazanımlardan bazıları. Hareket ilk günlerde zorunlu başörtüsüne karşı bir patlama halinde ilerlerken, kısa sürede tüm İran siyasal sisteminin çürümüşlüğüne karşı bir isyan dalgası halini aldı. 

Bu isyan dalgası, son 20 yıldır rejime karşı direnen çeşitli toplumsal güçlerin mücadelesinin devamlılığı içinde anlaşılmalı. İşçilerin 2000’li yıllardan beri sürdürdüğü grevler, sendikalaşma mücadelesi ve 1 Mayıs’ı kutlama mücadeleleri, Aralık 2017’de ve Ocak 2018’de artan enflasyona karşı eylemler, 2019’da rejimin akaryakıt sübvansiyonlarına desteğini kesme girişimine ve yükselen fiyatlara karşı eylem dalgasıydı. Bu hareket, işçi sınıfının en yoksul, işsiz kesimlerinin ileri fırladığı mücadelelerdi. 

Grevlerin önemi

Bugünkü eylemlerde ise işçi sınıfı talepleriyle çeşitli toplumsal kesimlerin siyasal talepleri ve demokrasi arzusu birleşiyor. Peyman Jafari’nin dediği gibi artık mahalle düzeyinde bir araya gelen işçi sınıfı ve orta sınıf gençliği arasında doğmakta olan bir koalisyon var ve bu nedenle toplumsal ve siyasi talepler kaynaşıyor. Dolayısıyla, başörtüsü yasaklarının kaldırılmasını ve daha fazla siyasi özgürlüğün yanı sıra daha iyi sosyal ve ekonomik koşullar, daha yüksek ücretler ortak talepler olarak öne sürülüyor.

Hareketin grevlerle desteklenmesi çok önemli: Eylemlere daha fazla insanı dahil etmesi bu hareketin başarısı için önemli. Şu anda sokaklarda binlerce insan görüyoruz ama henüz yüzbinlerce, milyonlarca değil. Diğer can alıcı nokta ise işçilerin harekete katılması, bu da sokaklardaki sayıları artıracak ve protestoları grevlerle kaynaştıracak.

Grevler önemlidir. İran Devrimi eski monarşiyi devirmeyi başardı çünkü işçiler 1978 sonbaharında harekete katıldı ve petrol endüstrisinde ve diğer sektörlerde greve gitti. Aralık 1978'de, Şah’ı felç eden ve deviren bir genel grev oldu. Aynı şekilde, bir genel grev mevcut harekette oyunun kurallarını değiştirebilir. Sadece devlete gerçekten ekonomik olarak zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda baskının bazı risklerinin de üstesinden gelir çünkü milyonlarca işçinin harekete katılmasına izin verir. Sonuçta devlet askerini, polisini binlerce işyerine gönderemiyor. Bir genel grev aynı zamanda harekete kendi sürekliliğini ve gücünü de gösterecektir. Kitleleri yüzbinler halinde ileri çekebilecek ve böylece kazanabilecek bir hareket bu nedenle çok önemli.

İsyancılarla dayanışma

İran’da esasen baskıdan kaynaklanan işçiler arasındaki örgütlenme eksikliği hareketin işçi sınıfı kitleleriyle buluşmasının önünde bir engel olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte, grevler devam ederken, daha fazla işçi kamyon şoförleri, öğretmenler ve Tahran otobüs şoförleri arasındaki mevcut ağları birbirine bağlayan bir rol oynuyor. Diğer bir engel ise, işgücünün yeni liberalleşmesinin çok sayıda güvencesiz işçi yaratmış olmasıdır. Yani petrol sektöründe yaklaşık 200.000 kişi istihdam ediliyor ama bu işçilerin yarısı ya taşeron firmalarda ya da geçici sözleşmelerle istihdam ediliyor. Bu işçiler greve gitme konusunda kendilerini çok savunmasız hissediyorlar. Ancak protestolar devam ettikçe bu işçiler daha fazla güven kazanabilir.

İran’da özgürlük mücadelesi kritik bir öneme sahip. Bu önem, tüm dünyanın ezilenleri için İran’daki direnişe odaklanmayı bir zorunluluk haline getiriyor. 

Hepimiz, tüm dünyadaki işçi ve emekçiler, içinde yaşadığımız rejimlere, iktidarlara, hükümetlere direnişçilere yönelik devlet şiddetini derinleştiren İran rejimini basınç uygulamak için mücadele etmeliyiz. Kendi iktidarlarımıza karşı mücadele İran halkıyla dayanışmanın en iyi yoludur.

Atılması gereken ilk adımlardan birisi ise rejimin idamları ve cezaevlerinde işkenceleri acilen durdurması yönünde hareketler inşa etmektir.

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol