Türkiye tarihinin en kritik seçimi için geriye saymaya başladı. Kaptı kaçtı seçimini kritik yapan seçim sonucunda “Türk usulü Cumhurbaşkanı Başkanlık” sisteminin geleceğinin ne olacağının ortaya çıkacak olması. Tam anlamıyla yasası bile olmayan seçim kararı oldu bitiyle alındı. Hukuksal altyapısı, seçim kararından sonra oluşturulacak seçimlerde, bir süredir kısmen uygulanmakta olan “tek adam” rejiminin hukuksal, kurumsal ve idari işleyişinin belirmesi veya tam tersine parlamenter sistem denilen mevcut anti demokratik cumhuriyetin yeniden ihyası oylanacak.
Aslında 15 yıldır iktidarda olan partinin mantalitesi, keyfi uygulamalarının ve memleketi yönetme tarzının insanlarda yarattığı endişe, korku ve mağduriyetin ortaya çıkardığı kutuplaşan, ayrışan toplum gerçeğinin devamı veya değişimi oylanacak. İnsanlar yaşadıklarından hareketle geleceklerinin bu tarzda devam edip etmemesine oy verecekler. Bizzat tecrübelerini, yorgunluklarını, bıkkınlıklarını oylayacaklar.
Büyük olasılıkla, seçim sürecinde büyük sürprizler yaşanmazsa seçmenin yarısından az fazlası veya azı, 15 yıllık iktidar partisinin politikalarından memnun olanlar, nemalananlar, komşusunun, iş ve okul arkadaşının ötekileştirilmesini, vatan haini veya terörist ilan edilmesini ve her şeyin bir kişinin sözü ile belirlenmesini doğru, yerinde bulanlar iktidarın devamından yana oy kullanacak.
Seçmenin geri kalanı ise, kişisel, siyasal, normatif veya içselleştirdikleri toplumsal, siyasal, kültürel değerler nedeniyle, iktidar partisinin politikalarına, siyasal tercihlerine karşı, şikâyetçi, mağdur oldukları veya yanlış buldukları için iktidarın değişmesi doğrultusunda oy kullanacaklar.
İktidarın devamını isteyenler Cumhur ittifakı adı altında birleşmiş ve siyasetlerini tekleştirmiş durumdalar. Yani Cumhurbaşkanı Başkanlık sitemine tam geçmekle yaratmak istedikleri rejim konusunda ve yönetim tarzında ortaklaşmış durumdalar.
Geri kalanların ise ortak noktaları devlet olanaklarını ve kurumlarını kullanan Cumhur İttifakı’nı acilen sandıkta mağlup etme dışında hangi noktalarda, ne kadar ortaklaştırdıklarını ancak seçim beyannamelerinden öğrenebileceğiz. Bir anlamda Cumhur İttifakı’nı sandıkta yenmek mecburiyeti hissederlerken, diğer taraftan kendi aralarındaki sorunları da fazlaca önemser durumdalar. Her birinin geçmiş sicilinde toplum hafızasında yer etmiş bir çizik mevcut.
Ancak hukukun üstünlüğü, demokratik hak ve özgürlükler, kuvvetler ayrılığı dâhil temel sorunlarda Cumhur İttifakı’ndan farklılıkları ve ne önerdikleri bilinir değil. Bu durumun sürdürülmesi güçlü alternatif odağın belirmesini çok fazla geciktiriyor.
Hafta sonu iktidar blokunun, seçim hilelerini bertaraf etmek ve kamuoyuna mesaj vermek amacıyla CHP milletvekillerinden 15’inin İYİ Parti’ye katılmış olması, Cumhur İttifakı saflarında şok ve panik yaratmışa benziyor. Bu durum ciddi tartışmalara ve eleştirilere yol açacağı gibi seçimlere dönük yeni bir sürecin başlangıcının işareti de olabilir.
Cumhur İttifakı, OHAL yetkileriyle donatılmış devletin sopası ve olanaklarıyla estireceği korku rüzgarıyla başarı elde etmeye çalışacak. Karşısındakiler de bu korku rüzgarına direnç gösterecekler.
Bu koşullar altında elde edilmiş ve toplumun hücrelerine kadar kutuplaştırıldığı kabak gibi ikiye bölündüğü, demokrasinin, hukukun, eşitliğin kırıntılarıyla elde edilecek başarı, ancak “Pirus Zaferi” olacaktır. Bu, kazandım sananın kaybetmesi ve mevcut siyasal kriz hâlinin sürmesi anlamına gelecek bir sonuç olur. Hiçbir toplum bizdekine benzer bir biçimde tam ortadan ikiye bölünerek ve bu derin bir kutuplaşma yaşayarak yönetilemez. Toplumun sürekli sopalayarak yönettiğini sananlar “bir gece ansızın” kapı önüne konulmaktan kurtulamazlar.
Gerçek bir zaferi tatmanın ve siyasal krize son vermenin yolu, Türkiye’nin gidişatından endişe duyanların, iktidarın politikalarına karşı duranların seçmene güven verici bir tarz tutmalarında ve yaratılmak istenen korku rejiminin temel parametrelerinin yerine ne koyacaklarını belirlemelerinden geçiyor.
Hakan Tahmaz
(www.hakantahmaz.com)