Irak'ta genel grev ve ayaklanma havası

06.11.2019 - 13:58
Haberi paylaş

Ard arda yıkıcı savaşlar ve yaptırımlar, işgalle ve iç çatışmalarla geçen on yılların ardından Irak'ta işçi sınıfının içinde yer aldığı kitleler aşağıdan bir çözüm yaratıyor.

Son olarak işçi sınıfının farklı kesimlerinin mücadeleye katılması birlikte, genel grev yaşanıyor.

260'tan fazla ölüye rağmen mücadeleci kitleler adım adım yönetimi kuşatıyor.

Genel grev

Irak'ın başkenti Bağdat'ta bu hafta adeta bir ayaklanma yaşanıyor. Protestoların başlangıcında polis ve askerler tarafından tutulmuş sokaklar, bugün göstericilerin kontrolünde. 

Dün binlerce gösterici merkezi hükümet binasına girmek istedi. Polisin açtığı ateş sonucu 4 gösterici daha öldü. Bugün yol kesme ve sokaklardan ayrılmama eylemi kitlesel olarak sürüyor.

Hafta başından itibaren öğretmenler ve avukatlar greve başlayarak, eylemcilere katıldı. İşsiz üniversite mezunu Iraklı genç erkeklerin hayatlarını feda ederek yürütükleri barışçıl gösteriler, birçok Irak şehrine yayıldı ve her mezhepten yoksul Iraklının desteğini kazandı. 

Başta ekonomik yoğunluklu taleplerle başlayan protestolar, hızla siyasi taleplere ulaştı. Kadınlar kitlesel olarak mücadeleye katıldı. Bugün direnişin bağrında Irak işçi sınıfının grevleri var. Bu yüzden ayaklanma havası var.

Dünyanın en büyük 4. petrol rezervlerine sahip ülkesindeki kitlesel işsizlik ve savaşla çöken altyapının onarılmamasıyla birlikte krizdeki Irak kapitalizmine hükmeden yozlaşmış siyasi elitlerin köhnemiş yönetimi ayaklanma koşullarını yaratsa da Irak işçileri ve yoksulları kendi iktidar önerileri ve siyasi bir araca henüz sahip değil.

Siyasi kriz

Irak Başkabakanı Adil Abdülmehdi, geçen hafta istifa edebileceğini duyurmuştu. Ancak emir verdiği polisler göstericileri öldürmeye devam etti.

Hafta başında Başbakanlık binasında yapılan olağanüstü toplantıda, düzenin yeniden nasıl sağlanabileceğinin konuşulduğu belirtiliyor.

Lidersiz olan sokaktaki halka seslenen tek güçlü lider ise Mukteda Sadr olarak öne çıkıyor. Ancak Sadr'ın önerileri kitle hareketinin taleplerinin gerisinde kalırken, mücadeleyi yeniden seçime endekslemesi Irak hakim sınıflarının temsilcilerine yeni bir kapı açıyor.

Irak'ta yönetenler yönetemiyor, yönetilenler yönetilmek istemiyor. Tıpkı Lübnan'daki gibi. 

Irak ve Lübnan'daki ayaklanmaların tam zaferi, işçilerin kendi taban örgütlerini kurmalarına, çürümüş rejime karşı alternatif iktidarı yaratmalarına bağlı. Bu hareket kendi içinden bir siyasi liderlik çıkarabilirse çok daha radikal sonuçlar yaratabilir.

Volkan Akyıldırım

Bültene kayıt ol