Bir erkekle bir kadın tokalaşabilir mi? Tokalaşırsa bu hemen cinsel ilişkiye mi yol açar? Açarsa, çok mu kötü olur?
Adıyaman Üniversitesi Rektörü Mustafa Talha Gönüllü’ye şahsen ulaşamadığım için, bu soruları kendisine soramıyorum. Ama vereceği cevapları biliyorum.
Biliyorum, çünkü şöyle yazmış: “Yabancı bir kadın ile tokalaşmak, ateş tutmaktan daha korkunç...”
Bu yazdıkları sadece kendi görüşleri değil. İlahiyatçılar arasında eskiden beri tartışma konusu.
Örneğin, 2008’de Diyanet İşleri Başkanlığı bir ilmihal yayınlamış ve kadınların erkeklerle tokalaşmasını yasaklayan herhangi bir ayet veya hadis bulunmadığını belirtmiş.
Konu 2010’da 29 Ekim resepsiyonunda bazı milletvekillerinin Hayrünnisa Gül’ün elini sıkmaması nedeniyle yine gündeme gelmiş. Diyanet İşleri Başkanı, “Biz hanımefendilerin uzattıklarında ellerini sıkıyoruz bunda bir sorun görmüyoruz. Bu medeni dünyanın âdetidir. Bunu tartışmamız bile beni rahatsız ediyor” derken, ilahiyatçı Ali Rıza Demircan, “Aktif cinsel duyguları sönmüş yaşlılar arasındaki tokalaşmalar mubahtır. Birbirleriyle evlenebilir konumda olan, aralarında mahremiyet ve nikâh bağı bulunmayan kadınla erkek arasındaki tokalaşma ise amacına göre farklı hükümleri içermektedir” demiş.
Bir başka ilahiyatçı, Prof. Dr. Beyza Bilgin ise “Doğruluğu kesin olmayan ‘Kadın eli tutan ateş tutmuştur’ şeklinde bir hadis var. Kadın elini tutmayı zinaya götüren yol olarak görüyorlar, ‘Önce kadının elini tutarsın, sonra koluna sarılırsın, tüm bunlar adım adım ilerler ve bunlar tehlikeli adımlardır’ diye düşünüyorlar. Önemli olan niyettir. Kişiler de niyetleri neyse ona göre yargılanacaklardır” demiş.
Ali Bulaç’ın görüşleri ise şöyleymiş: “Bu konuda insanları kendi düşünceleriyle baş başa bırakmak gerekir. Ne kadının elini sıkanın haram işlediğini söylemeli, ne de kadının elini sıkmayanın çağdışı veya gerici olduğunu söylemeli. İnsanlar neye inanıyorsa ona saygı duymak gerekir.”
Bütün bunlar zerre kadar ilgimi çekmiyor. İlahiyatçılar ve başkaları istediği görüşü belirtebilir, günlerce gecelerce tartışabilir. İsteyen tokalaşır, istemeyen tokalaşmaz. Tokalaşma hakkına da, tokalaşmama hakkına da saygı gösteririm.
Rektörün ise böyle bir hakkı yoktur. Laik olduğunu iddia eden bir devletin kamu görevlisi olarak bu konuda ona susmak düşer.
Yazdıkları tepki alınca, suçuna suç ekleyip “Rahatsız olanların İslam’a karşı olduklarını zaten biliyoruz” demiş.
Halt etmiş.
Ben İslam’a da, başka bir dine de karşı değilim. Sen ise bize kendi dininin vecibelerini dayatmak istiyorsun.
İstifa et, sonra ne istersen söyle. Yarısı kadın olan 20 bin öğrenciden sorumlu bir Rektör olacaksan, haddini bil, sesini kes.
Roni Margulies
(Sosyalist İşçi)