Kürdistan Bölgesel Yönetim Başkanı (KBY) Mesut Barzani’nin, HDP heyetinin ziyareti sırasında sarf ettiği “çatışmanın, savaşmanın sırası değil, Kürdlerin kazanımlarını güvenceye almak ve kalıcılaştırmak gerek” sözleri Kürdlerin geldiği noktayı tarif ediyor. İfade edilen, Güney’de referandumun, Batı’da Kürdlerin statükosunun netleşmesi, Kuzey’de ise çatışmaların sona erdirilmesi ve çözümün başlamasının kaçınılmaz olduğu gerçeği olsa gerek.
Bölge devletleri, Kürdleri bir biçimde eskisi gibi yönetmenin hayaliyle direnç geliştiriyorlar. Kürdlerin mücadelesiyle ve bölgesel, küresel gelişmelerle bunun çok geride kaldığının farkındalar. Şimdi Kürdleri mümkün olduğu kadar en geri konuma rıza göstermeleri için zorluyorlar. Pazarlıklar gerilimler ve çatışmalar bu noktada gelişiyor.
Kürd siyasal güçleri bu tarihsel eşikte çatışma ve varlıklarının kabulü aşamasındaki stratejilerini revize etmek durumundalar. Barzani’nin sözlerinden de anlaşılması gereken budur. Yeni dönemde, Kürdlerin ideolojik farklılığa dayalı rekabetçi ve husumet güden iç ilişkilerinin hacminden fazla zarar verdiği son birkaç yıldır fazlasıyla görüldü.
Bu doğrultuda Kürdistan Aydınları İnisiyatifi (KAİ) aybaşında bir bildiri yayınladı. Bildiride Kürd partilerine birlik ve ortak ordu kurma çağrısı yapıldı. Birliğin gerçekleşmemesi büyük bir sorun olarak tanımlanıyor. “Batı Kürdistan Federasyonu ve Güney Kürdistan’daki bağımsızlık referandumu için ortak tavır sergilemenin kaçınılmaz olduğuna vurgu yapılan bildiride, “TC işgaline karşı konulacak ortak tavır, birlik çalışmalarını başlatmak için iyi bir vesile olacaktır” belirlemesi yapılıyor.
HDP heyetinin güneyli partilere yaptığı ziyarette de benzer konuların ele alındığı basına yansıdı. Bu önemli bir gelişmedir. Çözüm Süreci ilk başladığında PKK Lideri Abdullah Öcalan, Kürdistan Kongresi önerisi küçük hesaplarla başarısızlıkla sonuçlandı. Eş Başkanlık tartışmasına heba edildi.
Batı’nın IŞİD belasının korkusuyla yeni farkına vardığı Kürd siyasal güçlerinin önemi Kürdler tarafından geç bilince çıkarılması, bölge devletlerin emellerinin gerçekleşmesini kolaylaştırdı. Her zaman Kürd siyasal güçler arasındaki sorunlardan yararlanmayı bildiler. Bugün Kürdlerin gelecekleri Ankara, Şam, Tahran ve Bağdat’ın basıncı altında şekilleniyor. Kürd, Arap gerilimi tırmandırılıyor ve koz olarak kullanılıyor.
Kürdlerin içinde bulunduğumuz bu tarihsel eşikte, kendi iç farklılıkları öne çıkarmaya devam ettikleri sürece bizzat kendi işlerini zorlaştırdıkları görülmüştür. Mesut Barzani’nin malum görüşmede ifade ettiği gibi “Kürdlerin biraz da kendilerini eleştirmeleri” sözü bu anlamda çok kıymetlidir. Uzağa gitmeye gerek yok çözüm Kobanê savaşı sırasında yaşananları masaya yatırmak doğru bir yola girmek için iyi bir başlangıç olabilir. Kobanê’de bütün Kürd dinamiklerini içermek Türkiye’nin hesaplarını altüst edeceği belli.
KBY Başkanı Mesut Barzani’nin Avrupa turunda gördüğü ilgi ve destek; Türkiye’nin her türden baskı ve tehdidine karşın, ABD Savunma Bakanı Ash Carter’ın ve Genel Kurmay Başkanı Joe Dunford’un senatoda, Kürdlere silah vermeye devam edeceklerini açıklamaları; PYD’nin Avrupa’dan geniş katılımlı uluslararası kongre toplaması ve nihayetinde ABD’ye bağlı özel kuvvetlerin Suriye’de bazı yerlere ABD bayrağını asması Batı’nın Kürdlerle ilişkisinin boyutunu ve derinliğini gösteriyor.
Bütün bunlar aynı zamanda bölge devletlerin ve tabi ki de esas olarak da Türkiye’nin işlerinin zorluğunun emareleri. Türkiye’nin güvenlik eksenli Kürd ve Kürd korkusuna dayalı bölge politikalarının sıkışmışlığını ve sınırını gösteriyor.
HDP, bütün bunları gören bir yerde konumlanabilirse daha önce yazdığım gibi KBY Başkanı Mesud Barzani, yeni Çözüm Süreci’nin etkin ön düzenleyicisi, aracısı olabilir. Bu aynı zamanda Türkiye’nin normalleşmesini de hızlandırır. Kaldı ki başka bir seçenekte görünmüyor. HDP heyetinin güney ziyaretini, bu anlamda Kürdler arasında yeni bir sürecin ilk adımları olarak değerlendirmek ve gereken açılımların yapılması zorunludur. Sözden fiiliyata geçmenin zamanı gelmiştir. Aksi halde günü birlik yaklaşımlar Kürd hareketinin yavaşlamasına neden olacaktır.
Hakan Tahmaz
(Bas Haber)