Roni Margulies

Roni Margulies son yazıları

Roni Margulies tüm yazıları

27.01.2017 - 05:32

İlk dört madde

Öyle bir el çabukluğu marifet ile karşılaştık ki, anayasa filan tartışmıyoruz. Tartışacağımız da yok.

Sadece başkanlık tartışıyoruz. Hatta başkanlığı bile değil, sadece Tayyip Erdoğan'ın başkanlığını tartışıyoruz.

Oysa, daha birkaç sene önce, yeni ve farklı bir anayasa ihtiyacı yaygın bir kabul görüyordu. AKP üye ve kurmayları ve hatta Tayyip Erdoğan da bu kabulü paylaşıyor ve hatta sık sık gündeme getiriyordu.

Değişmesi gerektiği en açık olan kısımların başında ünlü "ilk dört madde" geliyordu (ve geliyor). Hani "değiştirilmesi teklif edilemez" olan dört madde.

Bunları herkesin bildiği varsayılır hep, ama ben yine de hatırlatayım:

"Madde 1.– Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

Madde 2.– Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Madde 3.– Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı 'İstiklal Marşı'dır. Başkenti Ankara'dır.

Madde 4.– Anayasanın 1inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez."

Son cümledeki "değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez" saçmalığını bir kenara bırakalım. İnsan toplumları değişken, dinamik ve hareketlidir; toplumsal olan her şey değişir ve değiştirilebilir. Üç beş tane generalin "değiştirilemez" demesi hiçbir şeyi etkilemez.

Teklif edilememesi ise iyice komik. İşte buyrun, bakın, ben şu anda teklif ettim.

Bu anlamsız komiklik dışında, rahatsız edici iki nokta var bu maddelerde.

Biri, Atatürk milliyetçiliğine bağlı olma kavramı. Biri de, dilin Türkçe olması.

Dikkat ederseniz, tam da bu iki konu Türkiye toplumunun en azından on yıldır harala gürele tartıştığı konular. Önemli değişikliklerin teklif edildiği konular. Teklif ne kelime? Kıyısından köşesinden değişikliklerin gerçekten yapılmaya başlandığı konular.

Atatürk milliyetçiliği söz konusuysa, "Andımız" kaldırıldı, her okulda 19 Mayıs törenleri yapma adeti kaldırıldı. Dil söz konusuysa, anadilde eğitim konusu gündemin önemli bir maddesi haline geldi, TRT Kürtçe yayına başladı, Kürtçe dersleri uygulanır oldu.

Yanlış anlaşılmasın; "Ve sorunlar çözüldü" demiyorum. Diyorum ki, ilk dört maddedeki sorunlu iki konu bu toplum tarafından uzun uzun tartışıldı ve sorunun çözülmesi doğrultusunda ufacık da olsa adımlar atılabildi.

"Türklüğün tarihî ve manevî değerleri"

Mesele bundan ibaret olsa, diyebilirdim ki, kalsın o zaman bu maddeler, toplum nasılsa aşıyor artık bunları.

Ama biraz daha dikkatli okuyalım. Madde 2'de şu var: "Türkiye Cumhuriyeti... başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan... bir hukuk Devletidir".

Neymiş başlangıçta belirtilen bu temel ilkeler?

Anayasa'nın başında, ilk dört maddeden önce "Başlangıç" bölümü var. Çok uzun değil. Benim bu yazımdan daha kısa. Ama Türkiye Cumhuriyeti işte bu "Başlangıç" bölümündeki temel ilkelere dayanıyormuş.

"Başlangıç" bölümü baştan aşağı "Türk varlığı", "Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisi", "Türk millî menfaatleri", "Türklüğün tarihî ve manevî değerleri" ile dolu.

Bazı madrabazlar, "Yahu, biz 'Türk' derken bu topraklarda yaşayan hepimizi kastediyoruz" der.

Biz Türk olmayanlar ise, kimi kastettiklerini çok iyi biliriz; 90 yıllık cumhuriyet tarihi boyunca çok iyi öğrendik. Öğretildi bize.

Hadi benim neyi öğrenip neyi öğrenmediğim çok da önemli değil. Ama gelin görün ki, Kürt halkı da öğrendi.

İşte bu nedenledir ki, bu ilk dört maddeyi ve bu maddelerin dayandığı "Başlangıç" bölümünü değiştirmeden yazılan bir anayasa, beni ve Kürtleri ve daha pek çoğumuzu dışlamaya devam edecektir. Yok hükmündedir. Eninde sonunda tekrar değiştirilmeye mahkûmdur.

Ve değiştirileceği güne kadar Türkiye'de kalıcı bir barışın, huzurun, eşitliğin, adaletin önünde engel oluşturmaya devam edecektir.

Roni Margulies

[email protected]

(Sosyalist İşçi)


Bültene kayıt ol