İkinci Ordu Komutanı Korgeneral Temel, PKK’ya yönelik operasyonlara komuta eden Tuğgeneral Ersay’ı Çukurca’da ziyaret edip bir plaket sunmuş. Hürriyet gazetesinin “Moraller Yüksek” başlıklı haberine göre, “Temel, zaman zaman Mehmetçik’le şakalaşırken komutanların morallerinin yüksek olduğu görüldü.”
Milliyet’ten Serpil Çevikcan ise, aynı gün, “Yeni yasama yılının açılışı nedeniyle Meclis’teki resepsiyonda komutanlarla sohbet ettik” diye yazmış. Sevimli, güzel, moralli bir sohbet olmuş.
Resepsiyonda tüm dikkatler “salonun merkezindeki bir masada konumlanan” Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile kuvvet komutanlarındaymış.
Akar’ın eşi Şule Hanım da sohbete katılmış.
Gazeteciler 15 Temmuz’u sorunca Şule Hanım, “O geceyi unutmak istiyorum. Resmen şok” cevabını vermiş.
Genelkurmay Başkanı başta olmak üzere tüm komutanlar gece boyu “geçmiş olsun” dileklerini kabul etmiş, fotoğraf çektirmek isteyenleri de kırmamışlar.
Ancak, konu “PKK ile mücadele ve Fırat Kalkanı Harekâtı’na geldiğinde” komutanların ruh halleri değişmiş.
Jandarma Genel Komutanı Yaşar Güler, PKK için, ”Bu kış tahkimatlarını yapamadılar. Bitirme noktasına yaklaştık. Ama daha işimiz var. Özellikle Kaletepe bölgesinde kümeleşme vardı, bunu dağıttık. Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın ve bakanımızın dik duruşları çok etkili oldu” demiş.
Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak da şöyle eklemiş:
“Örgütün var olduğu günden bu yana en ağır darbeyi yediği bir dönemdeyiz. İnisiyatif güvenlik güçlerimizde. Özellikle silahlı İHA’lar (insansız hava aracı) çok önemli bir görev yapıyor.”
Komutan, ayrıca, Cumhurbaşkanı’nın “Ne bölücü terör örgütü ne de onun güdümündeki parti ve diğer yapılar asla muhatap alınmayacaktır, o iş bitmiştir” sözlerini övmüş.
Bu güzel ve moralli haberleri okuyunca bir iki soru takıldı aklıma.
Moral bozmak istemem, ama yine de sorayım.
Yeni yasama yılının açılışı Genelkurmay’ı ve kuvvet komutanları’nı ne açıdan ilgilendiriyor? Burunlarının dibindeki darbe girişimini engellemekten aciz olan (veya zaten engellemeyi hiç de istemeyen) orgenerallerin yasama ile ne alakası var? Niye “salonun merkezindeki masada konumlanmış” oturuyorlar?
Bir de, “İnisiyatif bizde, örgüt bitme noktasında” sözlerini otuz küsur yıldır duyuyoruz. Hep bitme noktasında, ama hiç bitmedi.
Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve bakanımıza söyleyen hiçbir danışman yok mu: “Yahu, şu barış sürecini tamamen çöpe atmayalım, yarın yine lazım olacak.”
Roni Margulies
(Sosyalist İşçi)