Myanmar’da darbeye karşı direniş

08.02.2021 - 12:51
Haberi paylaş

Myanmar’da (eski adıyla Burma) 1 Şubat günü ordu darbe yaparak yönetime el koydu. Kadın işçilerin ve gençlerin başlattığı sivil direnişe on binlerce kişi katıldı. Eylemler yayılıyor.

Ülkeyi 1962-2011 arasında askeri diktatörlük rejimiyle yöneten Myanmar ordusu Kasım ayındaki seçimlerde desteklediği siyasi partinin büyük yenilgi alması üzerine tekrar yönetime el koydu.

Darbe günü telefonlar ve internet kesildi. Hafta içi darbeye karşı pek fazla ses çıkmasa da hafta sonu arka arkaya iki gün boyunca on binlerce darbe karşıtı sokakları doldurdu. Göstericiler Açlık Oyunları (Hunger Games) filminde diktatörlüğe karşı isyanın sembolü haline gelen el işaretini yapıyorlar. Bu işaret ilk olarak Tayland’da demokrasi mücadelesi verenlerin sembolü haline gelmiş ve diğer bölge ülkelerindeki eylemcilere de yayılmıştı.

Darbe karşıtı gösteriler sırasında ordu tekrar interneti kesti. Zaman zaman göstericilere müdahale etse de genel olarak barışçıl geçti gösteriler. Eylemciler, darbeci general Min Aung Hlaing’in resmine çarpı koyarak ellerinde taşıdı.

San Suu Kyi gözaltında

Ülkenin en önemli siyasetçilerinden, dışişleri bakanı ve Ulusal Demokrasi Birliği partisinin lideri Aung San Suu Kyi gözaltına alındı. Suu Kyi diktatörlük döneminde 15 yıl kadar çoğu ev hapsinde olmak üzere tutuklu kalmıştı. Bir insan hakları aktivisti olan Suu Kyi, çok sayıda uluslararası ödül yanında Nobel Barış Ödülü'nü de kazanmıştı.

Ancak Suu Kyi, kendisinin de iktidar olduğu dönemde Myanmar ordusunun Rohingya Müslümanları’na karşı uyguladığı insanlık dışı baskılara karşı ses çıkarmadığı gibi işkence, taciz ve tecavüz iddialarını reddederek insan hakları örgütlerinin tepkisini çekmişti.

Sivil hükümetin, ordunun insanlık dışı uygulamalarına verdiği taviz darbeyi engellemedi. Aksine ordu, işlediği insanlık suçları üzerinden siyasete müdahil olarak gücünü artırdı ve sonucunda yönetime el koydu.

Generallerin diktası

Kasım ayında gerçekleşen seçimler Myanmar ordusu için tam bir hayal kırıklığı olmuştu. Ulusal Demokrasi Birliği oyların yüzde 60’ını kazanarak 476 sandalyeli parlamentoda 396 koltuk kazandı ve ülke tarihinde bir ilke imza attı. Parlamentoda elde edilen bu muazzam çoğunluk sivil yönetime her türlü değişikliği yapabilecek çoğunluğu sağlıyordu. 

Ordunun desteklediği Ulusal Dayanışma ve Gelişim Partisi ise ordunun tüm beklentilerine rağmen sadece yüzde 5 oy alarak 33 sandalye kazanabildi. Ancak Myanmar ordusu seçimlerde hile yapıldığını iddia ederek yönetime el koydu.

Myanmar ordusu 50 yıllık yönetim geçmişi ve elinde bulundurduğu ekonomik güç nedeniyle ülkenin egemen sınıfının en önemli kesimi durumunda. 

Uluslararası Af Örgütü Eylül ayında yayınladığı raporda Myanmar ordusunun nasıl bir ekonomik gücü elinde bulundurduğunu ve dolayısıyla neden bölge ülkelerinin Rohingya Müslümanları’na yönelik katliam ve insanlık suçlarında sessiz kaldıklarını ortaya koymuştu.

Raporda, Myanmar ordusunun; madencilik, bira, tütün, hazır giyim ve bankacılık sektörleri dahil birçok alanda örtülü faaliyetler sürdürdüğü yer alıyor. Tüm bu faaliyetler Myanmar Ekonomik Holdingleri Limited (MEHL) şirketi üzerinden yapılıyor ve ordunun üst düzey kadrolarının hissedar olduğu ve yönetim kurulunu oluşturduğu bu şirket hem generallere hem de orduya gelir sağlıyor.

Rapora göre MEHL'in Japon bira firması Kirin'le Güney Koreli metal devi POSCO dahil yabancı ve yerli birçok şirketle ortaklık ilişkileri bulunuyor. Holdingin hissedarlarına ait kayıtlarsa, aralarında muharebe birliklerinin de olduğu askeri birimlerin MEHL'in hisselerinin üçte birine sahip olduğunu gösteriyor.

Bültene kayıt ol