Koronavirüs salgınından öğrenin: Krizlere kriz gibi davranın

03.04.2020 - 15:35
Haberi paylaş

İklim kriziyle mücadele eden Sıfır Gelecek  kampanyasının dijital grevin başlangıcında yaptığı açıklama...

Benzerine az rastlanır bir krizin dünyayı kasıp kavurduğu günlerden geçiyoruz. Bildiğimiz hayatın aklımıza gelebilecek her parçasını sarsan, hem bugünün alışkanlıklarını, yaşam tarzını, üretim biçimlerini ve hakim ideolojisini çökerten, hem de bu gidişin geleceğini derinden sorgulatan bir dönem bu.

Bu dönemin baş rolünü, adı Covid19 konan bir virüs oynuyor, ama onu ortaya çıkaran, dünyanın gidişatını ve kaderini belirleyen karar vericilerin basiretsizliği, akıl tutulması, yıkım seviciliği, iklim ve doğa düşmanlığı.

Bugün sizlere sokaklardan seslenemiyor oluşumuzun nedeni, hükümetlerin koronavirüs salgınına zamanında yanıt vermeyerek daha küçük kayıplarla atlatılabilecek bir gelişmeyi krize çevirmiş olmaları ve bu krize kriz gibi davranmaya da çok geç başlamış olmalarıdır.

Ama daha önemlisi ve asıl neden; yaşam hakkına tercih ettikleri kâr hırsıdır. Uğruna doğal dengeleri, biyoçeşitliliği, insan dışındaki canlıların yaşam alanlarına saygıyı, sağlıklı ve huzurlu bir geleceği, temiz havayı ve gıdayı yok etmekte sorun görmedikleri kâr hırsı. Ve de hükümetlerin bu kâr hırsının en büyük destekçileri olmaları, bilime sırtlarını dönmeleri ve gezegenin verdiği alarma kibirle, kayıtsızlıkla, tembellikle cevap vermeleridir. Yani aslen, benzer sebeplerle ortaya çıkan iklim krizine verdikleri; daha doğrusu vermedikleri tepkilerdir.

Ve yine bu refleksleri gösterdi ki, küresel bir salgına çare ararken bile, ekonomik çıkarlar her şeyin üzerinde tutuluyor. Küresel ekonominin ve ulusal ekonomilerin zarar görmemesi için devletler bildik tavırlar takınıp salgını küçümsediler. Bir iklim inkârcısı olan ABD Başkanı Trump salgının ABD’ye gelmeyeceğini, gelse de ABD doktorlarının bununla başa çıkabileceğini ve zaten salgının Nisan ayında havaların düzelmesiyle geçeceğini söylemekten utanmadı. Bu açıklamaların üzerinden birkaç hafta geçtikten sonra, ABD eyaletlerinde sokağa çıkma yasakları uygulanıyor, 2 trilyon dolarlık salgınla mücadele paketi ilan ediliyor ve binlerce insan hayatını kaybetmiş durumda.

Oysa Almanya’nın bundan sekiz yıl önce bilim insanlarından oluşan bir kurula küresel salgınlarla ilgili bilimsel senaryolar hazırlattığı ortaya çıktı. Bilim insanları, Almanya yetkililerine iki hayati uyarıda bulunmuştu:

1) Tarım ve hayvancılığın vahşi yaşam alanlarına genişlemesi yeni tür virüslerin insanlara bulaşmasına neden olabilir

2) Küresel ısınmada önemli payı olan küresel taşımacılık sanayii, bu virüsleri tüm dünyaya yayabilir.

Ama ciddiye alınmadılar ve geldiğimiz durum ortada.

Tıpkı 1970lerde, iklim suçlusu Exxon yöneticilerinin fosil yakıtların iklim krizi getireceğini ve eninde sonunda insanlığı tehdit edeceğini belirten raporları hasır altı edip fosil yakıt lobisini fonlaması gibi.

Corona virüsü krizinden iklim krizine karşı dersler çıkarılmalı

Ancak krize kriz gibi davranmamanın sonucu salgın artık dünyanın en zengin ülkelerinin dahi sağlık sistemlerinin çökmesine yol açıyor. Önlem olarak ise, birkaç ay öncesine kadar imkansız görünen özel sağlık hastanelerinin kamulaştırılması bir gecede uygulamaya konulabiliyor.

