Grev bir turnusol kağıdıdır

Grevler, kitle hareketleri, işçi sınıfının örgütleri ve nasıl mücadele edeceği sadece bugüne ait bir tartışma değil. Ne grev karşıtları bugün türedi ne de grevlerin kitle hareketlerinin ne kadar önemli ve dönüştürücü olduğunu söyleyenler sadece bugünün Marksistleri.

İzmir Belediye işçilerinin grevi toplumu ikiye böldü. Bir yerde belediye çalışanlarını küçümseyenler bir yerde talepleri ile dalga geçenler, ırkçı açıklamalarla grevcileri aşağılayanlar ve grevin, mücadelenin yanında olanlar. 1994 “çöpçü grevi” de aynı şekilde tartışmalara sebep olmuştu. O zaman da yine grev karşıtları her tarafın çöp yığınları ile dolduğunu, bunun kabul edilemez olduğunu anlatıyordu. Bu tartışmalar Marksizm’in işçi sınıfının kurtuluşunun kendi eseri olduğu ve işçi sınıfının hayatı durdurup taleplerini dile getirebildiği grev silahının ne kadar güçlü bir mücadele aracı olduğu vurgularının doğruluğunu tekrar tekrar gösteriyor.

Grevler ve Marksizm

Grevler, kitle hareketleri, işçi sınıfının örgütleri ve nasıl mücadele edeceği sadece bugüne ait bir tartışma değil. Ne grev karşıtları bugün türedi ne de grevlerin kitle hareketlerinin ne kadar önemli ve dönüştürücü olduğunu söyleyenler sadece bugünün Marksistleri. Bu tartışma sınıf mücadelesinin başından beri var. Rosa Lüxemburg bu tartışmalara kendi partisindeki reformistler ve o zamanın anarşistleri ile sürdürdüğü poleimkleri de ekleyerek katıldı. Rosa Lüxemburg’un Marksizm’e katkıları saymakla bitmez ancak reformizme karşı mücadelesi ve reformizme, kitlesel grevlere ve grevlerin içinde “reform” taleplerine bakış açısı bizlere muazzam bir kaynak sunuyor, deneyim aktarıyor.

Rosa Lüxemburg’un katkısı

Lüxemburg 1906 yılında Kitle Grevi Parti ve Sendikalar broşürünü Rusya’da gerçekleşen 1905 devriminin önemini kavrayarak ve derslerine bakarak yazdı. Kitle grevlerinin ne kadar dönüştürücü olabildiğini, bazen ekonomik taleplerle bazen siyasi taleplerle başlayan grevlerin sebebi ne olursa olsun politikanın ekonomiden ayrılamaz olduğunu da ispatladığı bakışının merkezi noktalarından birisiydi. Her kazanılan grev işçi sınıfının yapabileceklerini gösteren, politik olarak ufkunu açan ve kendine güvenini tazeleyen bir zaferdir. 1905 devrimini gözlemleyen Rosa Lüxemburg kitle grevinin ‘devrimin kalp atışı ve aynı zamanda onun en canlı ve dinamik gücü’ olduğunu söylüyordu.

Lüxemburg kitle hareketinin her zaman içinde yer aldı. Tüm hayatını ve deneyimini işçi sınıfının kitlesel mücadelesini merkeze koyarak gerçekleştirdi. Kitle grevi broşürünü de Rusya’da 1905’te yaşanan genel grev ve ardından gelen devrim deneyimine bakarak kaleme aldı.

1905’te Rusya’da neler oldu?

Rusya’da işçiler ekonomik taleplerle kitlesel greve çıktılar. Mücadele ekonomik taleplerle başlamıştı ama hızla Çarlığa karşı politik talepleri içeren bir harekete dönüştü. Ardından işçiler kendi öz örgütlenmeleri olan sovyetleri oluşturdu. Parti ve sendika (bazen bunlar iç içe ve organik bağ içindedirler) bürokrasinin devrimci dalgalanmaları nasıl kesebileceğini işçi sınıfının kendi gücüne güvenmek gerektiğini anlatıyordu. Hareketi ileri atanın sınıfın kendi mücadelesi olduğunu ve sınıf hareketine ket vurmaya çalışan bürokrasinin ise ancak bu sınıf mücadelesinin kararlılığıyla yıkılabileceğini anlattı.

