Fransa seçimlerinde Melenchon liderliğindeki sol ittifak öne geçti

13.06.2022 - 18:09
Haberi paylaş

Neoliberalizme ve ırkçılığa karşı yürütülen gerçek mücadele ise sokaklarda, işyerlerinde devam ediyor.

Fransa'da Pazar günü yapılan parlamento seçimlerinin ilk turunda, neoliberal cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un karşısında yer alan sol alternatife olağanüstü seviyede destek verildi. 

Bu gelişme, siyaset kurumu adına büyük bir şok, Macron içinse ağır bir yenilgi olarak okunabilir.

İlk turda açık ara farkla kazanan taraf, Jean-Luc Melenchon'un liderliğindeki sol ittifak hareketi (Nupes) oldu. Pazar akşamı 22:00'de paylaşılan sonuçlar, sol ittifak partilerinin toplam oyunun yüzde 25,6 olması gerektiğini gösteriyor ki bunun, şu ana dek bir siyasi gücün alabildiği en yüksek oy oranı olduğu söyleniyor.

Oylar sayılmaya başlamadan önce yaptığı konuşmada kendisini destekleyenlere seslenen Melenchon, “Bizler, dünya için, uygarlık adına bambaşka bir vizyon sunuyoruz,” diyordu; “Kısa süre içinde bir cennet yaratabileceğimizi iddia etmiyorum; bu cehenneme son vereceğimizi söylüyorum.” Oylar sayılmaya başladığında yaptığı konuşmasında ise ikinci turu dört gözle beklediğini iletti; “Nupes kazandı. Halkımızı önümüzdeki Pazar günü de aynı şekilde harekete geçmeye çağırıyorum.”

‘Macron ve ekürisi’ ise yüzde 25,2'ye ulaşmayı hedefliyordu ki bu haliyle Nupes’in gerisinde kalacağı anlaşılıyor. Macron çok büyük bir darbe aldı. Nitekim [Fransa tarihinde] ilk kez bir başkanın partisi seçimlerde yüzde 30'dan daha az oy almış olacak. İkinci turdan sonra da, milletvekili sayısının 577 olduğu parlamentoda çoğunluğu sağlaması zor görünüyor. Hatta bazı bakanlarının koltuklarını kaybedebileceği de söylenebilir. Örneğin, halkın öfke duyduğu Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer ilk turda elendi bile.

Macron'un partisi ve müttefikleri bundan beş yıl önce mecliste 356 sandalyeye sahipti, ancak otoriter ve işçi sınıfı karşıtı tedbirleri uygulamaya çalışınca muhalefetin son derece sert çıkışlarıyla karşı karşıya kaldı. Şimdi bunun seçim sandığına da yansıdığını görebiliyoruz.

Macron liderliğindeki Ensemble’ın (Birlikte) bu kadar geriye düşmüş olması, Macron'un Nisan'daki cumhurbaşkanlığı zaferinin aslında halkın faşist Marine Le Pen'i engelleme arzusundan başka bir şey olmadığı yönündeki görüşleri doğruluyor. O zaman oy vermiş olanların gerçekte Macron’un fikirlerini hiç umursamadıkları ortaya çıktı.

Le Pen'in faşist Ulusal Birlik Partisi (RN) Pazar günü gerçekleştirilen seçimlerde de yüzde 19'u kapmanın peşindeydi. 2017'de aldıkları oyun yüzde 13,2 olduğu düşünülürse, oylarını yükseltmeyi başardıkları anlaşılıyor. Ayrıca aşırı sağı temsil eden Eric Zemmour'un partisinin de yüzde 4 civarında oy alması bekleniyor. Sonuçta RN bir önceki sefere kıyasla daha fazla saldalyeye sahip olacak.

Katılımın yüzde 47’de kalması, Fransa’da siyasi düzene dair genel bir inanç yitimi yaşandığını gösterir ki bu, meclis çekişmesinin ilk turu için şu ana dek gerçekleşmiş en düşük katılım oranıdır.

Paris'ten devrimci sosyalist Denis’in Socialist Worker'a aktardıklarına göre; “Bu sonuçlar meşruiyeti olmayan bir iktidarın ve ondan doğan istikrarsızlığın bir göstergesidir. Fransa'da işler değişiyor. Seçimler gündeme hakim olmuştu, ancak şimdi sokaktaki mücadelelerin yükselmeye başladığını göreceğiz.”

Nupes; Melenchon'un Boyun Eğmeyen Partisi (LFİ), bir işçi partisi olan Sosyalist Parti (PS),  Fransız Komünist Partisi (PCF) ve [yine Melenchon'un girişimiyle kurulan] Yeşiller Partisi’nden (EEVL) oluşan bir ittifak. Melenchon, bu ittifaka dahil ettiği Sosyalist Parti'nin de canlanmasını sağladı – Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sadece yüzde 1,75 oy alabilmişlerdi.

Nupes manifestosu, emeklilik yaşının 60'a düşürülmesi ve temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarının dondurulması da dahil olmak üzere halka seslenen bir takım vaatler içeriyor. Yenilenebilir enerjiye “çok büyük ölçekli” yatırım sunma ve Macron'un kaldırdığı servet vergisini yeniden getirme sözü de verdiler.

