Bu yaz dünyanın en yoksul milyonlarca insanı iklim afetleriyle sarsıldı. Bu ülkeler, fosil yakıtların sebep olduğu bu krize en az katkıda bulunanlardı üstelik. Çünkü emisyonları ABD ile ya da bir Avrupa ülkesininkiyle kıyaslanamayacak kadar düşük. Fakat buna rağmen iklim çöküşünün en ön saflarındalar.
Buna daha fazla sessiz kalamayız.
İklim krizi, bir sistem krizidir.
Kapitalizm, tabiatı gereği yıkarak, yakarak büyüyen; krizleri uç uca ekleyerek dünyayı içinden çıkılamayacak duruma kadar zorlayan; iklim krizini durdurmaya ayrılabilecek bütçeleri savaş makinelerine yatırmayı daha makul bulan; eşitsizlikleri her geçen gün büyüten, hepimizi açlığa, yoksulluğa, iklim afetlerine iten bir sistem.
Kapitalizm, gücünü fosil yakıtlardan ve savaş makinelerinden alıyor.
İklim çöküşü, bir sınıf mücadelesidir.
Krizin sorumluları servetlerini büyütüp kendilerini aklarken hepimizin geleceği feda ediliyor.
Fosil yakıt endüstrisi son 50 yıl boyunca her gün 3 milyar dolar kâr etti.
İklim çöküşünün engellenebilmesi için atılacak adımları engelleyen, fosil yakıt projelerine destek sunan herkese “yeter artık!” demenin zamanı geldi.
Savaşlara karşı barışı, ırkçılığa karşı dayanışma ve kardeşliği, sömürüye karşı eşitliği, baskılara karşı özgürlüğü savunanlar olarak, iklim ve geleceğimiz için bir araya gelmeliyiz.
Kitlesel, birleşik bir mücadelenin hemen harekete geçirilmesi gerek.
11. Küresel İklim Grevinin gerçekleştirileceği 23 Eylül’de her nerede yaşıyor olursak olalım “Kar Değil İnsan!” sloganıyla sokakları dolduralım, mücadeleyi büyütelim.
Fosile son! Yaşanabilir bir dünya istiyoruz.
(Sosyalist İşçi)