Hafta başında Hürriyet okuyan herkes Türk olmanın gururunu yaşamış olmalı. Ben yaşadım. Sevinçten uçtum.
"Uçuran Türk" manşetini okuyup da uçmamak mümkün değildi.
Habere göre, yüzde 100 elektrikli bir otomobil içinde sürücü olmadan 256 kilometre hıza ulaşmış.
Tamam, bu çok ilginç olmayabilir, ama haberin devamı şöyle:
"Dünyada büyük yankı uyandıran ve birçok uluslararası ajansın paylaştığı bu otomobilin mimarı Amerika’da yaşayan Kâmran Türkoğlu isimli 35 yaşında bir Türk mühendis."
Öncelikle, mühendisin isminin Türkoğlu olması çok güzel. Böylece dünyanın ve uluslararası ajansların herhangi bir hata yapması engellenmiş oluyor. Mühendisin Türk olduğunu kimse gözden kaçıramaz.
Yaşadığımız sevinç, Aziz Sancar'ın Nobel Ödülü almasını hatırlattı bana. Bir kez daha pencerenin önüne gidip "Ne mutlu Türk'üm diyene!" diye bağırdım.
Sonra işin içine şeytan karıştı, Sancar gibi Türkoğlu'nun da Türkiye'de değil Amerika'da yaşayan, çalışan, araştırma yapan bir adam olduğunu düşündüm.
Türkoğlu, 26 yaşında Amerika'ya gitmiş. Minnesota Üniversitesi’nde doktora yapmış. İki yıl Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’da çalışmış. Şimdi San Jose Üniversitesi'nde çalışıyor. Aynı zamanda 2016’da Silikon Vadisi'nde NextEV firmasında çalışmaya başlamış. NextEV, daha sonra NIO ismini alarak elektrikli ve insansız otomobil geliştirmeye başladığında Türkoğlu bu projede çalışmış ve "aracın beynini tasarlayan ekibin başında" yer almış. Diyor ki, "NIO, Silikon Vadisi’nde ofis açarak ilk çalışanlarını almaya başladı. Ben 188’inci çalışanıyım."
Dikkatimi çekti.
Hürriyet'in sandığı gibi "uçuran Türk" yok; söz konusu Türk şirketin 188. çalışanı; bir ekip olarak çalışıyorlar; bu ekip otomobilin sadece bir bölümünü çalışıyor. Ama diğer 187 kişi Türk olmadığı için önemsiz; otomobili uçuran sadece Türkoğlu!
Bir de şu dikkatimi çekti:
Sormuşlar, “Türkiye’ye geri dönmeyi ve burada bir proje geliştirmeyi veya bir şirket kurmayı düşünüyor musunuz?"
Herhalde kibar bir adam olduğu için, "Saçmalama lan!" dememiş. “Açıkçası şu anda böyle bir düşüncem yok” demiş.
İlginçtir, koyu Türkçü ve milliyetçi olan Aziz Sancar'ın da dönmeye niyeti yok. "Rize'de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nde hoca olmak isterim" dediğini duyan olmadı hiç.
İkisi de biliyor, bir Türk'ün bilim alanında başarılı olması için yurtdışında bir üniversitede çalışıyor olması gerek.
Niye mi?
Barış çağrısı yapan bir bildiriye imza attığı için akademisyenlerin işten atıldığı bir memlekette üniversite filan yoktur da ondan.
Roni Margulies
Not: Barış İçin Akademisyenler davalarını takip etmek için: https://barisicinakademisyenler.net/