İngiltere’den Katar’a sınıf savaşı hızlanıyor

23.05.2020 - 09:08
Haberi paylaş

‘Normalleşme’ adı altında önlemleri gevşeterek işçi sınıfını işyerlerine dönme çağrıları, Covid-19 ile iyice açığa çıkan sınıf savaşını hızlandırdı.

​İngiltere’de hükümet, Covid-19 salgını nedeniyle işe gidemeyen çalışanların maaşının yüzde 80’ini ödeme planını Ekim sonuna kadar uzatacağını açıklarken çalışanlar üzerinde işe geri dönme baskısı da artmaya başladı.

İngiltere, salgın nedeniyle işe gidemeyen işçilerin 2 bin 500 sterline kadarki maaşlarını ödüyor. Şu anda ülkede bu paket ile, 8 bine yakın şirketin yaklaşık 6.3 milyon çalışanının maaşı ödeniyor. Bu da İngiltere’nin işgücünün yüzde 23’ünü oluşturuyor. İlk açıklanan paketin süresi Haziran sonunda bitiyordu. 

Hükümet, Haziran’dan sonra bu ödemenin oranını yüzde 60’a indirmeyi planlıyordu ancak gelen baskılar sonucunda pakette herhangi bir değişiklik yapılmadı. Sendikalar, paketin herhangi bir değişiklik yapılmadan uzatılması için mücadele ettiler ve kazandılar.

Ancak Maliye Bakanı Sunak Haziran’dan sonra yapılacak ödemenin bir kısmının işverenin cebinden çıkacağını söyledi. Ayrıca, dönebilenlerin işe dönmesini tavsiye etti. 

Bu da patronların işçileri üzerindeki işe geri dönme baskısını artırmasına neden oldu. Patronlar maaşını bu paket kapsamında alan çalışanlarını işe çağırmaya başladılar. 

Yeni kemer sıkma dönemi mi geliyor?

Hükümet bu paketi bir an önce sonlandırmak istiyor. Maliye Bakanı Sunak, bu miktarda ödeme yapmaya devam etmenin imkânsız olduğunu söyledi. Bu açıklamanın ardından, hükümetin Covid-19 nedeniyle artan harcamalarının maliyetini karşılamak için bir kemer sıkma programı planladığı basına sızdı.

Bu kemer sıkma programına göre hükümet, sağlık çalışanları da dahil olmak üzere kamu çalışanlarının maaşını 2 yıl boyunca dondurmayı planlıyor. Her ne kadar gelen tepkiler üzerine hükümet böyle bir planı olmadığını açıklasa da yeni bir kemer sıkma döneminin gelip gelmediği herkesin kafasındaki en büyük soru işareti. 

Normalleşme

Her ne kadar devlet, maaşların yüzde 80’nini karşılama programını uzatsa da ‘normalleşme’ adı altında önlemleri gevşeterek işçi sınıfını iş yerlerine dönmeye çağırmaya başlaması Covid-19 ile iyice açığa çıkan sınıf savaşını hızlandırdı.

Hükümet 1 Haziran’da okulların bir kısmını açmayı planlarken öğretmen sendikaları bu plana direniyor. Okul çalışanlarının üyesi olduğu dokuz sendika ortak bir bildiri yayınlayarak hükümetin bu planının kabul edilemez olduğunu söyledi. 

Ayrıca, mavi yakalı işçi sınıfının ağırlıkta olduğu Manchaster, Liverpool gibi şehirlerin belediye başkanları da hükümetin normalleşme planına uymayacaklarını açıkladılar.

ABD’de 200 grev

Sadece Mart ayı içinde ABD’de ‘wildcat strike’ adı verilen, yani sendika onayı olmadan yapılmış ama yasa dışı olmayan 200 grev gerçekleşti. Gerçek rakamın ise bundan daha fazla olduğu düşünülüyor. Bazı iş yerlerinde işçiler grev olarak adlandırmadan sadece işe gitmeyerek patronu iş yerini kapatmaya zorlarken bazı grevler ise basına yansımadığı için bilinmiyor.  

