Yokoluşu İsyanı aktivistleri Şişli'deki Cevahir AVM önünde tüketim çılgınlığını protesto etti.
29 Kasım 4. Küresel İklim Grevi istanbul etkinliklerinin ilki "Kara Cuma" adı verilen satış kampanyalarına sahne olan bir AVM'nin önünde yapıldı.
"Taksitle alışveriş peşin ölüm", "İhtiyacın var mı?", "Modanın bedeli gezegen olmamalı", "Yeni moda iklim hareketi" yazılı dövizler taşıyan Yokoluş İsyanı aktivistleri yaptıkları basın açıklamasında şunları söyledi:
"Biz Kimiz?
Yokoluş İsyanı, dünyanın dört bir yanında eylemler gerçekleştiren ve şiddetsiz küresel bir çevre hareketi. İçinde yaşadığımız dünyanın yok olma olasılığı ile karşı karşıya geldiği yıllarda gerçeği söylemeye ve harekete geçmeye çağırıyoruz.
İklim krizi kapımızda ve iklim aktivisti Greta Thunberg'in de dediği gibi: "Evimiz Yanıyor!"
Bizlerin de ilk amacı bu yangını, yani ekolojik krizi görmezden gelen kitlelere ve hükümetlere sorunun varlığını ve ciddiyetini kabul ettirmek; üstlerine düşeni yapmalarını sağlamak. Yaşanabilir bir geleceğin olasılığı her geçen gün azalıyor ama biz vazgeçmiyoruz. Çünkü biliyoruz ki umudun öldüğü yerde eylem başlar.
Harekete geçin!
Bugün neden buradayız?
29 Kasım 2019 tarihinde gerçekleştirdiğimiz bu eylemin adı: "Yokoluş İsyanı Kreasyonu”
Cuma'ya denk getirilen bugün dünyanın her yerinde markaların ciddi indirimler ve kampanyalar ile insanları çılgınca alışveriş yapmaya koşullandırdığı o ünlü Kara Cuma (Black Friday) günü.
Şirketler bizi her seferinde daha fazlasını, daha yenisini istemeye ve ihtiyaç duymaya itiyor. Bunun sonucunda da ihtiyaç dışı tüketim sadece bugün zirve yapmış olmakla kalmıyor, normalleşiyor, kabul görüyor ve bizi hızla yokoluşa sürüklüyor.
Bugün düzenlediğimiz defile, markaların moda başlığı altında insanları teşvik ettikleri hızlı tüketimin gerçek yüzünü göstermek amacını taşıyor.
Bir çift yeni ayakkabı değil, yaşanabilir bir dünya istiyoruz. Çünkü:
"Ölü Bir Gezegende Moda da Olmayacak!” İhtiyaç Dışı Tüketim Nelere Mal Oluyor?
Aldığımız her ürünün faturası bizlerden önce içinde yaşadığımız dünyaya kesiliyor. Bir tişörtün üretimi için 2700 litre, bir çift ayakkabının üretimi için ise 16.600 litre su harcanıyor. Yani, aldığınız bir tişörtün üretimi 2,5 yılda, bir çift ayakkabının üretimi ise 15 yıldan uzun bir sürede içeceğimiz suya mal oluyor. Üstelik bu sadece su tüketimi üzerinden verdiğimiz basit bir örnek.
İhtiyaç dışı alınan her ürün iklim krizine yapılmış korkunç bir destek. Bu yüzden bu dünyada yaşayan herkesi, söz konusu tüketim olduğunda "ihtiyacım var mı?" diye düşünmeye ve bu sorunun cevabının ciddiyetini kavramaya davet ediyoruz.