Dünya genelinde pahalılık geliyor

08.05.2020 - 13:08
Haberi paylaş

Salgın, hükümetlerin kamu harcamalarını artırmalarına yol açtı. Bütçe açıkları dünya genelinde yüzde 10’ları geçecek. Bu da dünya genelinde enflasyon artışı ve pahalılık anlamına geliyor.

Güvenli liman arayışındaki sermaye, salgınla birlikte hızla çevre ülkeleri terk ederek merkez ülkelere kaçıyor. İkinci bir virüs dalgası yaşanmasa ve dünya ekonomisindeki en iyimser beklentiler gerçekleşse bile, çok sayıda ülke 2020’yi sert küçülmelerle kapatacak.

Krizin başlangıcından beri hükümetler piyasalara 12 trilyon dolar verdiler. Bu rakam, dünyadaki toplam GSMH’nin yüzde 15’i. Türkiye’de hükümetin doğrudan destek için açıkladığı miktar ise 15 milyar dolar, GSMH’nın yalnızca yüzde 1,5’u düzeyinde. Bu oran, Türkiye ekonomisinin nasıl bir yetersizlik içinde olduğunu açıkça gösteriyor. 

Gelecek dönemde enflasyonun güçlenmesi, ulusal paraların Meksika, Rusya, Kolombiya, İran ve Türkiye gibi ülkelerde hızlı değer kaybetmesi, gelişmekte olan ekonomilerden sermaye çıkışlarının artarak sürmesi ve buna bağlı olarak cari açık sorununun şiddetlenmesi mümkün. Çevre ekonomiler için gelecek dönemin iflaslarla geçmesi muhtemel görünüyor.

Türkiye’de Merkez Bankası rezervleri eriyor 

Türkiye’nin 2018-19’dan kalan ve daha da ağırlaşan birçok ekonomik, sosyal ve siyasal sorunları var. 2020 yılında şirketlerin gelirleri ortalama yüzde 25 azalacak, bu da şirketlerin borçlarını ödeyememesi demek. Türkiye’de özel sektörün kısa vadeli 93 milyar dolar borcu var.

Hükümet, devlet bankaları aracılığıyla piyasaya düşük faizli kredi pompalamaya devam ediyor. Özel bankalara, daha fazla kredi vermeleri için baskı yapıyor. Kredi genişlemesinin sonucu bir faciaya doğru gidiyor.

Sıkıntılı bir alan da Merkez Bankasının rezerv durumu.  Merkezin rezervleri, Mart ayından beri, ödünç alınmış dolarlar hariç tutulduğunda, ekside seyrediyor. Parasal genişleme başlatan, piyasaya bol miktarlarda TL veren, TL’nin değerini düşürmek için her şeyi yapan hükümet, özel bankaları tahvil almaya, TL’ye yatırım yapmaya, yani aslında kendi çöküşüne ortak etmeye çalışıyor. Dolar 7 TL’yi geçti, enflasyon yükseliyor.

Hazine’den borç rekoru

Hükümetin para kaynağı demek olan Hazine’nin borçlanması, Nisan ayında 60 milyar TL’ye yaklaşarak tarihinin en yüksek seviyesine çıktı. 2020 yılı ilk dört ay net borçlanması 120 milyar TL oldu. Hazine borcu demek, hükümetin yani toplumun borcu demek. İlk dört ayda hükümet hepimiz adına kişi başı 15 bin TL borç alıp, harcadı. Bu borcu hep birlikte vergilerimizle biz ödeyeceğiz. Hane başı ortalama 60 bin TL borç. İlk dört ayda hanelere yaptığı yardım en fazla bin TL’lik destek, o da şanslı olanlara. Tabi bir de dağıtılamayan maskeler ve kolonyalar var.

İşçilerin durumu felaket

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun tahminlerine göre dünyada 3,3 milyar kişi Covid-19 salgınından, doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenmiş durumda. Küresel iş gücünün yaklaşık yarısını oluşturan kayıt dışı ekonomideki 1,6 milyar işçi, geçim kaynaklarını kaybedebilir. ILO, 2020 yılı başından bu yana küresel çapta, 305 milyon kişinin işsiz kaldığını, dünyadaki toplam işsiz sayısının 565 milyona çıktığını açıkladı.

Türkiye’de de 7 milyon olan işsiz sayısı, krizle birlikte 12 milyona yükseldi. Çalışanların üçte biri işsiz. İhracata yönelik sektörler, alıcı ülkelerdeki krizler nedeniyle uzun süre toparlanma imkânına sahip değil. Otomotiv, beyaz eşya, dayanıklı tüketim malları, tekstil, turizm, hizmetler sektörleri işsizliğin yoğun yaşanmakta olduğu sektörler.

Henüz işini kaybetmemiş işçilerin yaklaşık 4 milyonu “evden” çalışıyor. 11 milyonu fiilen işe gidiyor. İşe giden veya evden çalışanların ücret ödemeleri ise epeyce sıkıntılı. Mart ayı maaşlarını alamayan çok sayıda işçi var, bu durumun Nisan ayında patlama yapması bekleniyor.

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol