ABD tarafından düzenlenen ve 40 devletin katılımcısı olduğu iklim zirvesi toplandı. Zirvenin katılımcıları arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan da bulunuyor. Gündem, küresel ısınmaya neden olan karbon emisyonlarının hangi oranda kısıtlanacağı konusundaki pazarlıklar.
İklim krizine karşı yıllardır mücadele yürüten Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) zirve hakkında yaptığı açıklamada uluslararası mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı:
Zirvenin sonucu baştan belli
Ne kadar çevreci olduğunu göstermek isteyen liderler, nutuklar atacak. Fakat hiçbiri bu krizi durdurmak, insan ve canlı yaşamını korumak için gereken basit tedbiri uygulamaya yanaşmayacak. Bu basit tedbir, zirve öncesi birçok bilim insanın haykırdığı gibi fosil yakıtların yer altında bırakılmasıdır. Kirli enerjiye dayalı düzenin terk edilmesi ve küresel ölçekte yenilenebilir enerjiye geçiştir. Aksi takdirde dünya şimdi yaşayan ve doğan kuşaklar ile birçok tür için yaşanmaz hale gelecek.
Buna rağmen ne zirveyi düzenleyen ABD petrolden, ne rakibi Çin kömürden, ne de Avrupa devletleri doğalgazdan vazgeçmeyecek. Kapitalist endüstrinin enerji ihtiyacına göre örgütlenmiş ekonomiler için fosil yakıtlar, dünya yansa da öncelikli tercihtir.
İktidarın çevreci nutukları gerçeği gizleyemez
Türkiye'yi yönetenler, iklim krizi konusunda duyarlı olduklarını belirten açıklamalar yapıyor. Yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların artışıyla övünüyor. Ülkenin dört bir yanında yurttaşlar ise iklim felaketleri ve bu felaketlerin yarattığı ekonomik sorunlarla boğuşuyor.
Petrol, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtları başlıca enerji tercihi olarak gören AKP iktidarı, son 20 yılda en fazla karbon emisyonu yaratan devletler listesinin üst sıralarında. İklim krizinin tüm sorumluluğunu emperyalist devletlere atan iktidar, ülke içinde patronların çıkarları için kirli enerjiyi dayatıyor ve iklim krizine karşı hiçbir önlem almıyor. Başta kuraklık olmak üzere iklim felaketlerinin getirdiği ekonomik yıkıma uğrayan milyonlarca kişiye destek olunmuyor. Türkiye'yi yönetenler iklim krizinin sorumlusu olan enerji şirketlerine ekonomik destek verirken, bu kaynağı faturalara yansıtıp yurttaşlara ödetiyor.
Çözüm basittir
Dünyada ve Türkiye'de iklim krizinin çözümü kapitalist yönetimlerin insafına bırakılamaz. Milyarlarca insanın hayatı ve türlerin hayatı için çözüm basittir. İklim krizine son vermek için mevcut düzene son verilmelidir. Yerine sermaye birikimini değil toplumun ihtiyaçlarını gidermeyi merkezine alan, yenilenebilir enerjiye dayalı, eşit ve adil bir düzen kurulmalıdır. İklim krizinin sorumlularını yenmek için uluslararası mücadelemizi büyütelim.
DSİP
22.04.2021