Her Marksist gibi Rosa Lüxemburg da işçi sınıfının iktidarını temel aldı. Tartışması kitle grevlerinin sınıfın kendisini ve toplumun bütününü nasıl dönüştürüp geliştirebileceğine dairdi.

“Bu ilk doğrudan genel eylem bir elektrik şoku gibi … milyonlar ve milyonlar arasında ilk sınıf bilincini oluşturuyor…”
Rosa Lüxemburg hiçbir kitlesel işçi hareketini küçümsemedi. Ekonomi ile politik mücadelenin nasıl da içiçe geçtiğini, birleştiğini ve birbirini beslediğini şu şekilde anlatıyor: “Şurada sekiz saatlik işgünü için mücadele ediliyor, orada parça başına işe karşı direniliyor, burada bir acımasız ustabaşına karşı, bir başka yerde istenmeyen cezalara karşı mücadele ediliyor, her yerde daha iyi ücret isteniyor, ve şurada, burada ev işine karşı çıkılıyor.

Mücadelenin odağı politik konulardan ekonomik konulara ve sonra tekrar geriye dönüşüyor giderek daha ve daha çok insanı kapsıyor ve genel, devrimci bir kimlik oluşturuyor.

Grev komiteleri birleşerek bütün bir kasabayı, kenti yönetmeye başlıyor.”

Grev, reformlar için mücadele ve sınıf bilinci

Lüxemburg bir yandan reformlar için mücadelenin, en ufak bir sınıf mücadelesinin küçümsenmemesi gerektiğini anlatırken diğer yandan Alman Sosyal Demokrat liderlerin “kapitalizmi ele geçirelim” fikriyle de amansızca tartışıyordu.

1905 devriminden sadece kitlesel grevlerin neye dönüşebileceği, nasıl başlayabileceği, grevlerde ve yaygın eylemlerde partinin rolünü, sendika bürokrasisi ve sosyal demokratların tutumlarının yanlışlığı sonuçlarını çıkarmadı. Kitle Grevi Parti ve Sendikalar broşüründe yazdığı gibi son derece somut enternasyonalist bir politika ile 1905 devrimine baktı.
İzmir’de greve çıkan işçilere yönelik saldırganlık iki noktayı net bir şekilde gösterdi: birisi, muhalefet içinde grev konusunda yaşanan kafa karışıklığının düzeyi. Bu karışıklık aşılmalı ve grev silahının önemi sol muhalefet açısından tartışmasız bir şekilde sahiplenilmelidir.

İkincisi ise her grev büyük bir sınıf mücadelesinin bir laboratuvarıdır. Her grev, daha yaygın mücadelelerin, direnişlerin, tartışmaların ve daha keskin sınıf mücadelesinin tohumlarını içinde taşır. Bir grevin bir günü bu direnişin başarıya ulaşıp ulaşmadığından bağımsız olarak greve katılan işçilerin politik ufkunda dev sıçramalar yaratır. Kimin dost kimin düşman olduğunu gösteren turnusol kağıdıdır grevler aynı zamanda.

Özden Dönmez

son yazıları

Marksizm 101 - Sosyalistler ve sendikal hareket
Beyaz Saray’ın düşman kardeşleri
CHP üstündeki iktidar baskısı, seçme-seçilme hakkımızı elimizden alıyor

ilginizi çekebilir

turkiyeyi-anlamak-icin-ogretici-bir-olay-izmir-grevi
Marksizm 101 - Sosyalistler ve sendikal hareket
Vegas-cybertruck-DB-250102_1735813211197_hpMain_16x9
Beyaz Saray’ın düşman kardeşleri
chpli-5-belediye-baskani-gorevden-uzaklastirildi-qbch
CHP üstündeki iktidar baskısı, seçme-seçilme hakkımızı elimizden alıyor