Tunus protestoları krizi tetikliyor

28.07.2021 - 13:59
Haberi paylaş

Tunus başkanı aşırı yoksulluk, işsizlik ve Covid-19 vakalarındaki yükseliş nedeniyle yaşanan protestoların ardından ülkede hükümeti görevden aldı.

Hafta sonunda Tunus’un çeşitli şehirlerinde toplanan protestocular hükümetin istifasını talep etti.

Cumhurbaşkanı Kais Saied başbakanı görevden alacağını ve parlamentoyu askıya alacağını duyurduktan sonra pek çok kutlama yapıldı.

Bağımsız olarak başkan seçilen Saided yine de daha fazla politik güç kapmak için harekete geçti.

Protestocular hafta boyunca bir çok Tunus şehrinde polisle çatıştı. Ayrıca iktidardaki Nahda partisinin bir kaç ofisine saldırılar gerçekleştirildi ve birkaçına da saldırmayı denediler.

Pek çok insan yüksek işsizlik oranlarına, Covid-19 vakalarındaki artışa ve aşı temini yapılamamasına öfkeli.

Protestolar yoksul mahallelerdeki Tunusluların bu yılın başlarında aşırı yoksulluğa karşı isyanlarının ve polis vahşetine karşı daha önceki gösterilerin arkasından geldi. İşsiz protestocu Nourredine Selmi, Reuters habere, “Sabrımız taştı. İşsizler için çözüm yok” dedi.

Diktatör

“Salgını kontrol edemiyorlar. Bize aşı bulamazlar.”

Yoksulluk ve işsizlik, 2010’da diktatör Zine El Abidin Ben Ali’yi deviren Tunus devriminin kalbinde, merkezinde yer alıyordu.

Tunus’un bugünkü hakim partisi, İslamcı Nahda, Ben Ali rejimi tarafından yasaklandığı için destek kazanmıştı. Pek çok kişi Nahda’yı devrimin tarafında görmüştü.

Ancak Nahda liderliğindeki hükümetler Uluslararası Para Fonu’ndan alınan borçların karşılığında serbest piyasa reformlarını uygulamaya döndüler. Bu reformlar yakıt sübvansiyonlarında kesintileri, fiyat artışlarını ve kamu sektöründe işe alımların sonlanmasını içeriyordu.

Şimdi, devrimden on yıl sonra, Tunus’ta işsizlik oranları yaklaşık yüzde 18 civarında.

Saied sıradan insanların taleplerinin yanında ve yolsuzluğa karşı olduğunu iddia ederek 2019 yılında bağımsız olarak cumhurbaşkanı seçildi.

Yine de seçildiğinden beri, “askeri ve sivil silahlı güçlerin baş kumandanı” olma ısrarını da içeren bir şekilde politik gücü elinde tutmaya yoğunlaştı.

Ayrıca, Nisan ayında anayasa mahkemesinin kurulmasını engelledi. Ve Mayıs’ta “The Middle East Eye” haber sitesi, Saied’in danışmanlarından, onu kontrolü ele geçirmeye çağıran bir mektup yayınladı.

Mazeret

Çağrı, Saied’in hükümet liderlerini tutuklaması ve koronavirus “ulusal acil durumu” mazeretini kullanarak “anayasal diktatörlük” ilan etmesi gerektiğini söylüyordu.  

Darbeyi halkın gözünde popüler kılmak için, danışmanların mektubu, tüm faturaların ya da elektrik, su, telefon, internet, banka kredileri ve vergilerin 30 günlüğüne ertelenmesini öneriyordu.

Bin Ali’yi devirdikten on yıl sonra, birçok sıradan insan yeni hükümetlerinin devrimin taleplerini karşılamadaki başarısızlıkları nedeniyle ihanete uğramış hissediyor.

Şimdi tepedeki yöneticilerin bazıları, mevcut öfkeyi devrimin bir dizi kazanımını gasp etmek için kullanmak istiyor.

Fakat bütün hükümetler devrimden beri protestolar ve krizlerle karşlaştı. Kim başa gelirse gelsin, ne sıradan Tunusluların öfkesi ne de bu krizler ortadan kalkacak.

Nick Clark

Bültene kayıt ol