Sağ ise bu vaatlerin, maliyetleri açısından çılgınca ve karşılanamaz olduğunu göstermenin peşindeydi. Maliye Bakanı Bruno Le Maire, Melenchon'u eski Venezuela cumhurbaşkanına benzeterek "Galyalı Chavez" olarak tanımlarken onu ne kadar küçümsediğini göstermeye çalıştı. Ancak seçmenlerin önemli bir bölümü, bilhassa da hayat pahalılığı gibi bir gündemlerinin olduğu bu günlerde, Melenchon'un yaklaşımını doğru ve uygulanabilir bulduklarını göstermiş oldu. 

Nupes’in zaferi, sola destek veren büyük bir hedef kitlenin bulunduğuna dair harika bir işarettir. Ancak Melenchon’un, işyerlerindeki ve sokaklardaki mücadeleye değil, seçimlere odaklı bir lider olduğu da unutulmamalı. Anaakım Fransız siyasetinin büyük bir krizden geçtiği bu günlerde asıl belirleyici unsurun, tabandan yükselecek bir mücadelenin değiştirici gücü olacağı ortadadır.

Sistem nasıl işliyor

Önümüzdeki Pazar günü seçimlerin ikinci turu gerçekleştirilecek. 

İlk turda oyların en az yarısını ve kendi seçim bölgesindeki kayıtlı seçmenlerinin asgari dörtte birini kazanan bir aday bu seçimin galibi oluyor. Fakat katılımın böyle düşük olduğu zamanlarda ilk turda kazanmak zordur. Bu nedenle ikinci turun oylarına bakılır: İkinci turda en çok oyu alan aday kazanmış olur. 

İkinci tura kalabilmek için de tüm adayların kayıtlı seçmenlerin en az yüzde 12,5'inden oy almaları gerekiyor. Bunu yalnızca bir tanesinin başarması durumunda, her koşulda en iyi sonucu alabilmiş olan partiyle karşı karşıya geliyorlar. Hiçbiri yüzde 12,5 barajını geçemezse, o zaman da en fazla oyu alan ilk iki parti birbiriyle yarışıyor.

Macron'un ittifakı, Fransa seçimlerinin ilk turunda aldığı oy yüzdesinin sağlayacağından daha fazla milletvekili çıkarma şansına da sahip. Bunun başlıca nedeni, soldaki oyların, çok daha geniş çaplı bir yayılım eğilimi sergileyen sağ oylarla karşılaştırıldığında daha az olması ve onların da ekseriyetle kentlerde yoğunlaşmasıdır.

Ispos’un anketleri, Macron ittifakının 255 ila 295 temsilci çıkarabileceğini gösterdi. Bu, 289 sandalyeyle garantilenebilen meclis çoğunluğunu sağlayamadıkları anlamına geliyor. Nupes ise 500'den fazla sandalye ile ikinci tura kaldı ama Ipsos'a göre, 150 ila 190 civarına düşebilir.

Anketörler ve uzmanların daha önce de defalarca yanıldıkları düşünülürse, bir kez daha yanılmış olabilirler. İlk turda çekimser kalanların da ikinci turun tablosuna eklenebilecekleri söyleniyor – ki bu, solun yeni yükselişine tanık olabileceğimiz anlamına gelir ve böylesi bir gelişmenin siyasi arenayı baştan aşağıya sarsması da mümkündür.

Kaldı ki seçimler, partilerin finansman desteği bulabilmesi adına da önemlidir, çünkü seçime giren her parti, bağış ve üyelik aidatlarını artırmanın yanı sıra devlet desteklerinden de faydalanabilmeye başlar. Sözgelimi, 50 farklı seçim bölgesinde yüzde 1 barajını geçmeyi başarmaları halinde, oy başına 1,4 Euro gelir elde etmiş olurlar.

Irkçılıkla, faşizmle mücadele: Binlerce kişi Paris sokaklarındaydı

Cumartesi günü Paris’te, sendikalar ile kampanya gruplarını bir araya getiren “Marche des Solidarites” tarafından organize edilen muazzam eylemde, ırkçılığa ve aşırı sağa karşı bir araya gelen 5 bin kişi sokakları doldurdu.

Belgesiz göçmenler komitesi ile başkentin kuzeyinden ve Montreuil banliyösünden gelen ırkçılık karşıtı yerel komiteler de oradaydı. Eylemler Marsilya, Bayonne, Poitiers, Amiens ve Valence sokaklarında da devam etti. 

Bazı aktivistler, Rayana adlı bir kadının polis tarafından öldürülmesini protesto etmek için Paris’teki eyleme eklenen ikinci bir yürüyüş başlattı. Rayana, geride bıraktığımız dört ay içinde polis şiddetine maruz kalıp öldürülen dördüncü kişiydi ve öldürülenlerin ikisi, Nisan ayındaki cumhurbaşkanlığı seçiminin yapıldığı gece saldırıya uğradı.

Gösterilere dahil olan yerel sendikacılar “Polis öldürür; ırkçılık öldürür” sloganları atıyordu; “Faşizm öldürür!” 

Charlie Kimber

Socialist Worker’dan çeviren Tuna Emren

Bültene kayıt ol