İran’da işçi grevleri yayılıyor, genel grev çağrıları yapılıyor.
İran’da 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra yaşamını yitirmesiyle başlayan halk protestoları sokaktan çarşıya, okullardan fabrikalara sürüyor. Protestoların ilk günlerinden itibaren çeşitli fabrikaların mücadele çağrısı ise grev çağrılarına dönüştü.
Gülistan eyaletinde bulunan Qaim Sazan Aliabad Ketul fabrikasının işçileri greve katıldı. Yerel kaynaklar, inşaat malzemeleri üreten fabrikanın işçilerinin 5 gündür çalışmayı durdurduğunu ve grevlerinin devam ettiğini bildirdi.
İran’ın güneyinde yer alan SALKO Alüminyum Fabrikası işçileri de greve gideceklerini açıkladı. 2 binden fazla işçinin çalıştığı fabrikada tüm işçiler adına yapılan açıklamada, 15 Ekim gününden itibaren greve başlanacağı duyuruldu. SALKO işçileri, “Konsey, komite, bağımsız sendika ve diğer herhangi bir örgütlenme biçiminin oluşumu, talep üzerine değil, işçilerin pratik eylemiyle gerçekleşir. Şûra ve konseylerin kurulması ve her türlü örgütlenme, hem hak hem de görevdir. Kardeşlerimiz, komitelerinizi oluşturun ve işverenlere ve hükümete karşı mücadeleyi büyütün. Bugün bu koşullarda, konseyleri oluşturmak için en iyi zamandır. Bu fırsatı kaçırmayalım. Örgütlü bir işçi sınıfı, değişime damgasını vurabilir” dedi.
Geçtiğimiz günlerde Buşeher eyaletinin Aseluye kentindeki Buşehr Petrokimya Projesi’nde çalışan işçiler “Diktatöre ölüm” sloganlarıyla iş bırakmıştı. Abadan, Kengan ve Hengam petrol rafinerilerinde çalışan işçiler de greve gitmişti. Bu iş yerlerinde de grevler devam ediyor.
Şuş kentinde bulunan ve mücadele gelenekleriyle bilinen Yedi Tepe (Haft Tapeh) Şeker Fabrikası işçileri de bir açıklama yayımladı. "Haydi her yerde genel greve" çağrısı yaptı.
Tahran’daki cezaevlerinden, Mahsa Amini eylemlerine destek
İran'da politik mahkûmların tutulduğu ve işkenceleriyle ünlü Evin Cezaevinde dün gece çıkan yangında en az 8 kişi yaşamını yitirdi.
Mezapotamya Haber Ajansı, cezaevinin 7 ve 8'inci koğuşunda bulunan siyasi tutukluların, ülkede devam eden halk protestolarına destek vermek amacıyla yangın başlattığını yazdı. Tutukluların, cezaevi avlusunda “Hamaney’e ölüm” sloganları attığı belirtildi. Haberde, önceki gün gardiyanların koğuşları basarak tutuklulara işkence yapmaya çalıştığı, tutukluların gardiyanların baskınına direndiği aktarıldı. Çıkan yangın sonrası ise Besiç paramiliter güçlerinin ve özel kuvvetlerin cezaevine girdiği kaydedildi. Direnişe destek veren kadın koğuşlarına da ses bombası atıldığı ve yangın çıktığı bildirildi.
İsyan sırasında aktif olan siyasi tutuklular, diğer tutuklulardan ayrılarak hücrelere konuldu. Siyasi tutuklu Narges Mohammadi’nin eşi Taki Rahmani, Twitter’da şunları yazdı: “Tutukluların hayatı tehlikede. Net olmayan nedenlerden dolayı, çatışma cezaevinin 7. koğuşunda başladı ve gardiyanlar diğer koğuşlara da saldırdı Hükümet mahkûmların hayatlarından sorumludur.”
Gazeteci Farid Lotfabadi, 8'inci koğuşta bulunan gazeteci Amir Abbas Azermvand ve diğer tutukluların dövülerek bilinmeyen bir yere götürüldüğünü belirtti.
Cezaevi önünde içerideki yakınlarından haber almak amacıyla toplanan kitle, yakınlarını görmeden cezaevi önünden ayrılmayı reddediyor. Cezaevi önünde bekleyiş sürüyor.
Almanya’da Mahsa Amini ve İran'daki direnişe destek için yürüdüler
Almanya Bielefeld'te faaliyet gösteren yerli ve göçmen kökenli örgütler, geçtiğimiz haftalarda İran ahlak polisi tatafından şerait yasalarına aykırı giyindiği için gözaltına alındıktan sonra katledilen Mahsa Amini için sokaklardaydı.
Akşam saat 18.00 sıralarında Bielefeld tren garının önündeki meydanda bir araya gelinen eylemde yaptıkları açıklamalarda kadınlar üzerindeki baskı ve şiddete dikkat çekerek tüm özgürlükten yana olanların bu konuda duyarlı olmaları istendi.
Yapılan konuşmaların ardından "jin jiyan azadi” “Yaşasın uluslararası dayanışma”, “Diktatörlere hayır"sloganlarıyla yapılan yürüyüşle şehrin önemli caddelerinden geçen kuitle şehir belediyesinin önünde tekrar bir araya gelerek İran molla rejimini protesto etti.