Amerika'da mücadele yürüten Marx21 örgütü, George Floyd'u öldüren polis Derek Chauvin'in yargılanıp suçlu bulunmasını, Black Lives Matter hareketi ve tüm dünyadaki ezilen insanlar için bir zafer olarak görüyor.
Marx21'in karar üzerine ilk değerlendirmesi:
Bu karar, polisin ve yasal yetkisi olmadan düzene koruma amaçlı hareket edenlerin yaptıkları ırkçı şiddet eylemlerinin cezasız kaldığı Amerika Birleşik Devletleri'ndeki tarihsel statükoya rağmen verildi. Ancak bu şiddet eylemleriyle birlikte ABD'deki siyahiler, yaşamlarına karşı işlenen suçlar karşısında adalet aramak için kahramanca savaştılar—ve aşırı engeller ve direnişle karşı karşıya kalsalar da, yalnız savaşmadılar.
Kararın yargılama sürecini etkileyen kitlesel büyük mücadeleler sayesinde çıktığı anlaşılıyor. Ancak George Floyd'u geri getirmiyor ve bazı ırkçı polisleri iki kez düşündürtse de, sokaktaki ırkçılığı veya polis baskısını durdurmuyor.
Marx21, dava ve siyasi dersler bağlamında daha sonra yayınlanacak olan kapsamlı bir rapor üzerinde çalışıyor.
Özetlemek gerekirse, savcılık "Bu polislik değil, cinayetti” ifadesini kullandı. George Floyd'u gaddarca öldüren ve benzer ırkçı davranışlar anlamında kabarık bir sicili olan Chauvin'in tüm suçlamalardan suçlu bulunmasından memnun olsak da, aynı fikirde değiliz.
George Floyd'un öldürülmesinden sonra sokaklarda Siyah Hayatlar Önemlidir (BLM) hareketi yeniden yükseldi. Zamanla büyüyen hareket, devleti sırasıyla Chauvin'i görevden uzaklaştırmaya, ardından işten atmaya ve sonunda da kasıtsız adam öldürme ve ikinci -ve üçüncü- dereceden cinayetle suçlamaya mecbur bıraktı. Mahkemenin her üç konuda da olması gerekeni yaparak -yine de beklenilmeyeni- suçlu bulmaya iten şey, aslında başlı başına bu hareketin sonucudur. Hareket sayesinde sıradan çalışan insanlar kitlesel mücadele yoluyla toplumdaki değişimi nasıl etkileyebileceklerini fark etti. Aynı zamanda toplumsal hareket, zafere ulaşmak için neyin gerekli olduğunu da göstermiş oldu.
Zaten hareket ülke çapında bazı polis reformlarına yol açmıştı ve daha fazla iyileştirmelerin hayata geçirilmesi için de ivme yarattı diyebiliriz. Hareket, yıllardır süregelen perde arkası lobiciliğin sağladığı mali kaynakların kesilmesine neden oldu. Ama hepimiz bunun yeterli olmadığını biliyoruz. Sosyalistler olarak, polis gücünün kapitalist statükoyu yaşatmak için kurulduğunu ve bu statükonun bir kısmının da ırkçılık olduğunun farkındayız. Kaynakları yeniden dağıtan ve polisin yetkilerini zayıflatan tüm reformlardan yanayız. Kapitalist devlet yapısı altında baskıcı polis anlayışının tamamen kaldırılmasını sağlamak imkansız, ancak yine de elde etmeyi hedeflememiz gereken şey bu.
Savcı Steve Schleicher, "Bu bir polis karşıtı kovuşturma değil, polis yanlısı bir kovuşturma" dedi. Bu ne yazık ki doğruydu. Polise karşı büyük mücadele gösterecek olan sokaklardaki harekettir. Elde ettiğimiz her zafer, ırk eşitliği ve sosyalizm mücadelesinde nasıl ilerleyebileceğimizi bizlere gösteriyor. Bu mücadele, ABD toplumunun ırkçı doğası konusunda giderek daha fazla insanı bilinçlendirdi. İnsanlar, baskı biçimleri ile kapitalist sömürü arasındaki kopartılamaz bağları fark ederek hareket ediyorlar. Devletin ve egemen sınıfın kimin tarafında olduğunu kendi deneyimlerimizle görüyoruz. Polisin işlevini ve bununla birlikte koruduğu tüm sistemi ortadan kaldırabilecek gücü yaratmak için birlikte çalışmalıyız.
Çeviri: TN: