5 soruda pandemi döneminde tiyatro

20.10.2020 - 11:28
Haberi paylaş

Pandemi döneminde tiyatroların ve tiyatro çalışanlarının yaşadıkları sorunları yönetmen Doğu Yaşar Akal'la konuştuk. 

1- Pandemi sürecinin her alanda ilk vurduğu kesimlerden biri sanatçılar oldu. Özellikle tiyatro gibi performansa dayalı sanatlar çöküşe geçti. Tiyatro oyunlarının sahneye konamaması sektörde çalışanları nasıl etkiledi?

Tiyatrolar Mart ayından beri ciddi anlamda kriz içinde. Kapılarına bir günde kilit vuruldu. Hiçbir planlama yapılmadan, ekonomik önlem alınmadan gerçekleşti bu durum. Ödenekli tiyatrolarda görev yapan arkadaşlar maaşlarını almaya devam ettiler ama sahneli ya da sahnesiz özel tiyatrolar ve çalışanları ateşe atıldı. Bir şekilde bugüne kadar ayakta kalmayı başaran özel tiyatrolar şimdi yok olma riskiyle karşı karşıya. Özellikle İstanbul ve Ankara’daki köklü kurumlar bir yandan borçlar altında ezilirken bir yandan oyun oynayamadıkları için çalışanlarına para ödeyemez haldeler. Son yıllarda özellikle İstanbul’da kendi seyirci kitlesini yaratmış olan tiyatroların geleceği oldukça belirsiz. Çalışanlarına gelince birkaç özel tiyatro dışında çoğu çalışan zaten sigortasızdı. Oyun başına yevmiye alarak hayatlarını sürdürüyordu. Bu koşullar altında çalışanların Mart’tan yana ne halde olduklarını tahmin etmek zor değil. Bir çok arkadaşımız farklı meslek gruplarına yöneldi, evini kapatıp ailesinin yanına taşınanlar, tiyatrosunu kapatanlar gibi uzayıp giden bir listeyle karşı karşıyayız artık.

2- Kültür Bakanlığı pandemi sürecinde tiyatrolara yardımcı olunacağını duyurmuştu. Bu yardım yapılabildi mi? Yapıldıysa ne ölçüde etkili oldu?

Nisan ayında Kültür Bakanlığı bir video arşiv uygulaması yaptı. Halihazırda elinizde olan oyunlarla başvurabiliyordunuz. Belli standartlarda video çekimi yapıp, oyunun bütün yayın haklarıyla birlikte Kültür Bakanlığı’nın arşivine satıyorsunuz. Bu çekim yaklaşık 3000-5000 TL tutuyor, mekanı, çekimi yapacak ekibi sizin bulmanız gerekiyordu. Oyun videolaştıktan sonra Kültür Bakanlığı’nın arşivinde satılıyor. Bildiğim kadarıyla 15.000 lira civarında bir para kazanıyorsunuz. Oyununuzun akıbetini bilemiyorsunuz. Bizim de bir oyunumuzu bu arşive verme niyetimiz oldu sonra koşulları öğrenince vazgeçtik. Evden çıkamadığımız bir dönemde mekan bulup set kurmak, elimizdeki parayı yatırıp oyunun videosunu çekmek istemedik. Yapan ekipler oldu, paralarını aldılar mı, süreç nasıl ilerledi tam olarak bilmiyorum. Bir yönetmen olarak oyunun bütün haklarını Kültür Bakanlığı’na devretmek bana mantıklı gelmiyor. Bir yandan destek varmış gibi görünüyor ama oyuna bakanlığı ortak ediyormuşsun gibi bir durum oluşuyor. Yapımını kendi imkanlarınla oluşturduğun bir oyunu, bakanlığa ufak bir bedelle satmış oluyorsun.

Bir de her sene verilen özel tiyatrolar desteği var bakanlığın geçen ay açıklandı. Bakanlıktan görülmemiş destek gibi duyuruyla açıklanan destek birçok tiyatro için harcamalarının ancak çok ufak bir kısmına çare olacak şekilde bir yardımdan ibaret. Ne oldukları belli olmayan, tiyatro camiasında hiç adı sanı duyulmamış birçok şirket bu yardımdan faydalandı. Bu şirketler kim ve kimlerle bağlantıları var da destek görüyorlar bilemiyorum. Şirket diyorum çünkü ortada aktif olarak çalışan bir tiyatro yok. Öte yandan yılların tiyatroları vergi ve SGK borçlarından ötürü bu yardıma başvuramadılar bile. İnşaat şirketlerinin hepimizin vergilerinden kazandıkları paralarla milyonlarca liralık vergi aflarından yararlandığı bir ülkede doğru düzgün para kazanamayan tiyatroların ufak tefek borçlar yüzünden yardıma başvuramamasının en basit anlamıyla devletin ve bakanlığın tiyatroya ve tiyatroculara bakışını özetler nitelikte.

3- Tiyatrocular bu süreçte kendi aralarında bir dayanışma oluşturabildiler mi?

Tiyatro Kooperatifi’nin bakanlığa karşı ciddi anlamda baskı oluşturmaya çalıştığını biliyoruz. Kooperatifin bir çok tiyatrodan oluştuğunu düşünürsek belli oranda bir dayanışmadan söz edebiliriz. Bir yandan önemli tiyatrolar fongogo gibi yardım kampanyaları başlattı, bu platformlarda tiyatrolar ve tiyatrocular ellerinden geldikçe birbirlerine destek olmaya çalışıyor.

4- Pandemi döneminde el arttıran otoriterizm tiyatroyu nasıl etkiledi?

Otoriterizm tiyatronun her dönem ensesinde desek yanlış olmaz. Bu dönem de özel olarak bir anda tiyatroları açıp kapatan keyfi uygulamalar birçok tiyatroyu zor durumda bırakmaya devam ediyor. Açık hava organizasyonu yapıp, tiyatrolara kazanç sağlamaya çalışan organizatörler var. Bir gecede oyun oynanmasının yasaklanması sonucu kiraladıkları ekipmanların paralarını ödeyemez hale geldiler, bırakın tiyatrolara para kazandırmayı, organizatörler borç batağına saplandı.

5- Tiyatroların mevcut krizine ilişkin tiyatrocuların ve sektördeki diğer çalışanların talepleri nelerdir?

Kişisel anlamda, havalı adıyla freelance, gerçekte parça başı işle para kazanan bir yönetmenim. Oyun yönettiğim hiçbir kurum tarafından sigortam ödenmiyor. Bu sebeple devletin gözünde tiyatrocu olarak kabul görmüyorum, resmi bir statüm olmadığı için benim beklentim yok.

Kişisel görüşüm şirket olan ekiplere karşılıksız maddi destek verilmeli, SGK ve vergi uygulamaları kalıcı olarak değiştirilmeli varsa borçları silinmeli. Tiyatrosu olan ekiplerin, bunlara ek olarak kira giderleri devlet ve belediyelerce karşılanmalı. Devletin ve belediyelerin yönetimi altındaki kurumlar sahnelerini özel ve bağımsız tiyatrolarla paylaşmalı. Halihazırda ellerinde bulunan maddi kaynakları özel tiyatrolarla paylaşmaları gerekir diye düşünüyorum.

Bültene kayıt ol