Ferhat Kentel

Ferhat Kentel son yazıları

Ferhat Kentel tüm yazıları

05.07.2016 - 14:37

İdeoloji ırka dönüştüğünde...

Her seferinde dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz. Bombalardan parçalanan insanların daha kanları kurumadan, memleket birbirine giriyor.

Evet, bütün bu terör belasını başımıza saran, Erdoğan ve takımının yürüttüğü Ortadoğu politikası olabilir. Evet, bütün bunlar aslında terör saldırısı değildir; yedi düvel bize karşı birleşmiş ve bizi çökertmeye çalışıyor olabilirler.

Ortadoğu ve Balkanlarda uçan kuşların arasındaki hesapları bile jeo-strateji uzmanlarının buna benzer daha başka senaryoları da olabilir. Bu senaryoların hepsi de birbirinden kıymetli ya da birbirinden rezil olabilir.

Ama ortalıkta dolaşan ve her türlü pespayeliği içeren demeç, beyan ve mesajlarla nasıl bir muhataplık ilişkisi geliştirilebilir? Nasıl birlikte konuşulabilir ve nasıl ortaklaşa yas tutulabilir?

Bu memleketin travmalarından nasibini almamış insan yoktur herhalde... Ama geçmişte kendi yaşadığı mağduriyetin intikamını kendi dışında herkesten almak isteyen ve bunu da şimdi güç kazandığı için yapanların sayısı ne yazık ki hatırı sayılır derecede yüksek. Bunların yanısıra, bir de gayet “beyaz” olup, iktidar sahiplerinin koynunda güce ulaşmaya çalışan fırsatçılar var.

Acıklı bir şekilde hastalanmışlık hali yani... Kalpleri hastalanmış; hayata katılaşmış, kösele gibi olmuş, kalbin yerinde duran başka bir organla var olan bir takım insanlar. O kadar çok dolaşımda ki, görmek istemeniz bile bu hastalıklı hal sizi buluyor. Mesela şunlar:

Birisi, havaalanının birkaç saatte tekrar açılmasından başbakana pay çıkarmış; “helal olsun, bizim adamın farkı bu işte!” diye sevinmiş mesela...

Havalimanında bomba patlar patlamaz, ortaya fırlayıp, “PKK yaptı! Hatta Kılıçdaroğlu da zaten bugünkü konuşmasında söylemişti!” diyen birileri mesela gerçekten bomba patladığı zaman ne hissediyordur?

Ya da medyaya yasak getirilmesine karşı çıkanlara “inşallah bombayla ölürler” diyenlerin duygu organları tamam mıdır örneğin? Kalbin olması gereken yerde yağ tutmuş, dışarıyı göremeyen ve dışarıdan da herhangi bir mesaj alamayan bir kas olabilir mi? (Buna karşılık, başka birileri de “ ‘bomba eylemi araştırılsın’ önergesini reddedenler de ölsün” derse bu kalbi kurumuş şahısların tavrı ne olur acaba?)

Ya da, alenen dile getirilmese de, her satırdan sızan bir karşılaştırma: “bizim terör, sizin terör”...

“Bizim” terör olduğu zaman olay şöyle şekilleniyor: “Terör olduğu zaman Fransa tek yumruk oluyor; bizim alçaklar ise kaos yaratıyor. Millet olmak için Fransa gibi terörü lanetleyelim...” (Fransa “kahrolası Batı medeniyeti” olsa da, örnek vermekte beis yok.)

“Sizin” terörde ise şöyle oluyor: “Zaten siz de o teröristlere destek veriyorsunuz; terörist olmak için illâ silahlı olmak gerekmez; attığınız imzalar da terör sayılır”...

Yani, PKK bomba attığında nedense “birlik olalım” değil de, “PKK’ya destek veren hainler” söylemi daha çok işe yarıyor.

Biliyorum; hiçbir işe yaramayacak bir yazı bu... Ama ağzını açtıklarında “alçaklık” lafı dökülen insanlara hangi aklî ya da kalbî dil fayda edebilir?

Pek fayda etmez... Çünkü 2014’te Gülen Cemaati’ne çakmak için birileri “İsrail’den mi izin alacaktık? Tabii ki biz verdik” deyip, bugün İHH’ya dönüp, “Bizden mi izin aldınız? Siz gösteri yaparken, biz usulünce yardım yapıyorduk” dediğinde, kalpler etkilenmiyorsa, bombadan da zerre kadar etkilenmeleri beklenemez.

Türkiye’nin kutupsallaşmasında bildiğimiz ırklar yok ama genel ortalamaya uyum sağlayamayan her kimse “doğuştan aşağılık konumda” olarak kabul ediliyor ve “ayrıştırılıyor”... Herkesin etrafında “ırksallaştırdığı” yani adeta ırk gibi doğuştan aşağılık gördüğü insanlar var. Adeta, tanrılaşmış bir güç eşliğinde, sanki herkes biliyor kimin “iyi”, kimin “kötü” olduğunu...

Özellikle, eskileri taklit eden yeni efendiler, egemen ideolojilerine sahip olmayanlardan nefret ediyorlar...

Beyazların siyahlardan nefret ettiği gibi...

Ferhat Kentel

[email protected]

(Bas Haber)


Bültene kayıt ol