Türkiye HDP milletvekillerinin çoğunun dokunulmazlıklarını kaldırmaya hazırlanıyor. Hükümet partisi tarafından, Meclis’e sunulan anayasaya geçici madde eklenmesi teklifinin temel gayesinin bu olduğunu bütün dünya görüyor/biliyor.
Bu ayan beyan açık durumun çeşitli bahanelerle üzerini örtmeye çalışan ana akım siyasetçiler, dünyada ender rastlanan bir algı operasyonu gayretkeşliği içine girdiler ve birbirlerini aratmayacak pespayeliklerini sergiliyorlar.
Hatırlayalım, şimdiki Cumhurbaşkanı dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 2012 yılında Şırnak Roboski yolunda gerillayla kucaklaştılar diye Gültan Kışanak ve arkadaşlarının dokunulmazlıklarını kaldırma girişiminde de bugünkü gibi çok fazla kükremişti. Ana akım siyasetçilerde bugün olduğu gibi peşine takılmışlardı. Bugün söylenenlerin neredeyse harfi harfine aynısı söyleniyordu, yapılan tartışmalar tıpa tıp aynısıydı.
Sonra AK Parti, Bolu’da dokunulmazlıklarla ilgili özel grup toplantısı yaptı. Toplantının sonunda Meclis Başkanlığı’nda bekletilen yüzlerce dokunulmazlık dosyaları içinden BDP milletvekillerinin dosyalarının işleme konulmasının özel uygulama olacağı ve bunun da başta bölgede olmak üzere bütün ülkede AK Parti için sorun yaratacağı kanaatine varıldı. Hükümet bütün dokunulmazlıkları incelemek üzere bir komisyon kurarak sorunu buzdolabına kaldırdı. Daha sonra teröristle nasıl kucaklaşırlar diye dünyayı ayağa kaldırmaya çalışanlarda bir daha hiç ağızlarına dokunulmazlıkları almadı. Unuttular, unutturdular. Ta ki, AK Parti yeniden siyasal kırım hareketini uygulamaya koyuncaya kadar.
Siyaset unuttu toplumda unuttu. Nasıl, neden böyle oluyor sorusuna yanıt vermeden bugünkü algı operasyonu kavramak mümkün olamaz. Bugün herşey egemen siyasetin emrinde. Bu gerçekle yüzleşmeden, yeni Türkiye iddiasının, eski Türkiye’nin ambalajının tozunun alınması olduğu gerçeği görülemez, anlaşılamaz.
Neden Kürd meselesi söz konusu olduğunda sağlı, solu bütün partiler, her türden farklılıklarını bir kenara bırakarak, her defasında çok kolayca “milli” bir duruşta buluşuyorlar. Büyük milliyetçi mutabakatı gerçekleştirebiliyorlar. Bunun anlaşılabilmesinin yolu “terör” safsatasının büyük algı operasyonunun toplumsal kredisine dönüştüğü koşullarda “terör, terörist, bölünme korkusu” gibi toplumsal duyarlıklar ana akım siyasetin besin kaynağına dönüştürüldü.
Adını koymak gerek, şiddetle, çatışmayla, terörle mücadele Türkiye siyaseti için araçsallaşmıştır. “Terörle mücadele” kutsallığı ve aldatmacasıyla her türden hukuksuzluk, yolsuzluk, kin ve düşmanlık meşrulaştı. MHP’nin “başka vakalarla, terör örgütünün uzantılarını” bir arada ele alınamaz itirazı, her şeyi sineye çekeriz ama Kürdlerin siyasal taleplerini, PKK’nin varlığını, Kürdlerin Kürd olarak var oluşlarını kabul etmeyiz” demektir. Hatta her türden kötülüğün ana kaynağını tamda bütün bunların varlığında görme zihniyetinin bir sonucudur.
Keza CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “AK Parti’nin oyunu bozmak için getirilen yasa teklifine evet diyeceğiz” açıklaması biz bize benzeriz açıklamasıdır. CHP lideri Kılıçdaroğlu, yakaladığı her fırsatta ve platformda dile getirdiği “neden Kürdler bize oy vermiyor” sorusunun yanıtını bu siyasal tutumda aramalıdır. Kısa süre önce benzer bir biçimde AK Parti’nin yedeğinde Suriye tezkeresine evet oyu verdiğinde de aynı şeyi yapmıştı. Terörle mücadele dendiğinde CHP için akan sular durduğu sürece, CHP, Kürdlerden beklediği oyu alamaz. CHP’nin terör hassasiyeti “milli duruş” özelliğini aşamamıştır. CHP’nin bu yaklaşımını Kürdlerin, ezici çoğunluğu anti Kürd milli duruşu olarak değerlendiriliyor, algılanıyor. Ulusalcı oyları kaçırma korkusu onu AK Parti’nin yedeğine itiyor.
Dokunulmazlıklara dokunma girişimi, Kürd savaşında derinleşen kırılmanın tamirini artık imkânsız noktaya varmasına yol açacak bir risk içeriyor. Bu riski göğüslemeye çalışan AK Parti’nin siyasal bir gelecek vizyonu, bunu gerçekleştirecek siyasal gücünün olduğu bir gerçek. Ya milli mutabakatın içinde yer alan diğer partiler Kürd düşmanlığına ve siyasal kırıma güç vermenin dışında ne yapmak istiyorlar. Bunun farkında olduklarını sanmıyorum. Cehenneme giden yolun taşlarının döşenmesinde AK Parti ile işbirliği yapmanın mutluluğuyla kendilerini avutabilirler. Ya sonrası!
Hakan Tahmaz
(BasNews)