Trump, Erdoğan ve Türkiye hükümetiyle anlaştı mı? "Güvenli bölge" planı nedir?
“Kürtler'e saldırırlarsa Türkiye'yi ekonomik olarak mahvedeceğiz” diyen ABD Başkanı Donald Trump, bu tehdidin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'la telefonda görüştü ve ardından şunları yazdı: “IŞİD'in kalıntılarıyla mücadeledeki son iki haftalık başarımız ve 20 mil güvenli bölge dahil tüm meselelerde nerede durduğumuzu bildirmek üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuştum. ABD ile Türkiye arasındaki ekonomik gelişme hakkında konuştuk, büyük ölçüde genişleme potansiyeli var.”
Trump'a Türkiye tarafından ne verildiği henüz bilinmiyor. Yarattığı kaoslar içinde sıklıkla tutum değiştirebilen ABD başkanı, Suriye'de bir tampon bölge yaratılmasını isteyen Erdoğan ve hükümetine yeşil ışık yakmış gözüküyor.
ABD başkanıyla görüşme sonrası konuşan Erdoğan, "Suriye sınırında 30 km derinliğindeki bir hat, benim de olumlu baktığım bir konu; bu konu üzerinde çalışılabilir" dedi ve ekledi: "Hatta bu hat daha da uzatılabilir; biz TOKİ olarak bu işin içine girebiliriz."
Türkiye hükümeti Kuzey Suriye'de tampon bölge konusunda ayrıntılı planlara sahip olsa da, bunlar henüz tek taraflı. Erdoğan'ın "Güvenli bölge konusunu etraflı olarak değerlendirmek gerekiyor, bütün detayları bilmeden bir şey söylemek kolay değil" sözleri, ABD tarafıyla henüz tam bir anlaşma sağlanmadığına ve bir dizi pazarlığın yürütüldüğüne işaret ediyor.
"Başta ABD olmak üzere koalisyon güçleri lojistik olarak maddi desteklerini verirlerse insanların güvenliğini sağlayarak güvenli bölgeyi yapabiliriz" diyen Erdoğan, 23 Ocak'ta Moskova'ya gidip Putin ile görüşeceğini duyurdu. Haftalardır sınıra askeri yığınak yapan Türkiye'nin sınır ötesi harekâtının ve isteklerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, Suriye hava sahasını kontrol eden ABD ve Rusya'nın iznine bağlı.
Güvenli bölge nedir?
Kuzey Suriye'de tampon bölge kurulması fikri, 2013 yılında Türkiye hükümeti tarafından dile getirilmiş fakat taraftar bulamamıştı. Dönemin ABD başkanı Obama da tampon bölge planını ele almıştı. Bu plana göre Türkiye ile Suriye arasında kurulacak tampon bölgede kontrolü Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirliklikleri ve Irak'ın askerleri sağlayacaktı. Bu da hayata geçmedi.
Tampon bölge fikri, TSK'nın Menbiç'i ele geçirmek yönündeki planının durdurulması üzerine bugün tekrar gündeme geldi.
Trump ve ABD'nin tampon bölge konusunda ne düşündüğü henüz tam olarak bilinmiyor.
Anadolu Ajansı tarafından yayınlanan haritaya göre, Türkiye sınırı boyunca 420 kilometre uzunluğunda ve 32 kilometre derinliğinde "güvenli bölge" oluşturulacak, burası güneyde Sacur çayından başlayarak doğuda Haseke'nin Malikiye ilçesine uzanacak. Menbiç şehir merkezi, bu alanın dışında kalıyor. Kobane, Tel Abyad, Serekaniye, Rakka ve Haseke'nin 8 ilçesi tampon bölge yönetimine bağlanacak.
Üç Kürt kantonundan biri olan Afrin'i ele geçiren Türkiye'nin istekleri gerçekleşirse, geriye kalan iki Kürt kantonu Kobane ve Cezire de birbirilerinden yalıtılmış ve bölünmüş olacak. Afrin ve Fırat Kalkanı'nda ele geçirilen bölge de eklendiğinde, geniş bir alan Türkiye'nin denetimine girecek.
Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın, tampon bölgede askeri kontrolün Türkiye'de olacağını söyledi. Hava sahası ise ABD'nin kontrolünde kalacak. Türkiye'nin planı şimdi ABD ve Rusya'nın Suriye politikalarına bağlı.
Tepkiler
Trump'ın "güvenli bölge" açıklamasına iki sert tepkiden biri rejimden geldi.
Suriye Dışişleri Bakanlığı, "Suriye, toprak bütünlüğünü ihlal etme çabasının açık bir şekilde saldırganlık, işgal ve ayrıca Suriye'nin 8 yıldır mücadele ettiği uluslararası terörü koruma ve destek ve terörün Türkiye tarafından yayılması için ivme olacağının altını çiziyor" dedi.
Rojava yönetimiyse, Suriye Kürtlerinin "güvenli bölgeye" karşı olduklarını, ancak Birleşmiş Milletler himayesindeki bir tampon bölgeyi kabul edebileceklerini söylüyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Moskova'da gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bu bölgelerin Suriye hükümeti, Suriye güvenlik güçleri ve idari yapılarının kontrolüne geçmesinin tek ve en iyi çözüm olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
Lavrov açıklamasında ayrıca şu ifadeleri kullandı:
"Kürt temsilciler ve Suriyeli yetkililer arasında iletişimin başlamış olmasını memnuniyetle karşılıyoruz ve destekliyoruz. Böylece dış müdahale olmadan tek bir hükümet altındaki yaşamlarına geri dönebilirler."