Donald Trump İran’da neden kazanamaz

16.01.2020 - 15:59
Haberi paylaş

ABD-İran arasındaki gerginlikte kim kaybetti, kim kazandı? Alex Callinicos yazdı.

ABD ve İran arasındaki karşılıklı meydan okumada kaybedenlerin kim olduğu son derece açık. General Kasım Süleymani ve diken üzerindeki İran Devrim Muhafızları tarafından vurulan Ukrayna uçağının yolcuları ile mürettebatı kaybedenler arasında bulunuyor. Peki, kazanan kim oldu? Donald Trump kendisinin kazandığını düşünüyor. Trump’ın savunucuları, onun 1969-1974 arasında ABD Başkanı olan Richard Nixon’ın izinden gittiğini düşünüyor. Nixon, düşman devletleri taviz vermeye itmek için, kendisinin nükleer silahlar kullanacak kadar irrasyonel olduğunu düşünmelerini teşvik etmişti.

Trump önce Süleymani’ye suikast düzenleyip, sonrasında eğer İran’daki İslam Cumhuriyeti rejimi misilleme yaparsa “orantısız” bir cevap verme tehdidinde bulunduğunda herkesin ödünü patlatmış olabilir ancak yaptıkları işe yaradı. İran’ın tepkisi ihtiyatlıydı; yalnızca Irak hava üslerinde ABD ordusu tarafından kullanılan bazı boş binaları hedef aldı. Kısa vadede bunda bir gerçeklik payı olabilir. Ancak zaman ABD’nin lehine işlemiyor. 

The Economist dergisi bunu iyi bir şekilde ifade etti. Dergide, “Hem Barack Obama hem de Trump Ortadoğu’daki karmaşanın, Asya’ya odaklanması çok daha iyi olacak Amerikan kaynaklarını ve ilgisini tükettiğini fark ettiler. Obama bölgeden çıkışı müzakerelerle düzenlemeye çalıştı ve başarısız oldu. Trump ise bu süreci zorbalıkla yürütmeye çalışıyor.” denildi.  Yani Obama İran’la nükleer bir anlaşma imzalarken Trump ekonomik yaptırımları sıkılaştırarak bir “maksimum basınç” politikası izledi. 

İran rejimi, ABD’ye ve onun Ortadoğu’daki müttefiklerine zarar verme yeteneğini göstermek için tasarlanmış bir dizi saldırı ile yanıt verdi. Bu saldırıların en önemlisi, önemli Suudi petrol tesislerine geçen yılın Eylül ayında cruise füzeleri ve insansız hava araçlarıyla yapılan saldırıydı. Bu saldırı Suudi kraliyet ailesini korkutarak onları son birkaç yıldır İran’la sürdürdükleri artan çatışmaları azaltma arayışına girmeye itti. Anlaşılan Süleymeni öldürüldüğünde Suudi Arabistan’a gidiyordu. 

İran ve Suudi Arabistan arasındaki buzları çözmeye yönelik bu hamlenin nedenlerinden biri Trump’ın Eylül ayındaki saldırılara yanıt vermekte başarısız olmasıydı. Artık ABD desteğine güvenemeyen Suudiler, İran’la anlaşmak dışında bir seçenekleri olmadığını düşünmüş olmalı. Şu anki kriz, temel güçler dengesinde bir değişime yol açmadı. Trump Süleymani’yi öldürdü çünkü Amerikalı bir paralı asker, Irak’taki İran yanlısı bir milisin ateşlediği bir füzeyle öldürüldü. Trump, 1980 yılında İran’daki ABD büyükelçiliğinin kuşatılmasının ve 2012’de Libya’daki ABD büyükelçisinin öldürülmesinin hatıralarını takıntı haline getirmiş gibi gözüküyor.

İran’ın ihtiyatlı tepkisi, rejimin ABD ile topyekûn bir savaştan kaçınma konusundaki kararlılığını gösteriyor. Ama zaman kazanmaya çalışabilirler. İran ABD’yi ve diğer Batılı güçleri Ortadoğu’dan atmak konusundaki uzun dönemli hedefinden vazgeçmek bir yana, bu hedefi yeniden teyit ediyor. Süleymani, Iraklı siyasetçilere baskı yaparak 2011’de ABD’nin Irak’tan çekilmesini sağlayan kişi olarak biliniyor. 2014 yılında Irak’taki IŞİD saldırısı ABD güçlerinin geri dönmesine neden olmuştu.

Ancak şimdi Irak parlamentosu, onları ülkeden gönderme yönünde oy kullandı. İranlılar bu kararın uygulanması için bastıracak. Hem Obama hem de Trump Çin’in meydan okumasına odaklanabilmek için, Ortadoğu’daki ABD askeri taahhütlerini azaltmak istiyor. Bu meydan okuma ortadan kalkmış değil. Aksine Çin, dünyanın en önemli petrol ve gaz yollarından biri olan Hürmüz boğazında yakın zaman önce Rusya ve İran ile birlikte ortak bir deniz tatbikatı gerçekleştirdi.

Ancak Trump, tıpkı kendisinden önceki Obama gibi, yeniden Ortadoğu bataklığına sürükleniyor. Bölgede geçen yılın Mayıs ayında bulunan askerlerden 14.000 daha fazla ABD askeri var, 3.500 paraşütçü de Kuveyt yolunda. The Economist’e göre Obama gibi Trump da “büyük ihtimalle başarısız olacak. Çünkü onun İran’daki rejim karşısındaki stratejisi, ABD’nin İran’ı kontrol altında tutmak ve caydırıcılık sağlamak için Ortadoğu’da bulunmasına dayanıyor.” Trump Avrupalıların nükleer anlaşmayı çöpe atmasını ve İran’a karşı yaptırımları yoğunlaştırmasını sağlamaya çalışıyor ama Boris Johnson bile buna hevesli değil. ABD, Ortadoğu’dan çıkamaz, ama orada kazanamaz da. 

Alex Callinicos

(Çeviri: Onur Devrim Üçbaş) 

Bültene kayıt ol