The Economist, milenyum (Y-kuşağı) gençlerinin sosyalizme ilgisini ele aldığı yeni sayısında yeni bir sol doktrinin ortaya çıktığını ve ‘sosyalizmin tekrar moda olduğunu’ yazdı.
Derginin kapağına da taşıdığı 'Y kuşağı sosyalizmi' başlıklı makalesinde, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin çöküşünden 30 yıl sonra sosyalizmin özellikle 1980 ve sonrası doğan gençler arasında tekrar 'trend' olduğunu ve yeni bir sol doktrinin doğmakta olduğunu öne sürüldü.
Özellikle ABD Kongresi üyesi Alexandria Ocasio-Cortez'in kendisini demokrat sosyalist olarak tanımlaması ve gördüğü destek ile İngiltere İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'in gençlerden aldığı desteğe dikkat çekilen makalede, sosyalizmin yeniden gündeme gelme sebebi olarak "neyin yanlış gittiğine dair isabetli eleştirileri olması" gösterildi.
The Economist'te yer alan makalede şu ifadeler kullanıldı:
"Milenyal sosyalistler ekonomiyi kökten değiştirmek ve iklimi kurtarmak istiyor.
Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle uzun süredir devam eden ideolojik savaşın galibi belli oldu. Kapitalizm kazandı ve sosyalizm ekonomik başarısızlık ve siyasi baskı ile yan yana kullanılan bir terim haline geldi.
Aradan 30 yıla yakın bir süre geçti ve şimdi sosyalizm tekrar moda oldu. ABD'de yeni seçilen bir kongre üyesi Alexandria Ocasio-Cortez kendisini demokrat bir sosyalist olarak tanımlayınca sansasyon yarattı. ABD 2020 başkanlık seçimlerinde demokrat adaylar da sola meylediyor. Birleşik Krallık’ta İşçi Partisi’nin muhafazakar lideri Jeremy Corbyn, Downing Street 10 numaranın anahtarlarını kazanabilir.
Sosyalizm tekrar bu kadar gündemde çünkü batı toplumlarında neyin yanlış gittiğine dair isabetli eleştiriler getirdi. Sağcı siyasetçiler genelde fikir tartışmalarından uzaklaşıp şovenizm ve nostaljiye yakın dururken, solda eşitsizlik, çevre, gücün elitlerden vatandaşa aktarılması gibi konulara odaklanıldı.
Fakat tekrar doğmakta olan sol doktrini bazı konuları doğru anlamış olsa da modern dünyaya dair çok karamsar bir yaklaşımı var. Yeni solun politikalarındaki sorunlar ise bütçe, bürokrasi ve iş dünyası gibi konulardaki naifliğinden kaynaklanıyor.
Milenyal sosyalistler kamuoyunu yanlış teşhis ediyor. İnsanlar, yaşamları üzerindeki kontrolü kaybettiklerini ve fırsatlarının daraldığını hissetmekte haklı. Kamuoyu da eşitsizliğe karşı çıkıyor. Zenginler üzerindeki vergiler, herkesin ödediği vergilerinden daha popüler. Bununla birlikte, radikal bir şekilde vergilerin yeniden tahsisi için yoğun bir istek yoktur. Amerikalıların vergilerin yeniden tahsisine verdiği destek 1990'da olduğundan daha yüksek değil ve ülke kısa süre önce, kurumlar vergisi indirimi vaat eden bir milyarderi Başkan seçti. Bazı vergi önlemleri sayesinde Britanyalılar, zenginler konusunda Amerikalılardan daha rahat."
(Diken)