İngiltere: 1 Şubat’ta bir milyonu aşkın işçi greve gidebilir

27.12.2022 - 14:05
Haberi paylaş

Sendika liderleri birleşik bir günlük grevden bahsediyor. Ancak aktivistler bunun sadece bir günlük bir protestodan ibaret olmaması, daha fazla direnişe yol açacak bir fırlatma rampası olması için mücadele etmeliler. Charlie Kimber yazdı:

Sendika liderleri, 1 Şubat Çarşamba günü bir milyondan fazla işçiyi bir araya getirebilecek birleşik bir günlük grev çağrısı yapmayı planlamakta. Bu plan, ne kadar çok şeyin değiştiğini gösteriyor -aynı zamanda güçlü mücadelelerin İngiltere siyasetini dönüştürme potansiyelini gözler önüne seriyor.

Birleşik bir günlük grev; onun için oy kullanmış olsun veya olmasın, hatta sendikalı olsun ya da olmasın tüm işçi sınıfı için bir odak noktası haline gelebilir. Her aktivist birleşik bir günlük grevin onaylanması için mücadele etmeli. Ayrıca grevi kitlesel yürüyüşler, grev gözcüleri ve militan protestolarla grevi mümkün olduğunca büyük bir şekilde inşa etmelidir.

Ancak sendika liderlerinin vizyonu hala çok dar ve yavaş. Kendi başlarına bırakıldıklarında, büyük ölçüde pasif kalacaklar ve grev, bir başlangıçtan ziyade ilerleyen bir sürecin sonu olacaktır.

Geçtiğimiz hafta yaklaşık 20 sendikanın kıdemli yetkilileri ortak bir eylemin mümkün olup olmadığını görüşmek üzere bir araya geldi. Toplantıda bulunanlar arasında CWU, PCS, NEU, NASUWT, Unison, GMB, Aslef ve FBU sendikalarından temsilciler vardı.

Bunların çoğu 1 Şubat'ta yapılacak birleşik bir günlük grev için oradaydı. Ancak birçoğu hala kendi işyerlerindeki oylama sonuçlarını bekliyor. Yüz binlerce öğretmeni ilgilendiren NEU oylaması 13 Ocak'ta sona eriyor. Bu süre, sendika yetkililerinin ellerini çabuk tutmaları halinde, sendika karşıtı yasaların 1 Şubat için talep ettiği 14 günlük bildirim süresinin dolması için yeterli. İngiltere ve Galler'deki NASUWT öğretmen sendikası oylaması ise 9 Ocak'ta sona erecek.

Fakat örneğin FBU itfaiyecilerinin sendika oylaması 30 Ocak'a kadar devam edecek, bu nedenle onlar 1 Şubat'ta çağrılmayacaklar.

Sendika liderleri geçen hafta, nihai kararın verilebileceği 10 Ocak tarihinde yeniden bir araya gelme konusunda anlaştı. Tarih konusundaki tartışmalar hala devam ediyor. UCU lideri Jo Grady bu hafta sendika üyelerine yaptığı açıklamada, "Şubat ayının ilk haftasında (6 Şubat) TUC koordineli bir eylem çağrısı yapılabilmesi mümkündür" dedi.

Neler döndüğünü bilen kıdemli bir sendika yöneticisi Socialist Worker'a şunları söyledi: "Herkes önemli kararların alınacağını görebiliyor. Demiryolu ve postada anlaşma olacak mı ve hemşireler ilerleme kaydedebilecekler mi?”

"Bir süredir grevlerini sürdürenlerden bazıları, çizgiyi aşabilmek ve bir şeyler kazanmak için daha fazla destek bulabileceklerini düşünüyor. Sendika liderlerinin çoğu ise kendi eylemlerinin ilgi görmesini istiyor, dolayısıyla birleşik grevin ana yol olduğu fikrine pek sıcak bakmıyorlar."