Bu arada mücadele işçi sınıfının çeşitli kesimlerine yayılmaya devam ediyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde, göçmen işçilerin Washington, Yakima Valley’de başlayan grevi 13 eyalete yayıldı. İşçilerden biri, normalde basın ile konuşmadıklarını ama çok sayıda işçinin Covid-19 testinin pozitif çıktığını ve çok korktuklarını, patronlarının kendilerine kulak vermesi için artık konuşmaktan başka şanslarının olmadığını söyledi. 

Ayrıca bu hafta ABD’de Amazon, iş yeri güvenliği sağlanmadığı gerekçesiyle şirketi açık şekilde eleştiren iki çalışanını işten çıkarırken işe dönmeyenlerin işten çıkarılacağını duyurdu. Ayrıca Amazon, çalışanlarının hastalanması durumunda onlara ücretli hastalık izni vermiyor.

Kira

ABD’de giderek büyüyen hareketlerden biri de Covid-19 krizi nedeniyle işsiz kaldıkları ya da gelirleri düştüğü için ev kirasını ödeyemeyenler. Los Angeles, Oakland, Missouri, Kansas ve New York gibi şehirlerde kiracılar, kiralarını ödeyemedikleri için evlerinden çıkarılmayı reddettiler.

Fransa okulları açamadı

Fransa’da hükümet geçtiğimiz hafta okulları açmaya çalıştı ancak, yerellerde belediye başkanlarının ve öğretmenlerin direnişi sonucunda bu girişiminde başarısız oldu. 

Hükümet bu kararı ülkenin bilim kurulu okulların açılması için erken olduğunu söylemesine ve bir kamuoyu araştırmasına göre vatandaşların yüzde 76’sı okulların Eylül’den önce açılmasına karşı olmasına rağmen verdi. 

Okulları açma girişimi aslında Fransa’da işçilerin işe geri dönmesi için uygulanmaya çalışılan daha geniş bir planın parçası. Fransa Başbakanı Edouard Philippe, “sanayimizin en önemli bölümleri çökmek üzere” dedi. 

Ancak hükümetin bu girişimine rağmen pek çok yerde okullar açılmadı. Ayrıca Renault’un Sandouville fabrikası da CGT sendikasının mücadelesi sonucunda, patronların fabrikayı açma girişimine rağmen kapalı kaldı.

Katarlı işçilere koronovirüs darbesi

Katar’da binlerce işçi koronovirüs salgını nedeniyle işsiz ve parasız kaldı. 

Dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Katar’da her dört kişiden birinin Covid-19 testi pozitif çıkıyor. Bunların çoğunu ise göçmen işçiler oluşturuyor. Visürün bu kadar hızlı yayılması ekonomiyi tamamen durma noktasına getirirken en ağır bedeli göçmen işçiler ödüyor.

İşçilerden bir kısmı işsiz kaldıkları için eve dönmeyi başarırken bir kısmı ise ülkede mahsur kalmış durumda.

Örneğin, Bangladeş’ten gelen temizlik işçisi Rafiq Mart ayında işten çıkarılmış. “Fazla yiyeceğim kalmadı. Sadece pirinç ve mercimek var. Bir kaç gün daha yeter. Bu da bitince ne yapacağım?” diye soruyor.

Latin Amerika: Venezuela, Meksika ve Brezilya’da aşırı kalabalık ve sağlıksız hapishaneler Covid-19 salgının yayılma merkezleri haline gelirken hapishanelerde ölümlerin artması üzerine hükümetlerin daha fazla koruma sağlaması için ayaklanmalar çıktı.

Hindistan: Hindistan’da ulaşım sektöründe örgütlü olan ve 40 bin üyesi bulunan BEST İşçi Sendikası, bu haftadan itibaren otobüs şoförlerine koruyucu kıyafet sağlanmazsa grev çağrısı yaptı.

Arife Köse 

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol