Herkes bilir, Türkiye parlamenter siyasetinin en temel doğrularından biridir. Hiç değişmez. Değişmesi teklif edilebilir, ama kimse teklif etmeye zahmet bile etmez; etse de bir faydası olmaz.
Temel doğrumuz şudur:
Kürt meselesi konu olduğunda, parti purti, yasa masa, anayasa manayasa fark etmez, tüm Meclis birleşir, sınıfsız zümresiz kaynaşmış bir kütle olarak sevinç ve coşkuyla oy kullanır.
(Bu temel doğrunun bir de (b) şıkkı vardır, ama onu ifade etmeye bile pek gerek yoktur. Şöyle: Ermeni Soykırımı konu olduğunda da partiler arasında tam birlik sağlanacaktır. Bu (b) şıkkı pek bilinmez, çünkü Ermeni Soykırımı zaten konu olmaz.)
Geçen hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi ne kadar bu temel doğrunun ne kadar temel olduğunu hepimize hatırlattı. Ne kadar uyumlu ve bölünmez bir millet olduğumuzu gösterdi. “Söz konusu Kürtler olduğunda geri kalanı teferruattır” atasözünü bir kez daha doğruladı.
Ve kimse şaşırmadı elbet.
Örneğin, Hürriyet’te Murat Yetkin şöyle yazdı:
“Anayasa değişikliğinin halkoylamasına gitme gereği CHP’den gelen ‘evet’ oylarıyla aşılmıştır.”
Yani HDP milletvekillerini Meclis’ten atma (ve herhalde cezaevlerine tıkma) girişimi CHP’nin oylarıyla uygulanabilir hâle geldi.
Ve Yetkin’in yazısında “Hay Allah, CHP nasıl böyle bir şey yapabildi?” veya “Hiç beklemiyordum, kafam karıştı, tüh” gibi bir ifade hiç yok.
Çünkü CHP’nin tam da böyle yapacağını tabii ki biliyordu. Hepimiz biliyorduk.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Türkiye’de en can yakıcı sorun terör sorunudur; 78 milyon terör örgütlerinin açık hedefi haline gelmiştir. Böyle bir tabloda terör örgütleriyle ilişkilendirilen kimi siyasetçilerin dokunulmazlık zırhına bürünmesine CHP evet diyemez” dedi.
Arkasından, HDP’nin Anayasa Mahkemesi’ne başvurması gündeme geldiğinde ama bunu yapabilmek için kendi safları dışında 50 milletvekilinin desteğine ihtiyaç olduğu konuşulduğunda, Kılıçdaroğlu şöyle dedi: “HDP’nin başvurusu için imza verilmesi yasak. Başvuru için imza veren olursa partiden atarım. Ancak fezlekesi olan arkadaşlarımız AYM’ye bireysel başvuru hakkını kullanabilir.”
AKP ve MHP’ye dokunulmazlıklar konusunda bir diyeceğim yok. Zaten kendilerinden bekleneni yaptılar.
Ya CHP?
Bence o da kendinden bekleneni yaptı. Ona da diyeceğim bir şey yok, hiç de olmadı.
Ama aylardır, yıllardır CHP-HDP ittifakı peşinde koşanlar, CHP’nin değiştiğini iddia edenler, AKP’den kurtulmanın yolunun CHP olduğunu anlatanlar şimdi ne diyecek?
Vazgeçecekler mi acaba bu saçma sapan hayalden?
Roni Margulies
(Sosyalist İşçi)