Türkiye’de kuraklık tehlikesi artıyor. Kuraklıktan etkilenen il sayısının 41’e çıkması ile birlikte tehlike büyüyor. Kuraklık sadece üretici köylü için değil, tüketici için de önemli bir tehlike. Kuraklık ile birlikte çiftçinin maliyetleri artıyor. Eğer sulama yapıyorsa, fazladan su ve elektrik parası ödemiş oluyor. Diğer taraftan çiftçinin mazot, gübre, ilaç gibi girdi fiyatları da artıyor.
Kuraklık nedeniyle bu yıl ürünlerde yüzde 20 ila yüzde 90 arasında kayıp var. Bundan sonraki süreçte aşırı sıcaktan dolayı bu kez de ürünlerin yanma tehlikesi var.
Borç ertelemek çare değil
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kuraklıktan etkilenen çiftçilerin Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine borçlarının erteleneceğini söyledi. Ama çiftçinin sadece Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatifine borcu yok, tohum bayiine, ilaç bayiine, gübre bayiine de borcu var. Ayrıca sorun sadece borç değil. Çiftçi bütün geçimini tarladan sağlıyor. Bu yıl ilk kez sigorta getirildi ama devlet yarısını karşılıyor. Diğer yarısı da çiftçi için önemli bir miktar. Kuraklık riski de yeterince anlatılmadığı için sigorta yaptıranların oranı çok düşük.
Tüketici etkilenecek
Kuraklığın etkisiyle buğday üretimi azalacak, azalan miktarın yüzde 20’leri bulacağı tahmin ediliyor. Türkiye’nin 20 milyon ton civarında buğday üretimi var. 4 milyon ton daha az buğday üretilmiş olacak. Bu da 4 milyon ton daha fazla ithalat demektir.
Arpa üretiminin azalmasıyla hayvancılık sektörü olumsuz etkilenecek. Yem maliyeti artıyor. Buğday, arpa mısır gibi ürünlerin fiyatları artınca bu sefer hayvancılık yapanların maliyeti arttığı için et ve süt fiyatlarına zam gelecek.
Neler yapılmalı
• Kuraklığın zararı tespit edilmeli ve bu zarar karşılanmalı. Çünkü çiftçinin bu zararı karşılanırsa ancak kendi yaşamını sürdürebilir ve gelecek yılın girdilerini alıp üretimi sürdürebilir. Eğer bu önlemler alınmazsa o zaman çiftçi gelecek yıl ekim yapamaz.
• Barajlardaki suyun verimli kullanılması çok önemli. Yapılan barajlar yüzde 80 ölçeğinde tamamlandı. Yani su toplandı ama o su tarlaya henüz gitmiyor. Suyun toprakla, çiftçiyle buluşturulması gerekir. Bu yapılırken de suyun mümkün olduğunca kapalı sistemde götürülerek buharlaşması, sızmalarla kaybolması engellenmeli. Tarlaya geldikten sonra da yine damla sulama sistemi gibi suyu en verimli şekilde kullanacak yöntemler gerekiyor.
• Mutlaka kuraklık eylem planı uygulanmalı. Böyle bir plan var ama uygulanmıyor.
• Su kaynaklarının korunması ve ağaçlandırma yapılması gerekir. Yağışı artırıcı önlemlerin alınması lazım.
• Üreticilerin Ziraat Bankası, tarım kredi kooperatifleri ve diğer banka ve kuruluşlara olan tarımsal borçları silinmelidir. 2022 yılında yapılacak ekim nedeniyle tohum ve gübre desteği verilmelidir.
• Tarımsal üretimde kullanılan elektrik ucuzlatılmalı, KDV oranı düşürülmelidir.
• Mazottaki ÖTV kaldırılmalıdır.
Bütün bunları yapmak için örgütlenmekten başka çare yok.