Raporda, aralarında Google, Amazon ve Microsoft gibi büyük teknoloji firmalarının da bulunduğu 60’tan fazla şirketin adını vererek bu şirketlerin “İsrail’in işgal ekonomisinin soykırım ekonomisine dönüşmesine” karıştıklarını belirtiliyor. Şirketlerin, işgal altındaki topraklarda insan hakları ihlallerine ve uluslararası suçlara nasıl katkı sunduğunu detaylı olarak sunuluyor.
“Soykırıma dönüşen bir işgalin ekonomi politiğine ışık tutan bu rapor, sonsuza dek sürecek işgalin nasıl silah üreticileri ve büyük teknoloji şirketleri için ideal bir deneme alanı haline geldiğini, yatırımcıların, özel ve kamu kuruluşlarının ise nasıl özgürce kâr ettiklerini ortaya koyuyor.”
Rapor çok sayıda büyük şirketin, İsrail’in apartheid ve militarizmiyle ayrılmaz finansal bağlara sahip olduğunu gösteriyor. Ayrıca, bu şirketlerin, işgal altındaki toprakların “benzersiz test alanı” olmasından faydalandıklarını da belirtiyor.1
Örneğin ABD merkezli Lockheed Martin’in F-35 savaş uçaklarını, İsrail’in silah şirketi Elbit’in insansız hava araçlarını, drone’ları ve diğer teknolojileri “savaşta test edilmiş” olarak pazarladığını anlatıyor.
7 Ekim sonrasında, Microsoft Azure ve Google ile Amazon tarafından yürütülen Project Nimbus Konsorsiyumu’nun “kritik cloud ve yapay zeka altyapısıyla devreye girdiğini” gösteriyor.
Ayrıca İsrail ordusu tarafından Gazze savaşı sırasında hedefleri işlemek ve oluşturmak için geliştirilen yapay zeka sistemlerine odaklanıyor ve Palantir Technology Inc ile İsrail arasında Ekim 2023’ten önceki işbirliğine de işaret ediyor.
İklim değişiminin en büyük sorumluları olan Chevron, BP, Glencore, Drummond gibi enerji ve madencilik devleri de İsrail’in enerji ihtiyacını karşılıyor, bu da askeri ve sivil altyapının devamını sağlıyor.
Blackrock, Vanguard, Allianz, AXA gibi dev yatırım ve sigorta şirketleri, İsrail devlet tahvillerine ve işgalden kâr eden şirketlere milyarlarca dolar yatırım yapıyor.
BNP Paribas, Barclays gibi bankalar, İsrail’in askeri harcamalarını finanse ediyor.
Yerleşimlere destek
Şirketler doğrudan savaşa destek vermenin yanısıra İsrail yerleşimlerine de aktif destek vererek kâr ediyor. Filistinlilerin sürülmelerine ve öldürülmelerine ortak oluyorar.
Rapora göre; Caterpillar, Hyundai, Volvo gibi şirketlerin iş makineleri, Filistinlilerin evlerinin, altyapısının ve tarım arazilerinin yıkımında kullanılıyor. Heidelberg Materials (Hanson Israel) gibi şirketler, Batı Şeria’dan çıkarılan taş ve madenlerle yasadışı yerleşimlerin inşasına katkı sağlıyor.
Booking.com, Airbnb gibi platformlar, işgal altındaki topraklarda konaklama ve turizm hizmetleri sunarak yerleşimlerin meşrulaşmasına katkı sağlıyor.
Amazon, Carrefour gibi perakende devleri, yerleşim ürünlerini küresel pazara taşıyor.
Bu daha başlangıç
Kapitalist savaş ekonomisinin nasıl işlediğini, Batılı devletlerin neden İsrail’e destek vermeye devam ettiklerini ekonomi politik bir perspektiften ele alan raporda aslında bin kadar şirketin ismi geçiyor ancak 60 kadar şirket hakkında doğrudan iddialara yer verilmiş. Yani bu konuda daha kapsamlı çalışmalar yapma ihtiyacı ortaya konulmuş oldu.
Albanese, BM üyesi ülkelere İsrail’e yaptırım ve silah ambargosu uygulamaları, Filistinlileri tehlikeye atan tüm kişi ve kuruluşlarla ticari anlaşmaları ve yatırımcı ilişkilerini askıya almaları çağrısında bulunuyor.
Ayrıca Uluslararası Ceza Mahkemesi ve ulusal yargı organlarının “uluslararası suçların işlenmesinde ve bu suçlardan elde edilen gelirlerin aklanmasındaki rolleri” nedeniyle şirket yöneticileri ile kuruluşlar hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatması gerektiğini de vurguluyor.
Rapor ve sonuç olarak yaptığı çağrılar küresel boykotun ve BDS (Boykot, Yatırımların Çekilmesi ve Yaptırımlar) Hareketi’nin ne kadar önemli ve etkili olduğunu da böylece göstermiş oldu.
1. Benzer bir çalışmayı daha önce Antony Loewenstein de “Filistin Laboratuvarı: İsrail İşgal Teknolojilerini Dünyaya Nasıl İhraç Ediyor?” başlıklı kitabında yapmıştı.