Koronavirüs salgınına karşı dünyanın geç de olsa verdiği cevap, bize bildiğimiz yaşam tarzından ve onun getirdiği konfordan hızlıca uzaklaşmayı becerebildiğimizi gösteriyor. Aynısının iklim krizine karşı da yapılabileceğini kanıtlıyor. Çünkü mevzubahis acil eylem ise, iklim krizinin çözümü de bunu, hem de çok çok uzun bir zamandır gerektiriyor.  

Neden mi?

Gezegen alarm veriyor. Yazın Amazonlarda, Avrupa’da, Rusya’da dev yangınlara şahit olduk. 

Grönland’da rekor buzul erimeleri gerçekleşiyor

Orman yangınları güney yarı kürede yaz mevsiminin başlamasıyla birlikte Avustralya kıtasına yayıldı. Bu korkunç yangınlarda 2 milyar canlı öldü, 113 canlı türü yok olma tehdidi altında kaldı. 

Antarktika tarihinde ilk kez 20 derecenin üzerinde bir sıcaklığı gördü. 

Bilim insanları okyanus akıntılarında sıcaklık değişimi kaynaklı akıntı hızı değişimleri olduğunu açıkladılar. 

Bunlar son 7-8 ay içerisinde iklim değişimi kaynaklı olarak şahit olduğumuz krizler. Bir de bunlara ekolojik yıkımla el ele giden ekonomik krizleri ve savaşları eklemek gerekiyor. Şimdi de koronavirüs salgını!

COP26’nın ertelenmesi ne anlama geliyor?

Koronavirüs nedeniyle son olarak COP26 (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı) da ertelendi. Bu erteleme, son zirvelerin yarattığı hayalkırıklığını sürdürmemeli, iklim hedeflerinden uzaklaşmakla sonuçlanmamalıdır. Karar vericilerin salgını bahane etme lüksü; ekonomik durgunluğu fosil yakıt lehine hamlelerle gidermeyi önerme hakları yoktur; aksine salgından ders alıp rahat koltuklarından kalkarak iklim için büyük dönüşüm getirecek kararları alma mecburiyetleri vardır. Hepberaber, yerel ve küresel dayanışmamızı koruyarak, karar alıcıların zirveden iklimi kurtaracak önlemler almalarını sağlayacak stratejileri geliştirmeli, baskımızı daha da arttırmalıyız.

Çünkü,

Kıyameti beklemeye artık gerek yok, bizzat yaşıyoruz.

İklim krizi tüm diğer krizleri aşan ve her birini içeren çok daha büyük bir krizdir. Salgın elbet geçecek ama yenileri mutlaka gelecek. insanlığın çöküşünü ekonomik krizler veya salgınlar getiremez ama iklim değişikliği getirebilir. Küresel ısınmayı  1,5 derecenin altında tutamazsak deniz seviyeleri yükselecek, orman yangınları artacak,aşırı hava olayları yeni normalimiz olmaya devam edecek, açlık, hastalık, göçler artacak. 

Ancak biz bu krizi durdurabiliriz. Nasıl mı?

- Devletler şirketleri değil tüm insanlığın çıkarlarını, doğanın ve ekosistemlerin bütünlüğünü korumalı.

- Ülkeler, şehirler daha fazla gecikmeden “iklim acil durumu” ilan etmeli ve somut adımlar atmalı.

- Fosil yakıtlar hemen tamamen terk edilmeli, yenilenebilir kaynaklara geçilmeli ve karbon salımı sıfırlanmalı.

- Fosil yakıt sektörlerinde çalışanlara istihdam sağlayan adil dönüşüm planlanmalı.

- Paris anlaşması onaylanmalı, ulusal niyet beyanları iklim krizinin ciddiyeti ölçüsünde güncellenmeli.

Gezegen alarm verirken kaybedecek tek bir saniyemiz dahi yok. Artık harekete geçin.

İklimi değil sistemi değiştir!

İklim Adaleti Hemen Şimdi!

3 Nisan 2020 / Sıfır Gelecek 

Bültene kayıt ol