Küresel ısınmanın tetiklediği aşırı hava olayları binlerce kişiyi elektriksiz bıraktı, onlarca kişinin yaralanmasına yol açtı.
Yunanistan’daki orman yangınları, Atina’nın bir kısmının tahliye edilmesini zorunlu kıldı. O esnada Fransa’da yaşanan şiddetli fırtına ondan fazla kişinin yaralanmasına ve binlerce kişinin elektriksiz kalmasına sebep oldu.
Aşırı hava olayları ve iklim afetleri ‘yeni normal’ haline geldi. Küresel ısınmanın yol açtığı seller, hortumlar, fırtınalar, orman yangınları artık daha sık yaşanıyor ve sonuçları da giderek daha yıkıcı olmaya başlıyor.
Atina’da Hymettus Dağı'nın yamaçlarında başlayan yangın şehrin güneyine kadar yayıldı, yerleşim merkezlerini ve kentin altyapısını tehdit edeceği bir seviyeye ulaştı. Şiddetli rüzgarla yayılan alevlerin elektrik hatlarında zarara yol açmış olabileceği bildirildi.
Fransa’da ise şiddetli fırtına yüzünden binlerce kişi elektriksiz kaldı, uçuşlar durduruldu. Fırtına ülkenin her bölgesini ele geçirdi, Paris’te çatıları uçurdu, bir kişinin ölümüne ve 14 kişinin yaralanmasına yol açtı. Tenis topu büyüklüğündeki dolu yağışıyla birlikte 3.500 noktada acil durum çağrısı yapıldı.
Fransa bu yıl, normal yağış beklentisinin yarısı kadar yağış aldı. Fırtınanın dinmesiyle birlikte ülkede sıcak ve kurak bir yaz beklendiği duyuruldu.
Emisyonlarda rekor seviyeler
Avrupa bir kez daha iklim afetleriyle sarsılırken, atmosferdeki karbondioksit yoğunluğunun tarihin en yüksek seviyesine ulaştığı bildirildi.
Aralıksız tırmanışını sürdüren emisyon seviyeleri Mayıs ayında milyonda 421 parçaya ulaştı. Geçtiğimiz yılın emisyon yoğunluğunun ise 36,3 milyar tona yükseldiği açıklandı. Bu, insanlık tarihinin en yüksek seviyesidir.
Carbon Brief’in 2021 için sunduğu iklim verileri, geçtiğimiz yıl kırılan rekorlardan bir diğerinin de deniz suyu sıcaklığındaki artış olduğunu gösterdi: “2020'ye kıyasla tek başına 2021'deki ısınma artışı – yaklaşık 14 zettajoule - 2019'da Dünya genelindeki enerji sarfiyatının 23 katına karşılık gelen bir ısınmaydı.”
Atmosfere salınan sera gazlarının bir kısmı yerküre yüzeyini ısıtırken, büyük çoğunluğu da okyanuslar tarafından emiliyor. Denizlerin çektiği CO2 fazlasının da yaklaşık üçte ikisi 700 metreye kadar olan derinlikte birikiyor.
2021’de küresel yüzey sıcaklığının da olağanüstü bir seviyeye ulaştığını bildiren Carbon Brief, La Niña okyanus salınımında geçtiğimiz yıl yaşanan koşulların bu yıla etki edeceğini, dolayısıyla 2022’yi en yüksek sıcaklıkların yaşanacağı yıl haline getirebileceğini de söylüyor.
İklim krizi, tropik bölgelerden Kuzey Atlantik'e sıcak su taşıyan okyanus akıntılarını yavaşlattığı için Atlantik meridyen devrilme sirkülasyonu olarak adlandırılan bu sistem aksayıp sel felaketleri ve yangınları körükleyen La Niña’yı baskın hale getirdi. Avustralya’da okyanus suyunun aşırı ısınmasına sebep olan La Niña nemli havayı atmosferin üst tabakalarına iterken kuru havanın Doğu Pasifik’e inmesine sebep oluyor ve bu nedenle bir yandan kuraklık riskinin büyümesine yol açıyor, diğer taraftan deniz rüzgarlarını da güçlendirdiği için aşırı yağışlar ve sel felaketlerini getiriyor.
Carbon Brief’in analizi, küresel ısınma artışının asgari 1,3C’ye ulaşmış olduğunu gösterdi. Bunun sonucunda 2021 yılında Çin, Güney Kore, Bangladeş ve Nijerya başta olmak üzere 25 ülkede tüm zamanların yıllık sıcaklık rekorları kırıldı.
Geride bıraktığımız Nisan ve Mayıs aylarında Pakistan'da sıcaklıklar 49C'ye ulaşmış, Hindistan'ın bazı bölgelerindeyse 47C'nin üzeri görülmüştü. Çin’de ısınma değerinin şimdiden 2C’nin üzerine ulaştığını gösteren analizler, kuzey yarımkürenin yaz aylarının giderek daha sıcak olmaya devam edeceğini vurguluyor ve Hindistan ile Pakistan'da yaşanmakta olan katlanılmaz sıcak hava dalgasının artık “30 kat daha olası” hale geldiğini gösteriyor.
Tuna Emren