Sokak hayvanlarını toplayıp öldürmeyi içeren yasanın uygulama yönetmeliği geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmişti.
İzmir Barosu ve İzmir Yaşam Hakkı İnisiyatifi ortak bir basın açıklaması yönetmeliğin iptalini istedi.
Alsancak'ta İzmir Barosu önünde basın açıklaması okundu. Ardından avukatlar ve İzmir Yaşam Hakkı Savunucuları birlikte Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde bir yürüyüş gerçekleştirdi.
Yüzlerce hayvan hakkı savunucusu "Kan kokuyor kan kokuyor yasalarınız kan kokuyor", "Yaşasın türlerin kardeşliği", "Sokaktayım yanındayım", "Hayvan cinayetleri politiktir", "AYM yasayı iptal et", "Hayvanlar için ses çıkar", "Her yaşamı tek tek savunacağız", "Hayvanları size vermeyeceğiz sloganlarıyla yürüdü.
Baro başkanı Av. Sefa Yılmaz'ın okuduğu açıklamanın tam metni:
Tek bir hayvanı ellerinize teslim etmeyeceğiz
‘Hayvanları Koruma Kanununa Dair Uygulama Yönetmeliği’ 13.12.2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Meclisten geçtiği günden itibaren ülkeyi büyük bir şiddet sarmalına sürükleyen 7527 sayılı Yasa, bu uygulama yönetmeliği ile kan kokan satır aralarını derinleştirmekten başka bir şey ifade etmemektedir. Türlü algı operasyonu ve siyasi hesaplaşma emelleriyle hayvanlar ve insanların binlerce yıllık birlikte yaşama kültürünü bir günde alaşağı eden iktidar, sokaklardan yükselen sese yine kulağını kapatmış ve bir kez daha yaşamdan değil öldürmekten yana olmayı seçmiştir.
Yeni uygulama yönetmeliğine göre;
Doğal yaşam alanı, ‘yerel yönetimlerce kurulmuş tesis’ olarak tanımlanmıştır. Soruyoruz. Hangi doğal yaşam alanı tel örgülerden ve gri betonlardan oluşur?
41. Maddeye göre; ‘yasaklı ırk’ tabir edilen köpeklerin belediyelerce katledilmesi zorunlu kılınmakta. Soruyoruz. Nefes alan, hisleri, duyguları olan bir canlı türü hangi vicdana, etik ilkelere ve gerekçelere dayanılarak ‘yasak’ ilan edilerek katli ferman verilmekte?
7. maddeye göre; Atıf yapılan Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi ile belediye meclisinden alınabilecek kararla köpeklerin topyekun katline işaret edilmekte. Soruyoruz. Siyasi iktidar, bugüne kadar hangi sözleşme ve yasayı çözüm üretmek için uygulamıştır?
Aynı yönetmelik; vatandaşın bakımevlerinden köpek yuvalanması için Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki yönetim planını ve bu doğrultuda bağımsız bölümde köpek bulundurabileceğine dair yöneticiden temin edilen izin belgesi şartı koymakta. Soruyoruz. Amaç, iddia edildiği gibi bir kısırlaştırma ve yuvalama seferberliği başlatmaksa vatandaşa fiili yasak koyarak yüz binlerce köpeğin yuva şansını elinden almak ne anlama gelmektedir?
Bizler; yıllardır hayvanların ve insanların güven içinde birlikte yaşayacağı sokakları nasıl inşa edeceğimizi tane tane anlatmamıza, vicdani, etik, barışçıl çözümlerimizi sıralamamıza; sesimizi yaşatmaktan yana yükseltmemize rağmen katilleri cezasızlık politikalarıyla ödüllendirenler, kısırlaştırma yapmayanlar, sokaklarda açlıkla, insan şiddetiyle mücadele eden hayvanların feryatlarına kulaklarını tıkayanlar halk sağlığını bahane ederek başka bir seçeneğin kalmadığını söylemektedir. Oysa bu yasa ve uygulama yönetmeliği ‘’kamu güvenliğini ve sağlığını’’ kan ve şiddet kokan düzenlemeleriyle bizzat tehdit etmektedir. Katletmenin yasalaştığı bir ülkede hiç kimse güvende olamaz.
Daha önce söylediğimiz gibi, yasa çıkmadan önce buradaydık: Sokaklarda, adliyelerde, duruşma salonlarında… Yasa çıktıktan sonra da sözümüzü ilk günkü inancımızla, yaşatmaktan yana olmanın verdiği dirençle söylemeye devam ettik. Anayasa Mahkemesi’nden hukukun ve vicdanın gereğini artık yerine getirmesini ve kendilerine sunmuş olduğumuz görüşü de dikkate alarak yasayı bir an önce iptal etmesini istedik. Uygulama yönetmeliği dikkate alındığında Anayasa Mahkemesi’nin bu yasayı derhal iptal etmesini bekliyoruz. Yine yönetmeliğin iptali için gelecek hafta Danıştay’a davamızı açacağız. Danıştay’dan ilk talebimiz bu yönetmeliğin derhal yürütmesinin durdurulmasıdır.
Şimdi aynı inançla yineliyoruz; İzmir Barosu olarak hayvanlar için mücadele etmeye devam edeceğimizi bildiriyoruz. Hayvanların seslerine ses olabilmek için herkesi mücadelemize ortak olmaya ve dayanışmaya davet ediyoruz. Tek bir hayvanı ellerinize teslim etmeyeceğiz."