Ukrayna işgalinin barındırdığı tehdit - Çözüm silahsızlanmada

08.06.2022 - 11:26
Haberi paylaş

Ukrayna işgali Rusya açısından oldukça zorlu geçmeye devam ediyor ancak Rusya’nın köşeye sıkışması nükleer veya kimyasal silah kullanılması tehdidini de artırıyor.

Ruya’nın 24 Şubat’ta başlattığı işgal o günlerde sızan bir belgeye göre Kiev’in 48 saat içinde ele geçirilmesi ile kısa sürede bitecekti. Ancak Rusya’nın Kiev’i batıda Kırım, kuzeyde bağımsızlık ilan eden Donbas ve doğuda Belarus üzerinden çok büyük bir kuşatma hareketiyle ele geçirme planı işe yaramadı. Rus silahlarına ve savaş taktiklerine karşı NATO tarafından Kırım ilhakı sonrası eğitilen Ukrayna ordusu haftalarca direnmeyi başardı.

Rusya bu ilk başarısız saldırı girişimi sonrası savaş stratejisini değiştirmek zorunda kaldı. Her ne kadar kamuoyuna “hedeflerimize ulaştık şimdi Donbas’a odaklanacağız” dese de bunun bir başarısızlık olduğu ortada. 

Katliamcılar sahada

Putin iki hafta kadar ara verdiği işgalde hem ordu disiplinini yeniden sağladı hem de yaşadığı ikmal sorunları nedeniyle ordusunun eksiklerini tamamladı. Ardından da bu sefer Ukrayna’ya bir işgal komutanı atadı. “Suriye kasabı” olarak bilinen General Aleksandr Dvornikov, Suriye’den önce de Çeçenistan direnişini Grozni kentini yok ederek ezen bir kitle katliamcısı. 

Dvorkinov, büyük bir işgal hareketi yerine küçük kent kuşatmalarına yöneldi ve ilk başarısını Ukrayna’nın en önemli liman kentlerinden biri olan Mariupol’ü ele geçirerek kazandı. Ardından kısa sürede Donbas bölgesinin en büyük kenti olan Severedonetsk’i büyük oranda ele geçirdi. Fakat hafta sonu Ukrayna ordusu ABD’den gelen orta menzilli füze desteği sayesinde ani bir karşı saldırı ile kentin beşte birini geri aldığını duyurdu. 

100 günü aşan işgalde Mariupol dışında büyük bir başarı elde edemeyen Rusya bu savaşta daha şimdiden ağır darbe almış durumda. En kârlı çıkan ülkeler ise ABD ve Çin. Rusya’ya yönelik ambargolar sonrası Rusya ekonomisi büyük oranda Çin’le olan ticarete bağımlı hale geldi ama ekonomisi henüz ciddi şekilde etkilenmiş değil. ABD ise iki yıl önce Fransa başkanı Macron’un “beyin ölümü gerçekleşti” dediği NATO’yu yeniden diriltti. İsveç ve Finlandiya NATO’ya üyelik başvurusu yaptı. Almanya dahil Danimarka gibi silahlanmaya yüzde 1,5’tan fazla bütçe ayırmayan ülkeler askeri harcamalarını yüzde 2’ye çıkarma kararı aldı. Ayrıca ABD’nin gönderdiği silahlar da Rus ordusuna karşı Ukraynalı askerler tarafından deneniyor.

ABD’nin rejim değişikliği beklentisi

ABD, Ukrayna’nın Rusya için yeni bir Afganistan hezimeti olmasını umuyor. Nasıl Afgan direnişi 10 yıl boyunca Rusya’yı yorarak SSCB’nin dağılmasında önemli bir ol oynadıysa Ukrayna savaşının da Rusya’yı zayıflatmasını ve bir rejim değişikliği gerçekleşmesini umuyor.

Ancak ABD emperyalizminin bu amacı Ukrayna halkı için yıkım demek. Bu, zaten Avrupa’nın en yoksul ikinci ülkesi durumundayken uzayacak savaşın altında ezilen ülkenin bir daha toparlanamaması ve on binlerin ölmesi anlamına geliyor.

Batı ülkeleri Ukrayna’nın direnişi kazanabileceğini umarak büyük bir silah yığınağı yapıyorlar ama Rusya sık sık nükleer silah uyarısında bulunuyor. Rusya’nın Ukrayna’dan bazı kazanımlar elde etmeden çekilme ihtimali yok. Çünkü Rusya yenilirse başta Belarus, Kazakistan, Gürcistan, Suriye olmak üzere müdahale ettiği ülkelerde de isyanlar yaşanabilir ve hatta Rusya’da muhalefet güçlenebilir. Dolayısıyla savaşın yılları bulacak şekilde uzaması bir seçenekse Rusya’nın nükleer veya kimyasal silah kullanarak Ukrayna’nın teslim olmasını sağlaması da bir diğer seçenek.

Oysa savaşı kısa sürede bitirmek mümkün. ABD kendi emperyalist çıkarları yerine Ukrayna halkını ve küresel barışı düşünseydi, Putin’e bazı tavizler vererek Ukrayna’dan çekilmesini sağlayabilirdi. NATO birliklerinin Bulgaristan, Macaristan gibi eski Sovyet bloğu ülkelerinden çekilmesi veya ABD’nin Avrupa’daki nükleer silahlarını çekmesi Putin’in de işgale son vermesini sağlayabilirdi.

Diplomasi ve müzakerelerin değil silahların ve askeri kamplaşmanın öne çıktığı savaş tüm dünya için büyük bir tehdit. Bu savaşı durdurmak için bıkıp usanmadan savaşa karşı derhal ateşkes talep eden ve karşılıklı olarak silahsızlanma talep eden bir küresel harekete ihtiyacımız var.  

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol