Haberiniz olmayabilir, 11 Mart günü ‘İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü’ imiş. Bu kadar önemli bir gün olmasına rağmen, benim de haberim yoktu. Öğrendiğimde iş işten geçmişti, kutlayamadan geçti.
Hükümeti hem kınamak hem kutlamak isterim.
Bu mutlu günden pek çok vatandaşın habersiz olmasını engellemedikleri, yeterli duyuruyu yapmadıkları için bütün devlet büyüklerimizi kınıyorum.
Ama millî birlik ve beraberliğimizin simgesi, millî hissiyatımızın tercümanı olan Sayın Cumhurbaşkanı’nı kutluyorum. Bakın ne güzel sözler etmiş:
“Millî birlik ve beraberliğimizi, milletimizin bağımsızlığa olan tutkusunu en veciz biçimde ortaya koyan İstiklal Marşı, istiklal mücadelesini geleceğe taşıyan ve bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz ‘millî mutabakat metni’dir.”
Millî mutabakatımıza katkıda bulunmak amacıyla, İstiklal Marşı’nın öyküsünü anlatmak isterim. Korkarım bu şanlı öyküyü bilmeyenlerimiz olabilir.
Önde gelen bir İttihatçı iken önde gelen bir Kemalist olan Kâzım Nami Duru şöyle anlatır:
“Ankara’da 1920 sonlarında Maarif Vekilliği’nde çalışıyordum. Kapı açıldı, içeriye kısa boylu bir kurmay albayı girdi. ‘Ben,’ dedi, ‘Garp Ordusu Erkân-ı Harbiyesinden İsmet’. İskemleye buyur ettim, oturdu. ‘Biz orduca bir İstiklal Marşı yapılmasına karar verdik. Güftesi için beş yüz, bestesi için de bin lira vereceğiz. Gerek güfte gerek beste için bir müsabaka açmanızı istiyoruz. Maarif Vekili Rıza Nur Bey’e müracaat ettim, beni size gönderdi’ dedi. ‘Emriniz baş üstüne’ dedim. Müsabakayı bütün memlekete ilan ettik.”
Yani ordu “Marş yapılacak” diye karar verir, bu karar İsmet İnönü tarafından Eğitim Bakanı’na bildirilir.
Müsabakaya katılanlar arasında Bolu Mebusu Tunalı Hilmi ve Şark Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir de varmış. Kim bilir ne güzel şeyler yazmışlardır! Ama yarışmayı kazanamamışlar.
Edebiyatımızın üstadı Nihad Sami Banarlı şöyle yazar:
“Başlangıçta İslamî bir ümmet şairi vazifesini yüklenen Mehmed Âkif, giderek İslamî Türk milliyetçiliği diyebileceğimiz bir imanın yegâne büyük şairi olmuştur.”
İslamî Türk milliyetçiliğinin büyük şairi İstiklal Marşı’nda şöyle yazar:
“Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.”
“Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?”
Sayın Cumhurbaşkanı’nın millî mutabakatına kimlerin dahil olduğu belli. Türk ırkına dahil olan, Müslüman olan, tercihan da asker olanlar.
Anlaşılan, geri kalanlarımız millî de değil, mutabık da değil.
Roni Margulies
(Sosyalist İşçi)