ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin üç günlük Tayvan ziyaretinin bedelini Tayvanlılar ödüyor. Çin ordusu askeri tatbikat ve tehditlere devam ediyor.
ABD devlet kademesinde 3. büyük yönetici konumundaki Pelosi, Tayvan'ın başkenti Taipei'ye bir savaş gemisiyle gelerek adalar topluluğunun bağımsızlığına destek vermişti. Bununla da yetinmedi. Olası bir Çin saldırısına karşı silah yardımında bulunacaklarını da vurguladı.
Çin yönetimi ise Pelosi'nin ziyareti sırasında kendi kıyılarından 170 kilometre uzaktaki Tayvan'ın çevresinde 3 günlük bir tatbikat başlatmıştı. Karadan havaya füzeler, savaş uçakları ve gemileri harekete geçirilmiş, hatta bir füze atılarak Tayvan karasularına düşürülmüştü.
Gerginlik, Pelosi'nin adadan ayrılışıyla bitmedi. Pekin yönetimi, askeri tatbikatı 9 gün daha devam ettirdi. Devasa Çin ordusu karşısında son derece zayıf bir askeri güce sahip olan Tayvan yönetimi, Pekin'in kendilerini işgal edeceğini duyurdu. Çin yönetimi ise kendi eyaleti olarak gördüğü Tayvan'ın barışçıl olarak kendilerine bağlanacağını ancak askeri bir saldırı ya da dışarıdan müdahale olduğu takdirde güç kullanacaklarını söyledi.
166 ada üzerinde yaşayan 23,5 milyon Tayvanlı büyük bir askeri gerilimin ortasına itilmiş durumda kalmış oldu.
Öte yandan dünyanın en büyük iki emperyalist devleti arasındaki gerilim bir üst seviyeye de çıktı. Çin, ABD ile askeri diyalogu kesti. İklim kriziyle, sınır ötesi suçlarla ve yasa dışı göçle mücadele gibi konularda da artık işbirliği yapmayacağını duyurdu. ABD ise zaten Çin'i başlıca hasmı olarak görüyor. Biden yönetimi geçen ay yapılan NATO toplantısında Çin'in asıl düşman olduğu tezini kabul ettirmişti.
Ukrayna'da savaş on binlerce kayıpla birlikte tüm dünyada ekonomik krizi körüklerken, emperyalistler arası rekabet sonucu sıcak çatışmalar potansiyeli taşıyan ikinci bölge Asya Pasifik olarak öne çıkıyor. Ne Tayvanlıların ne de Çin halkının, bu emperyalist rekabetten herhangi bir çıkarı yok.