Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP27’nin ikinci günü de geride bırakılırken Tuvalu müzakerelerin yanlış bir hatta ilerlediğini vurgulayan umut verici bir çıkış yaparak fosil yakıtların terk edilmesi gerektiğini hatırlattı.
İşte ikinci günden öne çıkanlar:
• Baskıcı Mısır rejimi, böylesi bir uluslararası konferansı bile korkunç insan hakları ihlallerine rağmen sürdürebileceğini sanıyordu ama yanıldığını gördü.
Cezaevinde ve 220 gündür açlık grevinde olan İngiliz-Mısırlı aktivist Alaa Abd el-Fattah'ın ailesi, Mısırlı yetkililerin onu kapalı kapılar ardında zorla beslemeye kalkıştıklarını, kendisine işkence yapılıyor olabileceğinden endişe duyduklarını açıkladı. Bu açıklamalar rejim üzerinde büyük basınç yarattı.
Alaa Abd el-Fattah’ın kız kardeşi, serbest bırakılması için bir kampanya başlattı ve bunu COP gündemine taşımayı başardı.
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, “asılsız haber yayma” suçuyla susturulmaya çalışılan, beş yıl hapis cezasına çarptırılan Fattah için hemen bir çözüm sunulmasını talep etti.
Ayrıca, COP27 delegelerinin siteye erişemediklerini söyleyerek ardı ardına şikayette bulunmaları üzerine, ülkede yıllardır engelli durumda olan İnsan Hakları İzleme Örgütü web sitesine erişim engeli de kaldırılmak zorunda kaldı. Artık Mısır halkı da rejimin çevreci gruplar üzerindeki baskıları, tacizleri ve tüm aktivistlere yönelik kirli sicili hakkındaki gerçeklere erişebiliyor.
• Ünlü iklim ekonomisti Lord Stern tarafından hazırlanan bir rapor, gelişmekte olan ülkelerin (Çin hariç) emisyonlarını 2030 yılına kadar azaltmak ve iklim çöküşü etkileriyle başa çıkmak için yılda 2 trilyon dolara ihtiyaç duyacağını ortaya koydu.
• Tuvalu, konferansın gündemini, fosil yakıtların terk edilmesi üzerine anlaşma çağrısında bulunarak, umut verici bir çıkışla değiştirdi.
Pasifik ada ülkelerinin tamamı, deniz seviyesinin yükselmesine karşı son derece savunmasız durumda. Küçük bir ada ülkesi olan Tuvalu da her geçen gün sular altında kalmaya devam ediyor.
Tuvalu, fosil yakıt kullanımını aşamalı olarak sonlandıracak uluslararası bir anlaşmayı gündeme taşıyıp, fosil yakıtlar çağını sona erdirme çağrısında bulundu ve böylece Birleşmiş Milletler iklim müzakereleri tarihi boyunca gerçek bir çözüm önerisinde bulunan ilk ülke oldu.
Tuvalu başbakanı Kausea Natano, “Isınan denizler topraklarımızı adım adım yutmaya başlıyor. Ancak dünyanın petrol, gaz ve kömür bağımlılığı hayallerimizi sular altında bırakamaz” dedi; "Bu nedenle, dünya genelinde yüzlerce Nobel barış ödülü sahibi ve binlerce bilim insanıyla bir araya geliyor ve dünya liderlerini fosil yakıtlardan adil bir çıkış planıyla ayrılmaya, fosil yakıtlara yönelimi önlemeye, bunlar üzerinde anlaşmaya davet ediyoruz."
• Pakistan başbakanı Shehbaz Sharif, ülkesinin küresel emisyonlardaki payının son derece düşük olduğunu ama buna rağmen, yaşanan benzersiz sel felaketi yüzünden 30 milyar dolardan fazla maddi desteğe ihtiyaç duyduklarını söyledi.
• İklim aktivistleri, Rishi Sunak’ın COP27’deki konuşmasını yerden yere vurdu.
“Just Stop Oil” tarafından paylaşılan bir tweet’te şöyle deniyordu:
Sunak’ın #COP27'deki konuşmasını kaçırdınız mı?
Pek bir şey kaçırmış sayılmazsınız.
İklim krizinden bahsetmesine rağmen şu sözcükleri kullanmamayı başardı:
Petrol, gaz, kömür, fosil yakıtlar, acil durum, kriz, ısınma, sıcak hava dalgaları, yangınlar, ölüm.
Yeni petrol ve gaz projelerinin ruhsatlandırılmasına son verilene kadar, bu kelimeleri gündemde tutmaya devam edeceğiz.
• Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, COP27 katılımcılarına, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini bahane edip yenilenebilir enerji hedeflerini ertelemeye son verme çağrısında bulundu.
Diğer taraftan, enerji ihtiyacını karşılamak için uzun süredir Moskova'dan gelecek olan gaza bağımlı durumda olan Almanya, bu kış yaşanması beklenen enerji kıtlığına bir hazırlık olarak tedariki artırmaya çalışıyor.
Almanya, kömüre geri dönmenin yanı sıra, ABD veya Katar gibi yeni kaynaklardan doğal gaz ithalatı için de milyarlarca dolarlık yatırım yaptı. Sonuç olarak, bir yandan “kısa bir süre için kömür” çağrısında bulunup diğer yandan yenilenebilir enerjiye geçiş çağrısını dile getirmiş oldular.
Scholz’un iddiasına göre, Almanya 2030 itibarıyla fosil yakıtları geride bırakmış olacak. Rusya'nın arzı keserek uyguladığı baskının, fosil yakıtlardan çıkış için bir fırsat olduğunu vurguladığı konuşmasında "daha az kuraklık, daha az sel, kaynaklar üzerinde daha az çatışma, daha az açlık ve daha fazla gıda” diyordu; “Herkes için daha fazla güven ve daha fazla refah."
• Fosil yakıtlar için dünyanın en büyük kamu finansmanı sağlayıcısı konumunda olan ve 2019-2021 yılları arasında yılda ortalama 10,6 milyar dolar finansman sunduğu bilinen Japonya, “Oil Change International” tarafından yayımlanan bir belgeyle teşhir edildi.
Çin'den sonra ikinci en büyük LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) ithalatçısı olan Japonya’nın, onlarca yıldır gaz altyapısına milyarlarca dolar yatırım yaptığı ve artan gaz yatırımlarını haklı çıkarmak için Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini bahane olarak kullandığı ortaya çıkarıldı.
Belgeye göre, Japonya, gaz altyapısının Asya'da ve küresel ölçekte genişlemesi çabalarına da öncülük ediyor.
• Avusturya, ‘kayıp ve zarar’ kapsamında Küresel Güney ülkelerine dört yıl içinde asgari 50 milyon dolar vermeyi taahhüt etti.