Bazı akademisyenlerin maaşları, belediye işçilerinin maaşlarından düşükse eğer bunun nedeni akademisyenlerin maaş artışı için örgütlü mücadele vermemesi, temizlik işçilerinin sendikada örgütlenmeleridir. Akademisyenler temel hakları için greve çıkmazken, belediye işçileri greve çıkabilmektedir.
Hak verilmez, alınır.
Belediye işçileri bunu eylemleriyle gösteriyor.
Bir diğer itiraz da belediye işçilerinin aşırı ücret talep ettikleri yönündeki yalan.
Aşırı olan belediye işçilerinin talep ettikleri zam değil. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaydığı yalana DİSK Genel-İş bir grafikle yanıt verdi:
Aşırı olan belediye işçilerinin istediği ücret artışı değil. Aşırı olan enflasyon. Yaşamak çok zor. Ev kirası ödemek çok zor. Gıda ile birlikte diğer tüm temel harcamalar (giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık vb.) için bir eve girmesi gereken toplam gelir tutarına yoksulluk sınırı adı veriliyor. Mayıs ayı verilerine göre Türk-İş’in açıkladığı yoksulluk sınırı 81.734 TL‘dir. İşçilerin istediği anlaşma şartlarında ilk üç gruptaki işçiler hala yoksulluk sınırının altında bir ücrete ulaşmaya çabalıyor.
Bazı kesimler ise asgari ücret bu kadar düşükken sendikanın bu zammın talebinin karşılanmasının mümkün olmadığını savunuyor. Türkiye’de asgari ücret çok düşük. Evet. Net asgari ücret 22.104,67 lira. Asgari ücretin açlık sınırı olan 25.092 liranın altında olmasını eleştireceğine, işçilerin yoksulluk sınırında ücret almak için greve çıkmasını eleştirenlerin düpedüz işçi düşmanı olduğunu söylememiz gerekiyor.
Son olarak, İBB Başkanı temizlik işçilerinin grevini kırmaya çalışıyor. Çöpleri toplayarak yaptığı çöp toplamak değil aslında. Çöp toplayarak şov yapmaya çalışıyor. Kamuoyunu grevci işçilerin karşısına dikmeye çalışıyor.
Grev kırıcılık suçtur.
İZBB başkanı suç işliyor.
Grev kırıcılığına son verin.
Biz temizlik işçilerinin grevi işçi sınıfının bu toplumda oynadığı rolü bir kez daha gösterdi.
Temizlik işçileri olmazsa pislikten kımıldanamaz hale gelinir.
Temizlik işçileri olmadan yaşanabilir bir hayatı kurmak mümkün değildir. Şov meraklısı belediye başkanları şov süresince çöp torbası taşıyıp ellerini kirletirler. Şov bittiğinde çöp dağları büyümeye başlar.
İzmir grevine çıkan işçileri iktidarın ekmeğine yağ sürmekle suçlayanlar var.
tersine grev kırıcılık iktidarın ekmeğine yağ sürmektir.
AKP iktidarı grev yasaklarıyla meşhurdur.
İBB başkanı da grevi yasaklamaya çalışmasıyla minik bir iktidarcık olarak AKP’ye özenmektedir.
Yoksa biz işçiler hem İmamoğlu’nun özgürlüğü için hem de ücretlerimize zam yapılması için aynı anda mücadele etmesini biliyoruz.
Baskı nereden gelirse gelsin karşıyız.
Grev kırıcılığını meşrulaştırmak için bu grev AKP’ye yarar diyenler yalan söylüyor. AKP’ye yarayan tek şey grev yapma hakkının yasaklanmasıdır.
AKP’ye yarayan tek şey grev kırıcılığıdır.
AKP’ye yarayan tek şey greve çıkan işçilere yönelik sağcı yalanlarla halkın kafasını karıştırmak için kara propaganda yapmaktır.
AKP’ye yarayacak diye İZBB’nin işçi düşmanı, grev düşmanı, demokrasi düşmanı uygulamalarına sessiz kalamayız.
