Londra’da sekiz kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıdan sonra, İngiltere sokaklarında İngiliz vatandaşı Müslümanlara karşı saldırılarda ve nefret suçlarında ciddi bir artış oldu.
Londra belediye başkanı Sadık Khan’ın duyurduğu rakamlara göre, 2017 ortalamasına kıyasla İslamofobik saldırılar beş kat artmış ve genel olarak ırkçı olaylar yüzde 40 oranında yükselmiş.
Kayıtlara geçen nefret suçları günde 54 olay. Oysa 2017 ortalaması 38 olaymış.
Müslüman düşmanlığının saptandığı suçların ortalaması bu yıl günde dörtten az iken, Londra saldırısından sonra günde 20’ye yükselmiş.
İngiltere’de durum böyleyken, Amerika’da geçtiğimiz Cumartesi günü 30 ayrı şehirde “şeriat karşıtı” gösteriler düzenlendi. Sanırsınız ki, Amerika’da şeriatçılar iktidara gelmek üzere veya her ân bir İslam Cumhuriyeti kurulmak üzere! Elbette değil! “Şeriat karşıtı” ifadesi Müslüman düşmanlığı anlamına geliyor. Gösteriler şeriata değil, Müslümanlara karşı. Londra’dan verdiğim rakamların gösterdiği gibi.
Amerika ve Avrupa’da İslamofobi yeni bir şey değil. İkiz Kuleler saldırılarından, Irak’ın işgalinden beri yükseliyor. Üstelik Batı’da egemenler, Ortadoğu’da yaptıklarını haklı göstermek amacıyla İslam düşmanlığını bilerek, isteyerek, devlet politikalarıyla yükseltiyor. Başka türlü Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da, Mısır’da, Suriye’de yaptıklarını nasıl meşru gösterebilirler ki?
Meseleye bu kadarıyla bakınca, moral bozucu bir tablo çıkar ortaya.
Ama mesele bundan ibaret değil.
İngiltere’de saldırıda ölen gençlerden birinin babası, o derin acıyı yaşarken, “Oğlumun ölümünü, İslam düşmanlığına hizmet edecek şekilde kullanamazsınız” diye demeç verdi.
Ve saldırıdan çok kısa süre sonra, İslamofobiyi seçim kampanyasına dahil eden başbakan Theresa May genel seçimlerde ciddi bir oy kaybı yaşadı.
Buna karşılık, ırkçılığa ve İslam düşmanlığına hiç ödün vermeyen, bunlara karşı açıkça kampanya yürüten muhalefet partisi başkanı Jeremy Corbyn hiç kimsenin beklemediği, inanılmaz bir başarıyla çıktı seçimlerden.
Amerika’da ise, “şeriat karşıtı” gösteri düzenlenen her şehirde karşı gösteriler gerçekleştirildi. Ve her yerde ırkçılık karşıtları “şeriat karşıtları”ndan daha kalabalıktı. Her yerde “Müslüman komşularımızla omuz omuzayız”, “Müslümanlardan değil Trump’tan nefret et” ve “Nefrete hayır, korkuya hayır, Müslümanlar aramıza hoşgelir” pankartları taşındı.
Kısacası, Batı’da İslam düşmanlığı yükseliyor, Trump gibileri daha da yükseltmeye çalışıyor, doğru. Ama bu, madalyonun sadece bir yüzü. Öbür yüzünde, ırkçılığa karşı mücadele de yükseliyor, sağcı ve ırkçı liderlere tepki de yükseliyor.
Roni Margulies
(Sosyalist İşçi)