Etiyopya’da elitler tarafından kışkırtılan etnik bölünmeler

17.11.2021 - 12:05
Haberi paylaş

TN, Etiyopya’da yaşanan iç gerilimi tartışıyor.

Acımasız bir iç savaşı tetikledikten bir yıl sonra Etiyopya başbakanı Abiy Ahmed, yıkıcı bir yenilgiyle karşı karşıya. 

İsyancılar Addis Ababa’ya doğru ilerlerken Abiy askerlerine “Bu düşmanı yenmek için kanımızın son damlasına kadar savaşacağız” demişti. Oysa Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) liderliğindeki savaşçılar, başkentten yaklaşık 250 km uzaklıktaki Dessie ve Kombolcha şehirlerini çoktan ele geçirmişlerdi.

110 milyon insanın yaşadığı bu coğrafyada 12 ay süren savaş, yüz binlerce mülteci ve yaygın bir kıtlık yarattı. Her iki taraf da sivillere yönelik saldırılar gerçekleştirdi. 

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin geçen hafta yaptığı açıklamada, yaşanan çok sayıda ihlalin “Etiyopya güçleri ve onların Eritreli müttefikleri” ile bağlantılı olduğu gösterildi. Yine bu raporda, TPLF mensuplarına veya onlara yardım ettiklerinden şüphelenilen sivillere işkence yapmak için kullanılan birkaç Etiyopya Askeri üssünün varlığından bahsedildi.

Abiy, ülke genelinde yaşanan ve yıllarca süren gösteriler, grevler ve yol ablukaları sonucunda zorlanan ve 27 yıllık iktidarını bırakmak zorunda kalan TPLF’den sonra iktidar oldu. 

Çok gizli yürütülen pazarlıklar sonucunda ülkenin 16.Başbakanı olan eski istihbaratçı yarbay Abiy, Etihopya’nın üçte birini oluşturan Oromo kabilesindendir. İlk defa bir Oromo, başbakan olmuştur. 

Elitlere karşı kurulacak bir birliğin Etiyopya’daki derin etnik bölünmeleri azaltabileceğinin farkında olan iktidar, çıkarlarını destekleyen politikalara karşı yükselen muhalefetle baş edebilmek için etnik bölünmeleri daha fazla kışkırtmaya yöneldi. 

Abiy, ayrıca büyük bir özelleştirme programı da başlattı.

Abiy, Batı tarafından desteklendi ve Eritre ile 20 yıldır süren savaşı sona erdirdiği için Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. 

Geçen yıl TPLF Tigray’daki seçimlerin iptal edilmesine karşı çıkınca Abiy, saldırı emri verdi ve üç haftalık savaştan sonra kazandı da. Ancak yaygın katliamlar, cinsel şiddet ve dayatılan kıtlık, insanların TPLF saflarına geçmesine neden oldu. Çok geçmeden işler tersine döndü ve merkezi hükümetin güçlerini yendiler. Ordusunun yok edileceğinden korkan Abiy, Haziran’da tek taraflı ateşkes ilan etti ve Tigray’i ablukaya alarak gıda tedarikini ve uluslararası yardımı kesti.

Fakat isyanı durdurmak için çok geçti ve şimdi bütün rejim tehdit aldında.

Etiyopya uzun zamandır Batı’nın yakın bir müttefiki. Bu, özellikle Meles Zenawi’nin 1995’ten 2012’ye kadar başbakan olduğu dönemde en üst seviyeye çıktı. 

Afrika Komisyonu’nun önemli bir parçası olan eski İşçi Partisi lideri Tony Blair kıtadaki Neoliberalizmin yükselişini destekledi. 

Ancak bugünlerde Batı, Abiy iktidarının ardından Etiyopya’nın istikrarsızlığa düşmesi ve peşinden de Somali, Eritre, Cibuti ve Sudan’ın sürüklenmesi konusunda gergin.

Abiy ve TPLF arasındaki savaş, özünde rakip seçkinler arasındaki bir savaştır. Umut yalnızca sıradan insanların etnik bölünmeleri aşarak, 2016-18’in güçlü protestolarına geri dönmesinde yatıyor.

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol