Muhammedu Buhari geçen yıldan beri Nijerya Cumhurbaşkanı. Emekli tümgeneral. Daha önce, 1983’te gerçekleştirdiği darbenin ardından da iki yıl cumhurbaşkanlığı yapmış.
Geçen hafta Almanya’ya yaptığı resmî ziyaret sırasında, Angela Merkel ile yan yana basının önüne çıkmışlar.
Eşi Ayşe Buhari’nin dile getirdiği siyasî eleştiriler hakkında ne düşündüğü sorulmuş.
Yüzünde hınzır bir delikanlı gülümsemesiyle, “Eşimin yeri benim mutfağımdır, oturma odamdır ve evimdeki diğer odalardır” demiş.
Fotoğrafını bulamadım maalesef, ama haberlere göre Merkel’in yüzünü karanlık bir ifade bürümüş, sonra geçmiş.
Avrupa’nın en güçlü ülkesinin 11 yıldır başkanı olan Merkel’in kocasını tanıyan var mı?
Ben tanımıyorum; hiç duymadım. Baktım: kuantum fizikçiymiş, profesörmüş. Evde hangisi yemek pişiriyor, öğrenemedim.
Merkel, 1995’te bir köpeğin saldırısına uğradığından beri köpekten korkarmış. Birlikte yaptıkları bir basın açıklamasına 2007’de Vladimir Putin labrador köpeğiyle gelmiş. Sonrasında Merkel şöyle demiş: “Niye böyle bir şey yapmak zorunda olduğunu anlıyorum: Erkek olduğunu kanıtlaması gerek...”
Dünya nüfusunun yarısını küçük görmek, üstelik Merkel gibi bir kişinin yanında dururken bile kadınları mutfakla ilişkilendirmek sadece Afrikalı öküzlere özgü değil elbet. Batı’da da öküz çok.
Önümüzdeki ay belki de Amerika cumhurbaşkanı seçilecek olan Trump’a ne demeli? Birkaç yıl önce yaptığı bir TV kaydında, “star” olduğu için her istediği kadına istediği gibi sarkıntılık edebildiğini söylediği ortaya çıktı.
Ardından, bir dizi kadın gerçekten de kendilerini taciz ettiğini söyledi. Ve Trump, öküzlüğünü kanıtlamak amacıyla olsa gerek, bu kadınların bazılarının taciz edilemeyecek kadar “çirkin” olduğunu iddia etti.
Kazanma şansını giderek kaybediyor, ama yine de bu herife oy verenler olacak!
Amerikalı (veya Nijeryalı) doğmadığı için şükretmek geliyor insanın içinden.
Türkiye vatandaşları olarak bizim durumumuz farklı elbet.
Bizim devlet büyüklerimiz Buhari, Putin ve Trump gibi değil.
Bizimkiler cinsiyetçi olmakla, kadınları aşağılamakla kalmaz. Milliyetçiliği, ırkçılığı ve yabancı düşmanlığını da ihmal etmezler.
Bunlardan bir tanesi geçenlerde Trabzon’da halka hitap ederken şöyle demiş örneğin:
“Öleceğiz. Bir adam gibi ölmek var, bir de madam gibi ölmek var. Ölelim, ama adam gibi ölelim.”
Ne müthiş bir ustalık!
Kısacık üç cümlede hem kadınları küçümsemek, hem yabancıları aşağılamak, hem de ölmeyi, öldürmeyi kutsamak!
Vallahi helal olsun. Ne mutlu Türk’üm diyene.
Roni Margulies
(Sosyalist İşçi)