Gerçek bir dönüşüm yaşanmakta. Bu yıl yüz binlerce işçi şimdiden grevlere katılmış durumda. Ulusal İstatistik Ofisi, 13 Aralık'ta ekim ayında 417,000 iş gününün grevler nedeniyle "kaybedildiğini" açıkladı. Bu, 2,5 milyon kamu çalışanının emekli maaşlarına yönelik saldırılar nedeniyle greve gittiği Kasım 2011'den bu yana görülen en yüksek rakamdır.

Bu yılın Haziran ve Ekim ayları arasında 1,1 milyondan fazla grev günü gerçekleşti ki bu rakam 1990'ın başından bu yana beş aylık dönemdeki en yüksek rakam. Ve bu rakamlar, işveren raporlarına dayandığı için greve katılan gerçek işçi sayısını her zamanki gibi az gösteriyor.

Dikkat çekici olan bir durum, sendika liderlerinin yeni olasılıklara uyum sağlayabilmek için ne kadar da az değiştiğidir. İster sağcı ister solcu olsun hiçbir sendika lideri NHS çalışanlarını desteklemek için gerçek bir eylem çağrısında bulunmadı.

RCN hemşireler sendikası, yüz yılı aşkın bir süredir ilk defa İngiltere ve Galler'in geniş bölgelerinde grevler düzenledi. Fakat bu olağanüstü gerçeklik ve bunun yansıttığı toplumsal krizin derinliği genel sekreterler arasında neredeyse hiçbir heyecan yaratmadı.

Grev hattında gerçekçi dayanışma-destek miting ve eylem için resmi bir ulusal çağrı yapılmadı. Sendika liderleri neden hemşireleri ve ambulans çalışanlarını desteklemek için -en azından molalarda olabilecek- işyeri eylemleri için bastırmadı? Neden daha da ileri gidip çalışanları RCN, GMB, Unison ve Unite NHS grev hatlarına gitmeye teşvik etmiyorlar?

Bunun cevabı, sendika liderlerinin sendika karşıtı yasaların ihlali olarak görülebilecek herhangi bir şeyden duydukları korkudur. Bazı etkileyici destek mitingleri ve grev gözcülükleri oldu fakat bu sadece yerel sendikacı ve kampanyacıların inisiyatifi sayesinde gerçekleşti.

Financial Times köşe yazarı Sarah O'Connor bu hafta şunları yazdı: "Yılın sonuna yaklaşırken, 2022'nin işçiler için iyi bir yıl olduğunu iddia etmek zor. Küresel ücretler, karşılaştırılabilir kayıtların tutulmaya başlanmasından bu yana ilk kez bu sene reel olarak düştü.”

"Resmi tahminlere göre, İngiltere’de pandemi öncesindeki on yıllık durgun ücret artışını, hane halkı yaşam standartlarında son altmış yılın en sert düşüşü izleyecek. Bu bana bir ücret-fiyat sarmalı gibi görünmüyor, daha ziyade bir tür yaşam standartları katliamı gibi görünmekte."

Zaferlere ihtiyacımız var. Herkes 1 Şubat'ın gerçeğe dönüştürülebilmesi, başarıyı garantileyebilmesi için ve hatta tırmanıştaki toplu grevlere yönelik bir fırlatma rampası olabilmesi için bastırmalı.

Sosyalist İşçi Partisi'nin kurucusu Tony Cliff, kitlesel grevin "sınıf gücünün altını çizdiğini" ama aynı zamanda "sınıfın tüm zayıflıklarını da -bürokrasinin etkisi, ideolojik olgunlaşmamışlık gibi- ortaya çıkardığını" yazmıştı.

Haydi 1 Şubat'taki büyük grev için savaşalım ve bunun daha yüksek bir mücadele düzeyine kararlı bir geçiş olabilmesi için çabalayalım.

Çeviren: A. Deniz Sorucu

Bültene kayıt ol